BOMBOŞ
Bomboş..
Beyazlığında sığ ve tutarsız..
Bir gülümseyiş ki sanırsın iki yanağı arasına sıkışmış,son isteği bir idamlığın. En son ne zamandı bir goncanın yüzünde açışı bilemiyor. Bir hikayenin örgüsünde aklını kaybettiğinden beri ve şakağında yaprakları zihnini saran karartmaların. Armut ağacı gölgesinde; ılık,rüzğara karşı bedeni salıncak gözlerine,durdu Adem soyundan,durdu Durmuş hayata!
Fikrinin zikri yoktu. Toprağında yeşerdiği köyünün yüreği dilsiz ve sağırdı anlık,resimdi anılık. Sularda fırtınaydı,dalga olup çarpardı kayalıklara.. Kendi çukurlarını kapatırcasına oluk oluk oyuklar açardı.
Kulaklarında yapraklarının hışırtısı,gövdesini saran ölümün ki önsezi..
Kaskatı yaralarına kendi kabuk.Bir eylül akşamı kanamıştı solu,soluksuz. Çınlıyor varlığı, göçüşü içindeki sıcaklığın ve kururken dudağındaki pınar,elleri buz bir vêda..
Gel dedi; iki kanatlım, gel götür beni kendi ülkene. Saf ve sütten nefesini bana üfle,kaburgalarımı ışığınla doldur..Beni benle aydınlat.
Ah! iki kanatlım,tuttum sımsıkı beyaz kaftanından da düştüm düşümde bir yıldızdan. Bilirim, gül kokar gülüşün güldüğünde gül yüzün. Tuttum sımsıkı beyaz kaftanından da düştüm düşümde yanağındaki goncaya ki güldüm.
(04.09.12) NÜRGÜL OCAK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.