Üç tarafı çevrili
Aile.. En az üç tarafı çevrili toplumun bir parçası.Sıcacık gülüşlerin, küçük ama bir o kadar da büyük mutlulukların, bazen yıpratıcı üzüntülerin, duygusal anların, güzel anların ve daha bunlara benzer bir çok şeyin yaşandığı evren. Evet. Her aile aslında kendi çapında gerçekten bir evren. Aile denilince aklıma ilk olarak küçük ama sevimli bir ev geliyor.Kocaman bir bahçe. Küçücük bir çocuk. Ve onun ellerinden tutmuş adım atmasına yardım eden ve onun bir adımı için dünyaları verebilecek bir adam: Baba.. Sonra elinde kurabiye kek tabağı ile kapıdan çıkan ve o ince ve huzur veren sesi ile ’’Hadi artık... :) Çok yordun benim oğlumu’’ diyen bir anne. İşte size sıcacık bir aile. İşte o onların dünyası. Çocukları yanında.. Birbirini seven iki insan ... Peki gerisi kimin umurunda? Birden gözüm takılıveriyor kapının ardına. Bir çocuk... Giyimine bakılırsa erkek çocuğu sanırım. Ayağında lastik terlikler, altında yamalardan pek rengini seçemediğim pantolon müsveddesi, üzerinde yine çoğu yerleri yamalı ve bazı yerleri buna rağmen yırtılmış bir gömlek. Başındaysa yine yamadan bozma bir şapka.Gözlerinin içine bakıyorum dolu dolu. Biraz daha dikkatli bakınca hayır, hayır! Bu bir erkek değil, bu bir kız çocuğu.O aileyi izliyor.Belkide ailenin sıcaklığı ile küçücük vücudunu ısıtmak istiyor.Çünkü onun ailesine, onun evrenine gök taşı düşmüş.Kırmış dökmüş.O kendi başının çaresine bakmak zorunda. Çünkü onun elinden kimse tutmuyor ki... Çünkü onun sadece bir adımı için dünyaları verebilecek kimsesi yok ki..Sadece küçük kızın değil.Ali’nin, Ayşe’nin, Ahmet’in, Fatma’nın... bunun gibi bir çok çocuğun, insanın evrenine gök taşı düşmüş. Peki biz neden onlara yardım etmiyoruz? Niye onlara özendiriyoruz? Elimiz pislenir, üzerimiz kirlenir diye ruhumuzu kirletiyoruz... Başımı kızdan kaldırıyorum ve eve bakıyorum. Baba aynı benim gibi küçük kızı fark ediyor. Onu ürkütmemek için yavaş adımlarla kapıya doğru gidiyor.Küçük kız öyle dalmış ki anne ve çocuğunun gülüşmelerine adamı fark etmiyor. Adam kıza bakıyor. Kapıyı açıyor. Kız biraz ürküp geri çekiliyor. Adam kızın önünde eğiliyor. Kızın küçücük,kirli yüzünden akan tertemiz yaşları siliyor. Ayağa kalkıyor ve kıza elini uzatıyor. Kızsa hayatında ilk defa kendisine uzatılmış bu ele sımsıkı sarılıyor. Biliyor musunuz? O kız artık başkalarının dünyasını seyretmiyor. Çünkü onun artık gerçekten bir dünyası var.
Bence bizlerde o adamın yaptığı büyüklüğü yapıp onların kirli görünse de aslında tertemiz olan ellerini tutmalıyız. Çünkü herkesin bir dünyaya, bir evrene ihtiyacı var...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.