- 901 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Babam M.Kemal Dernek'e
Not;( bu mektup bir sitem değildir. İnsanız. Başımıza çokşey gelebilir. Yaşantımız hiç beklemediğimiz bir anda alt üst olabilir. Çevremizde iyi örnekleri görebilmek ve yaşamın dönüşümüne inanmaktır aslolan. Düşerken kalkabilecek güce sahibiz çoğumuz. Kimimiz daha kırılgan ve ürkek bakarız hayata. Yaşamın değişim ve devinimine inanmak , görebilmek önemli bence. Sadece aile büyüklerimiz değil bizleri koruyan. Daha görmediğimiz nice değerli insanlar var. Karşılaştığımızda; bakışları, bağzen duruşları ve sevecenlikleri, insana inanmış olmalarıyla yaşamımıza konuk olduklarında, hayatımızda çok büyük değişikliğe neden olurlar. Uzağı görmemize ve ufkumuzun genişlemesine önemli katkılar sağlarlar. Hepimizin hayatında böyle değerli misafir konuklar vardır. Değerlendirmek görmebilme ve gözleme özelliğimize bağlı olduğunu düşünüyorum. Yada hiç önemsemeden aynı dar kalıplar içeriside, tek düze yaşamak! Öğrenmek önemli bir değer aslında. İnternet’inde bir çığır açtığını söyleyebiliriz. Babamın mezar taşını çekilen fotoğraflar ın internette verilmesi sayesinde gördüm . Çoğu kişinin babamın mezar taşını bunca yıldır ilk defa gördüğüme haklı olarak şaşacaklardır. Üstelik İnternet aracılığıyla. Olacak iş değil bunca sene ! ama ne yapalım. Beş parmağın beşi bir olmuyor. Belkide en vefasız evlatlarından biriyim. İzinden gitmediğim için. Şimdiye kadar mezarını ziyaret etmediğim için. Ama geleceğim söz. Bir olaya veya kişiye herkes aynı şekilde davrandığında; yani birileri çok kişi tarafından aşırı met edilip tapıldığında her ne dense kuşkuyla bakar oluyorum. Neden acaba ? diye kendi kendime soruyorum bu kez. Canım bu babanın mezarı başka bir şeye benzer mi? Çok doğru. Beni kim eleştirse yeri var. Ama ne yaparsanız yapın: bende kalbimin kırık yanlarını bunca yıl onaramadım. Hiçbir şey o kırıklığı onarmaya yetmedi. Bağzen büyüdü , büyürken altında kaldığım oldu. Ama ne yazık ki küçülmedi hiç.
Hep; kafası çok çalışan adam derler senin için ve zengin olduğunu dillendirirler. Doğrudur yalan yok. O kadar zenginliğin ve servetin içerisinde. Annemin Günlerce ve aylarca öksürdüğünde ne den bir öksürük şurubu alamadığını hep merak etmişimdir. Tüm hizmetini yaptırdığın bu kadının sağlığı senin için neden önem taşımadı ? Çocuklarının annesi. Ezikliğine sende ezerek cevap verdin. Yetimliği suç oldu. Yaşama şansı ve soluk alma fırsatı vermedin neden? Bir kere olsun onun açısından bakamadın. Bu körlüğünü anlamış değilim. Biri çıksa da bana anlatsa.
Merak etmişimdir çünkü memleketin önemli bir kişisi, Belediye meslis üyeliği yapmış , çevresi olan, sosyal kendini kabul ettirmiş bir insan olarak sen.
Çömez genç yeğenlerin etkisiyle lise öğrencisi çocuğunun kitaplarını evin bahçesine döküp yakman neden? . Halen şaşarak düşünürüm. Büyük gelininin dolduruşuna gelecek kadar zayıf mıydın? Ve yeğenlerini etrafına toplayıp kendini çocuğuna karşı güçlü olduğunu gösterecek kadar mı zayıflığın; sanmam.
