Senden nefret edenleri sev; iyilikten başka üstünlük alameti tanımıyorum. -- ludwig van beethoven
Şaban Aktaş (Homerotik)
Şaban Aktaş (Homerotik)
@saban-aktas-homerotik

AY ÜSTÜNE BİR DENEME

18 Şubat 2008 Pazartesi
Yorum

AY ÜSTÜNE BİR DENEME

10

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1142

Okunma

AY ÜSTÜNE BİR DENEME

Yaşam için ne gerekli diye sorsak; genellikle, hava, ekmek, yemek, su, giysi, barınak gibi gereksinimlerden söz edilir. Kimsenin aklına ışık olmadan yaşanacağı gelmez .Bitkilerde ’Fototropi’, yani ışığa yönelme kavramını okullarda öğrenmiş olsak da, güncel yaşantımızın ağır koşulları altında ışığın önemini unutur gideriz. Doğal olarak var olduğu için yokluğunu düşünmeyiz. Gündüz güneş, gece ay olmasaydı, yaşam diye bir şey olmazdı.

Ay ve güneş sevdalarımızı süsleyen nesnelere dönüşürken, ay ’ın yüzünde sevgilimizin ’Mah’ yüzünü, güneşin yakıcı sıcaklığında da özlemlerimizi buluruz. Başımızda esen ’Kavak Yelleri’ fırtınalara ,kasırgalara, tayfunlara hortumlara dönüşür. Özlemle yanıp kül olan benliğimiz, uzayın sonsuz derinliklerine savrulur. Paramparça benlik, kül zerreciklerinden yeniden bir araya gelir, aşk sonrası yeni benliğimizi oluşturur.

Ay’ın dünya ve güneş etrafındaki dönüşüm evreleri, her insanın çıplak gözle görebileceği ibret verici olaylara sahnedir, insanlardan kaç kişi gökyüzünü yeterince dikkatli izler; şairler ve astronomlar dışında göğe bakan veya bakmasını bilen çok az insan vardır. Sanırım ünlü şairimiz Turgut Uyar bir şiirini bu nedenle ’Göğe Bakma Durağı’ olarak adlandırmıştır.

Ay, her yirmi sekiz günlük zaman diliminde, kendini yenilemektedir. Bu durum ergin kadın vücudunda oluşan yumurta hücrelerinin döllenmemesi halinde, atılıp, yeni yumurta hücrelerinin oluşması için geçen, periyodik bir evredir. Kameri takvim bu nedenle diğer takvim türleriyle uyuşmaz, arabi aylar her yıl on gün önce başlar.

Şimdi ellerimizi göz önüne alalım, sayabileceğimiz eklemleri sayalım, her iki elimizin parmaklarında toplam yirmi sekiz tane hareketli kemik göreceğiz. On dördü sağ, on dördü sol elde olmak üzere. Parmak uçlarımızı birleştirince Dolunay hali gözünüzün önünde canlandı mı?
Dolunay’ın doğarken, yastıktan başını kaldırırcasına doğrulup , gözlerindeki mahmuriyetin dağıldığını izlediniz mi hiç? Her doğumun sancılı, kanamalı olduğunu bilir miydiniz? Ayın gökte çizdiği hareketin adına gerdan dendiğini duydunuz mu? Yatağına çekilen ay’ın, bu kez öbür yanağının üstüne yattığını gördünüz mü?

Tüm bu gözlemlerim bana şu şiiri yazdırmıştı;

BENCE AY !

Yirmi sekiz dilimli portakal
Güneş,
Her gün bir dilimini yer onun
On dördüyle doyar
On dört günde
Yediğini yerine koyar
Onun için diyorum dostlar
Gökyüzünde benim
Narenciye bahçelerim var!

Doğa olaylarının gözlemlenmesi, bize daha değişik bir algılama ve yorumlama gücü kazandırır. Bilim adamlarının araştırmalarına göre, dünyaya büyük bir gök cisminin çarpması sonucu ay’ın dünyadan koptuğunu, bir gezi sırasında bir Alman turistle konuşmuştuk ve şunları da anlatmıştı bana;’Bu çarpışma sonucu kopan ay, danseden bir mevlevi gibi döne döne boşluktaki yerini aldı. Güneş sisteminin ona tayin ettiği yörüngede tur atarken ,zaman zaman dünyaya yaklaşır, zaman zaman uzaklaşır. Bundan dolayı sular alçalır ,yükselir (Gelggit). Hayat önce sularda, tek hücreli organizmalar biçiminde oluştu ,mikro organizmalar, suların alçalıp yükselmesi sonucu karaya sıçramışlar, ta ki gelecek bir ay sonrasına kadar karada kalmaya mahkum organizmalar, yavaş yavaş kendilerini, karadaki yaşama uydurmak zorunda kalınca, hem karada hem suda yaşayan canlı türleri oluşmus, milyonlarca yıllık evrim sonucu bu günkü hayat gelişmiştir. İnsan beyninin bu günkü hacmi ile daha önceki hacmi arasındaki açık fark, evrimin geçerli kanıtıdır. Aksini iddia edenlere şunu sormak gerekir, ’Her şey bu günkü gibi bir anda olduysa, niçin bu günkü canlı türlerinin tümünün geçmişte bir örneği yoktur?’

Anadolu’da bir çok tarih öncesi yerleşim birimleri olup, bunların en önemlileri Antalya Karain Mağarası M.Ö. 500.000), Konya-Çatalhöyük’tü r(M.Ö.9000). Her iki yerde de yerli ve yabancı kazı ekiplerince çeşitli araştırmalar yapılmış, buluntular yerel müzelerin yanısıra Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.Bu gün değişik yöntemlerle canlı cansız her varlığın yaşı saptanabilmektedir. Bilim son derece tutarlı ve somut adımlarla gelişmeye devam ediyor.

