- 520 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bu BENİM
Açık pencereden içeriye özgürce giren rüzgârı hissettiğimde gün çoktan yarısını kaybetmişti.Gözlerim yarı açık şekilde sanki ilk defa gelmişim gibi kendi odamı sorgulamaya başladı.Akşamdan bıraktığım bitirmeye on sayfa kalan "Therese Rauqin" umutsuzca masanın köşesinde kalmış düşmekle düşmemek arasında gidip geliyordu.Onun yanında küçük bir fincanın dibindeki çay tanelerinin bir miktar suyun içinde yüzüşlerini duyar gibiydim,sabahlamışlardı.Radyoyu açık unutmuştum,geceleri ne kadar huzur vericiyse sabahları da o kadar iticiydi saçma sapan reklam sloganları uçuşuyordu gene.Saçlarımsa kafama her zaman yük olmanın ötesinde birde gözlerimi kapatmakla uğraşıyordu.Üşendim uyanmaya,kalkıp giyinmeye,hayata devam etmeye,saatlerimi yiyecek olan gereksiz uğraşlara,geceyi izleyip sabahın serinliğini görememeye,içilecek çaylara,yarım bırakılacak ekmek parçalarına,kalbimin kırılmasına,kalplerin kırılmasına,susmaya,gülmeye,ağlamaya,umutlanmaya her birisine ayrı ayrı üşendim...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.