- 1237 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
EŞ.
İnsanlarımıza eski türklerin savaşlarda kadınlarıyla beraber savaştığını , at üstünde elinde kılıcı , sırtındaki askıda bebeği ile savaşan kadınları okumalarını öğütlerim . aslında erkek veya kadın egemen demekle , ayrı ayrı haklar vardır demekle , tanrıya küfretmek aynı şeydir. erkek üstündür demekle , tanrı tasarımını tanımıyorum demek aynı şeydir...eş demek zaten fikri açıklar . mal olarak görürsek birbirimizi , tanrı ahlakından uzaklaşır , tanrı yolundan sapar , tanrılaştırırız kendimizi . bu ise en büyük yanılgıdır.tanrı bize dememiş ki kadın sana mal olarak verildi.al onu istediğin gibi kullan , ahırdaki ineğin gibi gör onu , bakkaldaki un çuvalı gibi al ,sat onu...dememiş ki.eşinizdir demiş ....eş!
nasıl ki tanrıya cinsiyet biçemezsek , amaç tanrıya ulaşmaksa , birlikte yaşamaksa sonsuza kadar....tanrıya ulaşabilenler , cennete hak kazanarak tanrısal varlık olacaklar da insanları cins cins değil , tek olarak görmeliler...kadın veya erkek dünya yaşamının gereği olan eşler....tanrısal yaşamda ise cins yok , tanrıya hak kazanan İNSAN ruhu , TANRI ruhu var. Unutmamak gerek ki ; O kendini zamana yaymış , fakat AN’da kendini seyreden BİR.kısaca insanlar değil insan , cinsler değil O yaşıyor.öylesine kusursuz ki, O’nun yarattığı herşey kaderini, amacını , görevini O’na yaşıyor.
Yaşayan O ise , değersiz olan yada üstün olan varmıdır?
Yavuz CEYHAN 14.11.2008
YORUMLAR
"HANIM" KELİMESİ NERDEN GELİYOR?
Çoğu erkek eşine HANIM ! diye hitap eder ama nereden geldiğini bilmeyiz
Bir gün Cengiz Han sarayına, tüm hanlarını toplamış , tahtının sağ yanına da eşini oturtmuş;
Cengiz Han hanlarına,
– “Ben Hanlar Han’i Cengiz Han, Hepinizin Hanıyım” demiş ve sonra eşini göstererek;
– “Bu da benim HAN' IM” demiş.
İşte erkeklerin “EŞİM” anlamında söyledikleri “HANIM” kelimesi
oradan geliyormuş..
Ne kadar hoş değil mi?
Kadının adı da var, yeri de var ve saygınlığı da var....
Anlamlı bir o kadar da mükemmel bir konuya değinmişsiniz.Kaleminize ,yüreğinize sağlık...
yavuzceyhan
yavuzceyhan
İslamiyet KADINA NİSA SURESİNİ tac olarak ikram etmiş;
ana olarak eş olarak hakettiği değeri vermiş ayrıca da , eşleri tarafından ,
her konumda ve her ortamda önemsenmesini de emretmiş.
Sorun algılamada.
Her ne kadar süslü püslü cümleler içinde müslüman yaftası vuruluyorsa da,
dinde şiddet yok, katliam yok.
Kız çocuklarınızı diri diri toprağa gömmeyin denilerek , cahiliyet dönemi içinde bu cinsiyet ayrımcılığının kökü kazınmak istenmiş...
DİYORUM YA KİTABI KİTABINA UYDURANLARIN EGOMANYASINDA yaşamaya başladık...
Yıl 2005 Kütahya Tavşanlıdayız bir akraba gezisi,
karşı apartmandan gece üç sıraları ağlayarak bütün yüzü kanlar içinde genç bir kadın kaçarak kapımıza sığındı.
Bayan Tavşanlı blgesinde tanınmış bir ailenin kızı ve eczacı eşi de Tunçbilek eşrafından ve diş hekimi...
Hadi bakalım diploma bir kriter mi *
Şiddetin normlarını belirleyen tek öğe ERKEK OLMANIN FİZİKİ VE SOSYO KÜLTÜREL AYRIMCILIK İÇİNDE GÖKLERDE YÜKSELTİLMESİ...
Amele de olsa prof da olsa şiddet (AH BENİM ERKEK OĞLUM ) diyerek pohpolanarak beslenen kavram kargaşasında saklı galiba...
Aynı frekanslardayız sizinle...
Benim gibi düşünebilen güzel ve çağdaş bir kalem var karşımda...
Ne güzel.
yavuzceyhan
DÜŞÜNEBİLEN BEYİNLERİN FREKANSI HEP AYNIDIR ZATEN.AMAÇ PARAZİTLİ DALGALARIN İÇİNDEN KURTULABİLMEK.SUYUN ÜSTÜNDE DALGALARDA BOĞULMADAN SUYUN DERİNİNDEKİ HUZURU HİSSEDEBİLMEK BENCE...BENİM YOLUM BUNA ÇABALAMAK.
SEVGİ VE SAYGIMLA....
Tasavvufi anlamda ele almışsınız ( Kadın & Erkek ) birlikteliğindeki eş olmak kavramını.
Yanlış değerlendirmemek için cümleleri çok sıkı okudum. Satır aralarında dinlene dinlene :))
Keşke herkes bu kadar hümanizm içinde kalabilse yaşamın içinde rol dağılımlarında erkek sosyo ekonomik önder misyonunu elinde tuttuğu sürece bu eşitlik asla sağlanamayacak.
KADINDAN SORUMLU BAKANLIĞIN VARLIĞI içinde yaşayan yurdum kadınları hâla daha berdellerde babaları yaşındaki koskoca adamlarla trampa ediliyor, kan davaları adı altında yok ediliyor, töreler, namus cinayetleri... Eli döner bıçaklı, en iyi ihtimalde ucuna susturucu takılı silahlarla donanmış öfkeli kocaların şiddetli saldırıları...
Cehalete donanmış alkollü kocaların sokak ortasındaki katliamları,
şimdi sayfanızda okuduğum son derece NAİF VE İNSANCA cümleler ile yaşadığımız coğrafyayı kıyasladığımda çelişkiye düştüm.
Galaksilerimiz mi farklı?
Eş olmayı bir kenara bırakalım bu coğrafyada KADIN olmak başlıbaşına büyük bir savaş...
Hastahanelerin doğum odalarında beş kız çocuğun üzerine altıncı bebeği kız olduğu için hakarete uğrayan anaları mı yazmalı...
Üzerine ikinci kuma getirilen kadınları mı...
Akranları okuldayken altmışlı yaşlardaki adamlarla nikahlanan çocuk kadınları mı...
Eş olmayı unuttum ben şu anda yurdumdaki kadın temalı memleket meselelerine aktı bakışlarım.
KEŞKE HERŞEY YAZDIKLARINIZ KADAR TOZ PEMBE VE ZARİF OLSA KEŞKE!
==============================================================