Çocuklarına eşit sevgi ve ilgi göstermeyişine daha bir üzülerek hatırlıyorum. Kıyafet alırken dahi ayrıcalık yaparak üstelik.
Bunlar benim bilinç altımda kuluçka gibi yatar oldukları için gayretsizlendim gelmeye, sana da bağışlamak düşüyor. Ne yaparsın beş parmağın beşi bir olmuyor.Biri yetimlerin ekmek ve eğitim parasını hiç korkmadan iki dul kadının elinden alıp kayıplara karışınca, birine de senin mezarına henüz gelmemek düşüyor .
Sana söylemediler. Öldüğünün ikinci günüydü; En büyük oğlun; iki hanımından imzalar alıp bankadaki paralarını çanta dolusu eve getirdiklerinde ben 15 yaşındaydım. O çantaya açıp bize gösterdiler. Silme para dolu.Sonra büyük oğlun alıp kayıpları karıştı. Türk filmi sanki! Küçük kalbimizle abimiz diye inandık. İnandığımız boşa gitti. Askerde olan kardeşine senin öldüğünü bilerek haber vermedi. Kimseyi uyandırmasın diye. Bir film çekildi senden sonra. İşte o filmi kimse doğru anlatmıyor her ne den se! Keşke bunları yaşayıp görseydin. Sonra tekrar kafanı yere koyup yatsaydın. Yaşadığımız eziyetleri anlatıp senin kafanı ağırtmamış olacaktım bugün.
Korkmana gerek yok, Yaşasaydın eğer sen nasıl davranırdın bilmem ama ben senin kapına gelip her hangi bir şey istememeyi seçerdim. Seninle hesaplaşırdım. Servetin ve paran için değil. Eğer bir şeylerin gelip beni bulduysa benim bir suçum yok. Evladınım. Ama hiç gerek yokmuş bir kuruşuna bile! Çünkü ayakta kalabilmenin yolu sadece varlıktan geçmediğini biliyor çok insan. Yaşamın içinde kendime delicesine güvendim. Senin kimliğin ve varlığın gölgesinde yaşamadığıma daha bir seviniyorum.
Bizi koruduğun gibi olmadığını öğrendim hayattı. Dışarda hayat o kadarda kötü değilmiş. İnsanlar birbirlerine sahip çıkabiliyorlar mış. Düştüğünde hiç tanımadığın insanlar ayağa nasıl kalkman gerektiğinde, insanca yol gösterici olabiliyorlar mış. Büyük ağabeyimiz sayemizde zengin olup, bizim sürünmemizi seyretse de biz hayatı öğrendik. Hiç tanımadığımız yazarlar çizerler bizler için canlarını feda edebiliyorlarmış. Öğretmenler kendi çocukları gibi emek verebiliyormuş. Çalıştığımız yerde evimizin içinden daha çok takdir görebiliyormuşuz. Hiç tanımadığım insanların izlerin taşır olduk. İnsanı çoğaltan dışardaki hayatı yadsımadan karışabilmek.Hatta evin örülü duvarlarından birini yıkıp , sınırları azaltınca hayatın ucsuz bucaksız öğreticiliğini tadabiliyor insan. İnsanın keşfetme özelliği gelişebiliyor. Bütün bunları sensiz ve kendi imkanlarımız doğrultusunda öğrendik.
İşte bu yüzden sağlam kaldığımı düşünüyorum.
Yanlışlıkla servetine güvenmiş olsaydım ,hem bana, hem yaşadığım yıllara. En önemliside annemin ne derece erdemli bir kadın olduğunu anlamayacaktım. O sesiz ve suskun duruşlarının aldında bir insanlık olduğunu görmezden gelecektim; vaktim kaybolmasın diye gözleyemeyecektim, o tertemiz berrak yüreğindeki şelalesinden akan suyu içtiğimi fark etmeyecetim. İçtiğim suyun beni nerelere getireceğini bilmeyecektim. senin gibi( hayatı tek yönlü bakmak) mülk sahibi olsaydım eğer ! ya da tek amacım özel hayatımı kurtarmak olsaydı; bir ömre yazık olacaktı. Dışarıda bana katkısı olan tüm insanları göremeyecektim. Şimdi o insanlara şükran borçluyum. Biliyor musun? Hiç tanımadığımız sayısız insanların hayatımıza olan katkılarını düşünebiliyor musun ?
