- 1803 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Denizi Dinlemek!
Kızgın kumsalda ayakları yansa da, denizin mavisiydi onu çağıran.
Gün olur, yalnız olsa da insan kafaya üşüşenlerin kalabalıklığı bunaltır.
Gün olur kalabalıklar içinde huzuru bulur ruhumuz.
Sahilin cıvıltısını duymuyordu, kıyıya vuran dalgaların sesine kulağını verirken.
Hatıralar üşüştü zihnine, ne o küçük bir kız olduğu anlar geçiyordu önünden capcanlı ve mutlu!
Pırıl pırıl parlayan güneş altında, küçük kız sesleniyor : ‘beni de bekleyin, denize girerken.’
Henüz Marmara tertemiz, insanlar, eline geçeni denize atmıyor, sahiller yağmalanmamış!
Gözlerinin önünde koşuyordu küçük kız dayısının ardından, Marmara’nın pırıl pırıl güneşte yanan kumlarında.
Deniz insanı olarak doğmak, ona her zaman bir lütuf ve ayrıcalık gibi görünmüştü.
Onun içindir ki, her ziyaret ettiği, gördüğü ülke ve şehirleri denize olan komşuluklarıyla değerlendirirdi.
O iyotlu, ruhu dinlendiren hava…Başka iklimler yabancıydı ruhuna.
İlle dalgaları dinleyecek, denizin mavisine hasret olmayacaktı gözleri.
Her sıkıldığında, içi daraldığında sığındığı huzur limanıydı, uçsuz bucaksız mavilikler.
Kâh gün olur, kalabalıklar içinde, sessizlikler yaratırdı zihninde, sığınacak.
Kâh ıssızlığına sığındığı sahillerde boşaltırdı belleğine yerleşen mutsuzluk dağlarını.
En büyük sevdası, huzuru, sevgilisiydi bu engin büyük su.
Tuzlu ve iyotlu tadıyla genzini yakınca arındırıyordu, gamdan tasadan.
‘Yine geldim sana bak, sesini ve kokunu doya doya yaşayacağım, beynime nakşedeceğim, sıkılınca hatıralara sığınacağım.
Sadece görmek yetmiyor, yoksa bütün ömrün senin kıyılarında geçti.
Her an dalgalarınla kucaklaşmak, genzimi yakan tuzunu hissetmek ne güzel, sevgili enginlikler.
Çocukluk aşkım, sevdam ve neşe kaynağım. Bir süre de olsa beraberiz, hasret gidermeye, senin ninnilerini dinlemeye, pırıltılarınla gözlerimin kamaşmasına hasretim!’
Serin sularında ürpererek sıcaklığına sığındı uzun saatler.
Bu hasreti bitirmek için değil miydi saatler süren yolculuğu göze alması.
‘Güzel Marmara’m seni yalnızca izleyebiliyorum, kıyılarında gezebiliyorum.
Ya bizim çocuklarımız gönül rahatlığıyla kavuşmak için sana, nelere katlanmak zorunda kalacaklar, bu gidişle!
Zaman kayıyor avuçlarından insanoğlunun, kavuşmak gibi ayrılık da gelip çatıyor!
‘Olsun, bir yıl daha sadece izlemekle yetinirim seni, seneye kavuşana kadar sadece izlerim’
Deniz …
Rabbimizin bizlere çok büyük bir ikramı ve nimeti diye geçirdi içinden.
Huzur, sükun ve nimetler veren!
YORUMLAR
bu sayfada huzur bulunur.....bu sayfada güzellik bulunur...sabah sabah içimizi ısıttın usta sağol varol...saygılarımla
handan akbaş
Sevgili Handan, denizle ilgili güzel anılarınızı ne güzel anlatmışsınız. İnşallah bir gün o çok sevdiğiniz Marmarayı seyretmekle kalmaz, içine de girersiniz.
Sevgilerimle...
handan akbaş
Selam ve sevgilerimle...
Kaç karanlıktan, sığın bu sayfadaki umarsız ve huzurlu maviliğe...
Sen hep güzellik yazıp, nefes aldırıyorsun Handan Abla...
Sevgilerimle.
handan akbaş
handan akbaş
Denize dair güzel bir anı. Ve tabii Marmara'ya...
Güzel noktalara değinilmiş anıda ve eleştirilmiş insanın kendine yaptığı kötülükler. "Geçmişten bugüne bu denli kirlilik varsa ya yarınlar?" denmiş kısaca ve özce.
Katılıyorum. Yarınlarda belki önce Marmara kalmayacak, sonra Karadeniz... İnsanoğlu katletmekte kendini birkaç densiz iyice zengin olsun diye. Gerçi onlar da götüremeyecek ya hiç birşey öteye...
Kutluyorum...
Selamlar, saygılar...