Ve biz aya bakıp, sevda çekerek yolumuza devam ediyoruz. Şikayetim yok, ben bu yüzden şair oldum, iyi ki ay var, iyi ki ay-rılık (ay’ın dünya’dan kopuşu ) var, iyi ki güneş hâlâ ay’a tutkun, dokunsalar birbirine kıyamet kopar!

AŞKLA SÜRÜYOR HAYAT!

Şaban AKTAŞ
18.02.2008

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ay üstüne bir deneme Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ay üstüne bir deneme yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AY ÜSTÜNE BİR DENEME yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
sahin_46
sahin_46, @sahin-46
17.6.2008 20:34:28
BENCE AY !

Yirmi sekiz dilimli portakal
Güneş,
Her gün bir dilimini yer onun
On dördüyle doyar
On dört günde
Yediğini yerine koyar
Onun için diyorum dostlar
Gökyüzünde benim
Narenciye bahçelerim var!



şiir mükemmel yazı için de tebrikler iyi bir deneme
noa
noa, @noa
22.4.2008 04:58:32
BU SİTEDE KULLANICILARIN BAŞKA KULLANICILARI ENGELLEME MEKANİZMASI VAR.

KULLANICILAR BAZI KİŞİLERİN DÜŞÜNCELERİNİ VEYA BAZI DÜŞÜNCELERİ KENDİ ESERLERİNİN ALTINDA GÖRMEK İSTEMEYEBİLİRLER.

OLABİLİR.

ANCAK, BİRİNİ HEM ENGELLEYİP HEM DE ENGELLEDİĞİNİZ KİŞİNİN YORUMLARINI ALIP EDİTLEYEREK VE CIMBIZLAYARAK İŞİNİNE GELENLERİ KENDİ İLETİNİZ ALTINDA SIRALAMAK SURETİ İLE MEKANİZMANIN BU ŞEKİLDE KULLANILMASI YAZIN SANATI VE İLETİŞİMİNİN AHLAKINA DA, ERKANINA DA HEM SIĞMAZ HEM DE YAKIŞMAZ.



BUNUN BU ŞEKİLDE UYGULANMASI, BUNA SEYİRCİ KALINMASI...

...

YAZIN ADABININ BU DERECE SUİSTİMAL EDİLMEBİLECEĞİ AKLIMA GELMEZDİ.

BİR ORTAMI YANSITAN ÜYELERİDİR, BİR ÜYEYİ YANSITAN ORTAMDIR.

DÜŞÜNCE VE FİKİRLERİN EMEK HALİNE DÖNÜŞTÜĞÜ BU ORTAMLARDA İNSANLARIN YAZILARINI HEM ALIP KIRPACAK DEĞİŞTİRECEKSİN HEM DE GÜNÜN YAZISINI YAZMIŞ OLARAK ÖDÜLLENDİRİLECEKSİN.

BANA GELMEZ BÖYLE İŞLER.


HOŞÇAKALIN.


noa tarafından 5/1/2008 1:45:36 AM zamanında düzenlenmiştir.
meneviş
meneviş, @menevis
21.4.2008 23:48:17
okumamistim, okudum. iyi oldu. yazim yaziya götürdü.

aşk ol Ay!

saygilar,
gülenaz
gülenaz, @gulenaz
10.4.2008 18:05:47

ışık gerek geceyi aydınlatan ay gibi

sevgi gerek ısıtsın diye güneş gibi

ve birilerinin yazması gerek bilmeyenler öğrensin diye
çok teşekkürler aydınlık yazı için
sevgiyle


Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ, @sabihakucuktufekci
29.3.2008 13:06:23

hocam süpersiniz..ee boşuna dememişler çok okuyan mı çok gezen mi diye.. ikisi olunca birlikte sonuç malum
" Şaban AKTAŞ "....
zevkle okudum çok değerli bilim/sel aşk/sal açıklamalarınızı ...kutlarım yürekten karanlıklara ışık olan yazınızı..saygılar..selamlar...
laledevri
laledevri, @laledevri
10.3.2008 00:02:26
Şaban hocam ,hayatın gerçekleriyle başlayıp sonra bilim dönüp dolaşıp aşk. Vallahi şaştım. Ellerimle de yaptım dolunayı.
Jale Keskin (Karadurmuş)
Jale Keskin (Karadurmuş), @jale-keskin-karadurmus
26.2.2008 16:12:44
Onun için diyorum dostlar
Gökyüzünde benim
Narenciye bahçelerim var!

BU denemede çok şeyler kattım kelime hazneme ve hayal dünyama gökyüzünü ve Ay'ı hiç böyle düşünmemiştim :) Tebrikler.
Olgun Ekinci
Olgun Ekinci, @olgunekinci
20.2.2008 16:44:25
Ay üzerine belkide ilk deneme okuyuşum.
İlginç, hoş ve keyifle okudum emek ürününü.

Yazarı kutlarım.
Özlem Tarhan
Özlem Tarhan, @ozlem-tarhan
19.2.2008 01:16:47
Emek var yazınızda ve final muhteşem..
Evet;her şey aşk temelinde vücut bulmuştur..
Onun varlığını hissetmediğimiz hiçbir yer,an yok..
Evet;aşkla sürüyor hayat ve aşkla da nihayet bulmalı;zira dünyaya gelişimiz bile aşkla olmuyor mu?

KUTLARIM SİZİ...
Suat Uğur
Suat Uğur, @suatugur
18.2.2008 23:42:11
İlginç
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.