- 1660 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
SUS ÇOCUK AĞLAMA
Yine mi geldin çocuk, yaramın sızladığını hissedip, her düştüğümde çıkma o kör kuyudan.
Delireceğim sus çocuk, çığlıklar atarak kemiriyorsun beni. Geçirmişsin dişlerini ruhuma kanımı emiyorsun, git! Git benden diyorum, masumum, neden beni cezalandırıyorsun? İşkencen niye bana? Seni yok etmek isteyen o korkunç yaratıklara sor hesabını.
İmkânsız artık bende var olman bil bunu anla, sen hala çocuksun ben ise mecburen büyüdüm hiç oynamadık seninle aslında sen de bıraktın beni hep yalnız.
Ne zaman sana kanıp çocuk olmaya çalışsam, ardından yargılandım acımasızca ve sen de kaçıp saklandın. Kinlendim sana da tüm her şeye de… Nefret ediyorum çocuk her şeyden nefret ediyorum...
Hala mı savaşıyorsun? İmkânsız, artık dönüşün yok bana, birlikte açtık gözlerimizi bu dünyaya ama koparıldın benden. Terk et beni çocuk, sana her uyduğumda darağacımı kurdular ve sen yine saklandın kuytularıma, ağlama, ağlama, yeter artık!
Masumum ben çocuk sus artık! Beynimde yankılanan sesinle aklımı alıyorsun, ne zaman son bulacak bu işkencelerin? Sus, sus diyorum, ağlama artık!
Sen asi söz dinlemez çocuk hala mı gitmedin benden ,
çığlıklarından usandım, ağlama feryat figan, sus duymuyorum seni!
Çelemezsin aklımı, isyan etmemi bekleme , git karanlığına dön,
senin yerin orası, bana acıyarak bakma, öyle uzatma elini tutamam…
Sahtekârım! Evet, bu muydu duymak istediğin?
Değiştiremedim yazgımı, çocuk olmadım, anlatamadım kendimi vazgeçtim her şeyden.
Halimden memnunum bak, gülümsüyorum, her şey iyi…
Yeter, sus, haykırma! Duyamaz seni başka kimse.
Belki gözlerim gülmüyor, sahte kahkahalarım içimi parçalıyor,
güneş uzakta kaldı ısıtmıyor, baharı yaşayamıyorum.
Yaşam sevgimi, neşemi öldürdüler, kalabalıkta yapayalnızım
canlı cesedim, ruhumu da, yüreğimi de uğurladım.
Ağlama çocuk, git artık!
Ben de sahneme döneyim, her kanadığımda gelme artık.
Alıştım yılandillerin sokmasına, aldırmıyorum bile.
Asıl sen acınacak haldesin hala çocuksun büyümedin gitti.
Hayaller kurma boş yere, ben yoğum o hayallerinde
bir dağ rüzgârı nefes oldu kesilen soluğuma, merhem oldu yaralarıma.
Onun beni saran sıcacık rüzgârıyla unutuyorum acılarımı.
Hiç ummadığım anda gelen dağ rüzgârının göğsünde
huzurlu zamanlar çalıyorum kısacıkta olsa hayattan onunla esiyorum.
Seni karanlık kuyulara benden alıp koparıp atan vicdansızlara kız çocuk!
Sil beni, sus ağlama sus!
Elbet bir gün sesin yok olacak çocuk, helalleşeceğiz…
DAĞÇİÇEĞİ
YORUMLAR
Değerli dost sakın sakın susturma o çocuğu bilmez misin o çocuk susunca ruhumuz ölür :(((
tek kelime ile harikaydı
Tebrikler ....
@DAĞÇİÇEĞİ@
@DAĞÇİÇEĞİ@
Değerli arkadaşım.
İnsanın çekebileceği en büyük azap ne hapis, ne işkence, ne ateş ne de başka bir şeydir..En büyük azap bir insanın vicdanı ile hesaplaşmasıdır. Çoğu kez bizim dışımızda, biz hiç istemesek de, kabullanmasek de tamamen bizim isteklerimizin hilafına doğan kötülükler sanki onları değiştirmek elimizdeymiş de değiştirmemişiz gibi bizi yaralar durur. Beynimizi,n içinde bir yerlerde bir çan vardır ve ha bire birileri o çana vurur durur tokmağı ile. Git dersin gitmez...'' Madem öyle al bu canı da diyetim neyse ödeyeyim'' dersin almaz...Çektirir böyle...
Korku filmi gibi olsa da çok güzel ve anlamlı bir yazıydı. Tebrikler.
Selam ve sevgilerimle.
@DAĞÇİÇEĞİ@
hmm acaba bir korku filmi hikayesimi yazsam acaba iyi fikir aslında :)
@DAĞÇİÇEĞİ@
ilk okurken gözümün önüne HALKA filmi geldi hani korku filmi var ya kuyudan saçları önünde yüzünüü örtmüş kız çocuğu çıkıyor ve insanın üstüne üstüne geliyordu. Sonrasında içimizdeki kaçak yaramaz çocuk geldi aklıma
güzeldi tebrikler
sevgiler