- 1122 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
ERAY ile YARE 2
Üsteki resim benim bir tablom Adı AŞK
Gel bakalım Yare özledim seni. Kaç gündür senden ayrıyım ve yine hüzün birikti gönlüme. Gel de namelerinle al hüznümü, kederlerimi asayım tellerine ve mızrapla vurdukça tellerine hüzünler gök kubbede asılı kalsın inmesin aşağıya ve tekrar girmesin gönlüme. Gel Yare’m kucağıma okşayayım bedenini önce sevgilinin sıcak tenini okşar gibi dokunayım, parmak uçlarım hissetsin seni ve sen hisset parmak uçlarımdan sana olan sevgimi ve sana mahkumiyetimi.
Sen ve ben varmışçasına bu dünyada cıt ses çıkmasın kapatalım kendimizi. Kulaklarımız sağır olsun gözlerimiz kör, ayaklarımız kötürüm olsun, bir tek kollarım ve ellerim sağlam kalsın ki seni sarayım ve tellerinden hüzünlerim aksın. Bir sen ol bu küçük dünyamda birde ben ikimiz sığalım yeter. Uzun olmayı versin parantezimiz sadece ikimizi alsın içine ve aşk şarkılarımızı kapatalım parantezi de kapılarımızı da dünyamıza almayalım kimseyi. Özel olalım seninle ve özel kalalım Yare. Bir sana sarıldım böyle hasretle birde, bir deyi boş ver Yare bak sen varsın yine yanımda o dediğim birde yok. Kim bilir nerde ve hangi tellere vuruyor. Aşk namelerimi Çalıyor başka gönüllere yoksa hüzün mü çalıyor. Belki de neşeli kıvrak nameler gönül telinden çıkıyor kim bilir kimlere.
Yare gel seninle bu akşam Hüzzam makamı çalalım. Bilirsin Hüzzam hüzünlerin makamıdır, bizde hüzün çalarız Yare zaten hep hüzün düşmedi mi sanki kısmetimize. Boş ver be Yare bizde hüzzam çal arız ne olacak sanki. Hadi başlayalım artık gönül konserimize ve sadece biz olalım dinleyecilerimiz.
Of of …gezdiğim dikenli aşk yollarında
Elimden bir kırık saz geldi geçti
Kara talihimden yine bu yıl da
Baharı görmeden yaz geldi geçti
Of of…adını andıkça titrerim hala
Var mı benim gibi aşka müptela
Muhabbet denilen püsküllü bela
Sanmayın başımdan az geldi geçti
Şarkıda dediği gibi dikenli bu aşk yolları. Kalbime battı hep o dikenler Yare, kanıyor. Kan damlıyor kalbimden ve avuçlarıma kan damlıyor. Görüyor musun Yare avuçlarımı kanlı ellerimi inan ben katletmedim aşkı, aşk katletti bu biçare yüreğimi.
Ah be Yare neden bencil olamadık. Neden hep kendimizden önce başkalarını düşünüyoruz? Mutsuzluğun sebebi başkalarını kendinden önce düşünmek değil mi? Keşke bir beni düşünsem ve bir benim mutluluğumu gerisi önemsiz olsa ama olmuyor be Yare yapamıyorum işte. Yapışmış bir kere üzerime sorumluluk elbisem çıkmıyor Yare, yırtmaya çalışıyorum ama yırtılmıyor. Yapışmış bir kere bedenime mecburum artık böyle yaşamaya. Sorumsuzluk bana göre değil belki de kimbilir. Özgür olmak lazım önce bencil olmak için ya da bencil olunca mı insan özgür oluyor inan bilmiyorum.
Yare bir sen varsın sırdaşım ve bir sana anlatıyorum fırtınalarımı, İçimde bazen ekvator güneşleri kavuruyor beni, bazense kutuplarda kalmışçasını üşüyor ruhum onsuzluklarımda. Bir sen varsın ellerimle tuttuğum Yare bir o var gönlümün parmaklarının dokunduğu. Onun ruhunun tenine dokunurken kalbimin parmakları gıcıklanıyor. Neden sence bu aşk mı, sevda mı yoksa ulaşamamanın verdiği aşkla yanmak mı?
Sen aşkı bilir misin Yare sevdin mi birini o kadar aşk şarkıları dökülürken gönül tellerinden sen aşkı astın mı tellerine ve sevdin mi o seni sevmese de. Karşılıksız sevdinmi yada karşılığı vardı da senden sakladı mı? İnsan aşkını neden saklar, neden korkar sevmekten? Acı çekmek varsa aşk yüzünden çekmek gerekir. Yanmaksa yanacaksın kor olana kadar ve küllerin rüzgarla savrulana kadar. Belki onun ayağının altına gelir senin küle dönmüş yüreğin, belki de yarin yanağına değer ve okşar aşkın küçük elleri. Kim bilir Yare ama bildiğim bir şey var aşk güzel be Yare.
