- 560 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
MASUM DEĞİLİZ(1. KISIM)
Hayatımızda dönüp arkaya baktığımızda eksikliğini hissettiğimiz,boşluğunu hiçbir şeyin dolduramadığı şeyler vardır:Araya duvar örmediğimiz eski zamanlar örneğin.Herkesten uzaklaştık,o duvarları daha da belirgin hale getirdik.Aynı dünyayı,vatanı,bölgeyi paylaştıklarımızı,aynı havayı soluduğumuz bu yaralı coğrafyadakileri,aynı kaçak çayı paylaştıklarımızı kendi hallerine bıraktık.Demli,kaçak çay tadındaki duygularımızı yalnızca yaşadık gecenin simsiyah gözleriyle birlikte... Yüksek binalar diktik tepemize,yine de yükselemedik.Evlerimizi yükselttikçe,tebessümlerimizi yerin kat kat altına gömdük.Eskiden açık bıraktığımız tahta kapılarımızı şimdi demir,çelik kapılarla,sayısız kilitlerle daha güvenli hale getirdiğimizi zannettik.Masumiyetimizi de binbir kilit altına alıp sonsuza dek sakladık.Masum değiliz,değiliz hiçbirimiz...Yeni bir masumiyete mendil açan paspal bir dilenci acziyetindeyiz.Gittikçe azaldık,azakdıkça yalnızlaştık,farkına bile varamadık.O virane dediğimiz evlerde çok şey yaşadık.Her öğünü bir düğün gibi yaşardık.Herkes fakirdi;ama kimse bundan şikayetçi değildi.Yemek azdı;ama herkes sofradan doymuş olarak kalkıyordu.Şimdi soframızdaki yemeklerin çeşidi de miktarı da arttı;ama sofraya uzanan eller azaldıkça azaldı.Biz de yalnızlaştıkça yalnızlaştık.Bir başımıza kaldık hayatın ortalık yerinde.Mutlu değiliz,değiliz hiçbirimiz...O virane evlerde çocuklar düşüyordu;ama hep bir kaldıran ,yaralı dizlerini hep bir saran ,gözyaşlarını silen vardı.Düğünler,şenlik havasında geçerdi;sevinçleri paylaşarak çoğaltırdık.Yasları paylaştıkça azaltırdık. Bir evdeki yas,bütün mahallenin ortak yası kabul edilirdi.Bebekler ,ilk dişlerini çıkardığında koca kazanlarda buğday kaynatılarak diş hedikleri yapılırdı ve ev ev ,sokak sokak herkese dağıtılırdı.Saçı kınalı ,başı yazmalı,eli nasırlı analar;sacda bazlamalar,gözlemeler pişirirdi.Buram buram sevgi yayılırdı her yere.Şimdi de buram buram hasret kokuyor anılarımız bunları anımsadığımızda...Eskisi gibi değiliz,değiliz hiçbirimiz...Eski zamanları anlatmaya başladığımızda bütün cümlelerimiz bol virgüllü oluyor.Fethetmek mümkün değil zamanı.Belki de her şey öyleyken o saflığı saklamalıydık sandık içlerinde ya da kitap aralarında,sonra kullanmak üzere.Hiç eskimesinler,çürümesinler diye de naftalinlemeliydik belki de...Değişiyoruz hepimiz,değiştiriliyoruz belki de.Masum değiliz;değiliz hiçbirimiz...
YORUMLAR
SELDA ÖZDEMİR
uysal bir çocuk gibi uzanıyorum 'masum' sözcüklerinin kıyısına şairim.
kaçak çayın tadında keyifle sohbet etsem de harflerinle,biliyorum ki yanmış köylerin kokusu hep peşimden gelecek ve masum diye adlandırdığımız ne varsa,birileri tarafından öldürülmeye devam edecek sürekli olarak..içsel duygularımızın fırtınalarında dediğin gibi masum değiliz belki fakat,ya duygularımızı,aşklarımızı,sevgimizi alınır satılır hale getirenler?..sen,inatla bir devinimi öğütlüyorsun ya şimdi,sessizce,masum değiliz diyorum eğilip sana şairim..Sevgilerimle.
Doğan Güneş. tarafından 9/1/2012 11:40:54 PM zamanında düzenlenmiştir.