- 1141 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Zamanı Yok Et!
Kimse anlamadı, kimse keşfedemedi içindeki büyük gücü. Cesaret… Belki delilik… Hayallerine ulaşmak için beklediğin o an, büyük ihtimalle bir başka insanın hayaliydi. Delilik olmasaydı; kim isterdi ki zaman kavramının insanı yaşlandırmasını? Günleri, ayları, yılları, saati, dakikayı, saniyeleri, bizi her an eskiten bu kıymetsiz canavarı kim doğururdu? Ve neden? Hiçbir açıklaması olmayan bu gerçeğin bizi bekletmesine izin verecek kadar önemsiz mi hayallerimiz? Oysa her şeyimiz. Çoğumuz için, gerçekleşmese de kurduğumuz an yüzümüzü güldürebilen, adımlarımızı isyan etmeden atmamızı sağlayan bir hediye… Hayatta olmamızın sebebi belki…
Bize gereken biraz da bencillik… Hiçbir şeyi düşünmeden hayallerimizin peşine düşmek, hayattaki en mantıklı düşüncemizdi aslında. Döngülerin döndürdüğü başımız, elbet bir gün durup gerçekleşen hayallerini izlemeyi yalnızca bekleyecekse, o döngüler kısır kalır. Bencil ol. Sadece ‘seni’ düşün. Seni sen yapan hayallerini, hayallerini hayal yapan sevdiklerini, sevdiklerini hayal yapan ‘seni’… Hayatın illa ki bir döngüye ihtiyaç duyuyorsa, işte sana kısır döngü. Ve belki hayatını gerçek bir hayat yapacak olan felsefen…
Zamanımızın değerlenmesi için bir zamanı bekliyor olmamız, en büyük zaman kaybımızdı aslında. Hayatımız koca bir zaman kaybından ibaret olacaksa o halde neden yaşıyoruz? Zaman, bir çılgının doğurduğu o şımarık çocuk. Ama gerçek. Ve acımasız. Her ne kadar acımasız olsa da kaybedilecek kadar değersiz olamaz. Çünkü kaybolan zaman işlemeye devam edecektir, üstelik kaybettiğimiz zaman bizim elimizde olmadan işleyecektir.. Oysa bizim amacımız onun işlememesi, onu yok etmek, durdurmak!
Zamanı durdurmak istiyorsak onu kaybedemeyiz. Belki zor, belki bir işkence ama gerçek… Ve gerçeğin gerçekliğini hiçbir zaman inkar edemezsin. Peki ya hayaller? Onlar henüz gerçek değiller. Ama yine gerçek olan bir şey var. Hayallerinden de hiçbir zaman vazgeçemezsin.
Ve hayalle gerçek …
İnsanlığın en büyük savaşı… Her an yakan, her an yıkan güçlü gerçekler ve buna rağmen hiç tükenmeyen inatçı hayaller. Henüz başlatamadığımız hayatımızın, bu savaşın gölgesinde, kurşun yağmurları altında geçmesi en büyük tembelliğimiz. Savaşları insanlar başlatır ve insanlar bitirir. Bu savaşı başlatan da sensin ve bitirecek olan da sen olacaksın…
Gerçek olmasını istediğimiz bir hayal; savaşın bitmesi. Ve hayal olarak kalmasından korktuğumuz bir gerçek; savaşın hiçbir zaman bitmeyeceği… Hayalle gerçek arasındaki savaşı bitirip, bizim hayatla savaşmaya başlamamız; işte bu da zamanın durması, hayatın başlaması. Öyleyse savaşı izleme, savaş! Barışı hayal etme, gerçekleştir! Ve zamanı kaybetme, onu yok et !
Yunus Lekesiz