- 1072 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
HAMUR YUMAĞI
Amca oğlu ile bir evde kalarak ortaokula devam ediyorduk.
Bir gün canımız makarna çekti.Köşedeki bakkala gidip kelebek makarnadan satın aldık.
O zamanlar tüplü ocaklar ne gezer?
Gaz ocağını yakarak makarnayı pişirdik.Makarna,daha önce annelerimizin yaptığı gibi
tane tane olmadı.Hamur yumağı gibi oldu.
Bize adi makarna verdi diye ,bakkalın arkasından verdik veriştirdik.
Ailemizin yanında konu açılınca bize sordular.
-Makarnayı nasıl pişirdiniz?
-Gazocağını yaktık.Bir tencereye su ve makarnayı koyup kaynattık.Makarna hamur yumağı gibi oldu dedik.Evdekiler katıla katıla gülmeye başladılar.
-Bakkala boşuna kızmışsınız.Makarnanın suyu kaynatılıp,daha sonra makarnalar kaynar
suya dökülerek pişirilirse birbirlerine yapışmaz,tane tane olur dediler.
Eee Boşuna dememiş atalarımız.
Her işin bir püf noktası vardır diye.
YORUMLAR
Makarna pişirmeyi öğrendim sayfanızdaki yazınızdan; Allah'tan daha ne isteyeyim?... bu kadarı yeter bana.
Şimdi bakkala gidip- makarna alayım... Aaa, emekli maaşım tükenmiş!. daha kaç gün oldu ki, alalı!.
Ne hoş yazmışsınız... Karadeniz yaylalarının suyundan içtiniz ya... o'ndandır; nüktedan yazılarınız.
Kal sağlıcakla...
Saygımla Selâm ederim.
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=103567
Mehmet Aktaş
kadiryeter
Tekrar ziyârette fayda var... makarna pişirmek; mesele...
Hâlâ denemedim... ya, hamur yumağı olursa!.
Selâmımla...
kadiryeter
08.3.2013
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=103567
Mehmet Aktaş
şarkışlada ilk görev yıllarımda yeni evli nazillili arkadaşımın eşi...suyu kaynatıp kaynatıp makarnaya döküyor bir türlü annemin yaptığına benzemiyor der dururdu...hepimizin buna benzer anılarını debreştirdin hocam saygılar sevgiler
Mehmet Aktaş
Güzel yorumunuza çok teşekkür ederim değerli arkadaşım.
Saygılar...
kadiryeter
Hayatta, tebessüm edebileceğimiz bu'nca hatıramız varken, surat asmaya, nasıl vakit bulabiliyoruz!.
Yazana- yazdırana Selâm olsun...
kadiryeter
08.3.2013
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=103567
Mehmet Aktaş'a ve tacettin yıldırım'a
Yedek subaylık dönemimizde bizim köyden tarhana götürmüştüm Kahramanmaraş’a. Ev arkadaşım Adanalıydı. Bir gün benden önce gelmiş eve ve tarhana çorbası yapmış, öyle bir çorba ki hem de nasıl! Suyu kaynatıp öyle atmış bizim tarhanayı ve lapa lapa olmuş tencerede. Ahmet’cim ben pek sevmedim sizin yörenin tarhanasını demişti. Nasıl yaptığını tahmin etmiştim. O da makarnanın tam tersine kaynar suya atmıştı. Yıllar geçti aradan, Salihli'ye ziyaretime geldi kendi ve tebası. Daldı mutfağa, O yaptı dometesli, biberli, zeytinyağlı tarhana çorbasını. Eşlerimiz ve çocuklarımız hayran kalmıştık...
Her işin bir püf noktası var vurgusu güzeldi hocam. Böyle tecrübeler insana çok şeyler öğretiyor…
Yazınızı en kalbi duygularla kutluyor, gönül dolusu selam ve sevgilerimi sunuyorum…
yaban böceği tarafından 8/29/2012 4:28:59 AM zamanında düzenlenmiştir.
Mehmet Aktaş
Güzel yorumunuza çok teşekkür ederim değerli arkadaşım.
Saygılar...