Anlatıklarımın ne faydası var dersen; bende bilmiyorum ne faydası olduğunu. Ama belki diğer çocukların arasında yaşadıklarımızı unutanlar var ise hafıza tazelemek benimki. 13 kişilik bir ailede kız çocuğu olunca bu yaşadıklarımız çok şey ifade ediyor benim için. Yaşamın karın tokluğundan ve oturduğumuz konutlardan ibaret olmadığını anlamak gerek.
Seni görmeye geleceğim elbet. Yolda başıma birşeyler gelmez , bir kazaya kurban gitmez, ayağım bir şeye takılıp bir aksilik olmaz ise elbet geleceğim. Babam değilmisin? Demek ki geçmiş geçmiyormuş baba. Üzerimizden seneler akarken eğer farkına varılmadan geçerse geçmiş ,eteğimize ilişmiş olarak bizimle birlikte sürüklenecektir. Nereye gidersek gidelim. Kalabalıkta yaşarken aynı zamanın içerisinde bir sürü hayatlar birikerek arkandan sürüleniyor. Senin geçirdiğin zamandaki akış diğerleri için geçerli değil demek.Bu ayrıntıyı görememişsin.. Annem boşluklarını dolduramadan zamanı tüketti . Sebep ? Sen yoruldun. Biraz da gitmek istedin gibi geliyor bana . Çocuklar büyümeye başlamıştı. Değişmeye uğramak zorunda kalacaktın. Ya da hükmedecektin. Yaşama devam etseydin neler olurdu az çok kestirebiliyorum. Çoğunlukla önde olanlar kendilerini star sanarlar aslında. Oyunun bir parçası olduklarını kabul etmezler. Yaşam oyunun bir parçası olmadığını anladığında aff etmiyor. Bu işin şakası yok! dur dedimi durmak zorundayız.
YORUMLAR
Sanırım sayfanıza ilk gelişim.
Yazınızı gerekirse tekrarlar ederek dikkatle okudum.
Sonra yorumları da okudum tabi.
Her ne kadar babanıza kızgınlık değil de aydınlatma amaçlı deseniz de, yazınızda o kırgınlık var; var olması da çok doğal.
Ben de bir baba olarak şunu düşünmüşümdür hep. Ve babalarla empati yaparak tabi. "Acaba babalar bir hata yapmışsa evlada ya da evdekilere, perde arkasında birşeyler mi vardı?"
Asıl amacınızı okuduğumda, insanları bu mektupla, bir örnekle aydınlatmaya yöneldiğinizi bilmek de, sizdeki oluşmuş güçlü kişiliğin nedenidir.
Zaten dünya budur bence. Kişiliklerin oturmasında ruh ve yüreğin yanında, tesadüfi vesileler de önemli bir yer tutarlar...
Ben de bu vesileyle babanıza Allah'tan rahmet dilerim. Varsa günahları affola...
Kardeşiniz konusundaysa hiç yorum yapamayacağım; çünkü o olayın yoruma bile yeri yok bence.
Aydınlatan güzel yazınız için tebrikler...
Selamlar...
keziban buldu
keziban buldu
Mezarında iken bir kızından sitemler işitmek ne acı...
Tabi ki asıl acı olan bunu hak etmiş olması...
Oysa ben hep imrenirdim...
Mzarında olsa bile...
Bir kızı tarafından
Sevgi ve saygıyla anılan
Kendisi için dualar okunan
Şiirler yazılan babalara...
Mezarında olsa bile...
Kadir Tozlu