Sen hiç onun gönül sesini duymadan icaz makamında aşk şarkıları çaldın mı sevdiğine. Sen aşkı bilir misin Yare. Sen papatya katliyamı yaptın mı seviyor sevmiyor diye. Sen hiç iskambil kağıtlarından fal baktın mı? Çıkarsa gelecek çıkmazsa gelmeyecek diye ve falın çıkmadığında sanki gerçekmiş gibi oturup ağladın mı? Sen eline kalem aldığında farkında olmadan sevdiğinin ismini yazdın mı Yare. Ah ben biliyorum ve istemsizce ikimizin adını yazıp bir kalbin içine alıyorum. Ben gençken yapmadım bunları biliyor musun?
Ah Yare aşk bu mu dersin, sevmek böyle bir şey mi? Bilmiyorum inan bana bende bilmiyorum. Bildiğim bir şey var Yare onu görmediğim gün kendimi mutsuz hissetmem, sesini duymayınca özlemem. Kalbim başka atıyor sanki nefes alışlarım farklı. Başka bakıyorum dünyaya, kuşlar farklı ötüyor içimde bir küçük serçe kanat çırpıyor. Aceleci bir an önce çıkmak istemişçesine ve haykırmak istercesine aşkını tüm dünyaya. Ah Yare sen hiç aşık oldun mu? Yada başka biri benim gibi dokundu mu tellerine, benim kadar hüzün çaldı mı bu teller. Benim kadar içli nameler döküldü mü tellerinden ve dilinden. Olmadı değil mi Yare olmaz.
Biliyor musun ben duygularımı hep uçlarda yaşadım. Güldüm mü kahkahalarım çınlattı gökkubbeyi. Ağladım mı gözlerimden acı bulutları yağdı yanaklarıma. Öfkelendim mi kasırgalarla, fırtınalarla yarıştı hiddetim. Kırıldığımda bütün çiçeklerim döküldü dallarım kırıldı bir bir. Nefret ettim mi Yare ah ben nefret etmeyi bilemedim birde kin tutmayı. Öğrenemedim bu duygulardan hep sınıfta kaldım. Yare boş ver o duyguları bilmeyeyim, öğrenmeyeyim. Ben güzellik ve aşkı öğrendim yeter değil mi? Aşkı öğrenmedim aslında, çalışmadım da aşka ama birden oldu işte, istemeden. Sanki yolda yürürken başına saksı düşmesi gibi pat diye birden bire. Sanki güneşli bir havada sağnak yağan yağmur gibi ya da sıcaktan bunalmışken hafiften meltem esmesi gibi. Evet Yare aşk bu işte, kalbin kurumuşken sevgisizlikten aşkın yağması kalbe ve duyguların bitip de kuruduğunu sandığın bir anda usuldan esen bir meltem. İçini ılık ılık aşkla dolduran bir meltem.
İyi ki sen varsın Yare, sana anlatabiliyorum. Başkasına anlatsam belki bana deli diyecek. Bir başkası belki de yaşından başından utan diyecek. Yadırgayacak, ayıplayacak ya da acıyarak bakacak sana. Ön yargıyla bakacak belki de ya da ayıplayacak ne bileyim işte öyle Yare. Sen beni yargılama, ayıplama, olur mu?Aşk bu nufüs kağıdı yok ki aşkın yaşı olsun. Aşk bu işte Yare
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
1.9.2012
YORUMLAR
akıcı ve duygu yüklü bir yazı.
sanki bir özeleştiri gibi anlatım var.Udla konuşmak ona derdini anlatmak,insanların öteden beri yaptıkları gizem dolu davranışlardır.sırlarını kimse duymasın diye suya,bağlamaya,dağlara,hayvanlara anlatan gönüller çoktur.
severek ve hissederek okudum yazıyı.Varsa yürekte benzer duygular bir başka oluyor yazıları okumak.insan kendini buluyor...
tebrikler.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar
aşkın yaşı yoktur usta......duygu doluydu.... resimde çok güzeldi.... saygılar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar
Duydu dolu bir yazı okudum sayfandan..duygulandım..hüzünlendim..benden sana kucak dolusu sevgiler...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler
yok yok ben buna yorum yazamıyorum en iyisi aramak .kocaman sevgilerimle
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler karşılıklı
efendim duygular sel olmuş akmış sayfaya dert arkadaşınızıda bulmuşsunuz her an yanınızda bundan böyle canınız pek sıkılmaz yare olduğu süre çok duygulu sohbet havasında geçen yazınızı kutlarım saygılarımla selamlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar
Ey Aşk! Ne hallere düşürürsün!
Kimini kor ateşlerde yakar
Kimini çöllerde süründürürsün
Âşıkın hali nedir diye
Bir gün olsun sormazsın...
Yunus’un dediği gibi
Sayru musun sağlar mısın?
Sevgilinin, aşkının yolunda
Yaşın yaşın ağlar mısın?
Harika bir yazıydı... Kutluyorum...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgilerimle
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgilerimle arkadaşım
glenay
daha pek çok şeyi de..
sevgiler..
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ÖYLESİNE KARALAMALAR İŞTE
SAYGILAR