- 953 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
AH KIBRIS AH…
Meşhur sözdür;”Sen ne umuyon bacından, bacın ölüyo acından.”
Millet gerek muhalefetten ve gerekse iktidardan milli söylemler ve milli politikalar üretilmesini istiyor ve bekliyor.
Zavallı millet! İktidara getirdiği ve muhalefet görevi verdiği temsilcilerini tanıyamamış demek ki!
Gerek iktidarın ve gerekse muhalefetin meşgul olduğu şeylerden biri diğerinin açığını yakalayabilmek ve bunu da ne pahasına olursa olsun değerlendirip kendisine puan kazanmaya gayret etmek.
İkincisi ise,birinin ak dediğine diğerinin kara demesi ve bir sürü gaflar.
Sayın Başbakan Kırgızistan dönüşünde Kıbrıs’ta yapılan bir gösteriyi hedef alarak bütün bir Kıbrıs Türk halkını hazır yiyicilikle suçlaması ve insanları Bizim paramızla besleniyorsunuz bir de bize karşı geliyorsunuz gibi bir tavır takınması doğal olarak sadece Ocak ayında yapılan mitingde pankart açan küçük bir gurubun yanında bütün bir KKTC’yi kırıp dökmesi ve ifade yerinde olursa Tepki verenler ile ilgili kelle istemesi.
Dış İşleri Bakanının ise; “Bizim Kıbrıs’ta stratejik emellerimiz var.” gibi bir beyan ile de birilerinin kulağına kar suyu kaçırıyor olması da ikinci bir diplomatik hata olarak Yavru Vatan ile Ana vatanının iplerini getirmeye yetti.
Bir kısım insanlar Türkiye Aleyhine yeniden miting yaptılar ve bir sürü ağza alınmayacak sözleri pankartlarda açtılar ve beyanatlarında söylediler.
Ülkenin yanında olan ve KKTC’nin varlığının Türkiye’nin varlığına bağlı olduğunu bilen ve samimi devlet adamları da iki arada bir derede kaldılar.Olayı tevil etmeye çalıştılar.
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’te; kendisinden beklenmeyen bir hamlıkla olayların üzerine gitti ve “Cuma günü küfrettiler Pazartesi gönderdiğimiz para ile maaşlarını aldılar.” Gibi abesle iştigal bir beyanda bulundu.
Başbakan Recep Tayip Erdoğan ise Ülke içinde takındığı kavgacı üslubunu devam ettirerek miting de pankart açanlar hakkında takibat yapılması için inadını sürdürdü.
Türkiye en az bin yıllık bir devlet deneyimi olan ve tarihinin pek çok evresinde büyük devlet politikası uygulamış ve Leh Kralına da, Macar Prensi ne’de yardımı esirgememiş bir ülke ve millet iken,kendi insanına, tavır almasını anlamakta hem melet, hem de yavru vatanda yaşayan samimi, vatansever insanlarımız anlamakta güçlük çektiler.
Kaldı ki; Ülkemizin Yavru Vatan Kıbrıs’a ekonomik ve Askeri yardımlarda bulunması devlet politikasıdır ve gereklidir.Kimsede bu yardımları cebinden yapmıyor.Milletin verdiği vergilerden ve milletin kesesinden yapıyor.Milletin bu konuda bir itirazı var mı?!
Biz millet olarak bir elinin verdiğini diğer elinin görmesini hoş karşılamayan bir milletiz, velev ki kardeşlerimize yaptığımız yardımların lafını edelim ve dünyayı ayağa kaldıralım.
İkinci bir husus ise, Ocak ayında aleyhimize açılan pankartlar ve Şubat ayındaki tepki mitinginde açılan pankartları açanlar yine “Yes be annemci” Kıbrıslılardı.Dün Anan planına %65 oy verdiklerinde seviniyorduk. (Açılan pankartların da toplumsal hafızaya kazındığını belirtmeliyiz.)
Bu gün aleyhe pankart açanlar ve küfredenler yine aynı zevat.Yine sizin şımarttığınız insanlar.İnsanları bu hale getirende uyguladığınız politikalarla siz bu hale getirdiniz.Denktaş gibi büyük bir devlet adımını Gerek Türkiye’de ve gerekse Kıbrıs’ta yalnız bıraktınız ve bu günleri, iki kardeşin bir birine düşman olduğu bu olayları meydana getiren politikalarınızla sizlersiniz.
Acı ama hala Anan Planının oylanması sırasında partneriniz olan Akel’ci Mehmet Ali Talat’tan ise hala yardım umuyor ve onunla protestolar hakkında görüşüyorsunuz.Hem de Meşru Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu dururken!
Kıbrıs Rum kesiminde Yunanistan aleyhine yaprak kıpırdıyor mu?Peki neden kıpırdamıyor? Aynı tepkileri Rum kesimi neden Yunanistan aleyhine vermiyor? Vermeyişinin sebebi ne?
Elbette uygulamış oldukları kendileri açısından milli politikalar.Elbette aynı düşünce ve merkeze odaklandıkları için tek bir ses çıkıyor.Kimsenin söylediği, dikte ettiği politikaları hayata geçirmeye çalışmıyorlar.
KKTC’nin kurulmasının üzerinden kırk yıla yakın bir zaman geçmiş olmasına rağmen hala biz Rumlarla anlaşıp tek bir devlet altında Kıbrıs’ı birleştirmeye çalışıyoruz.Rumlarsa Rum Cumhuriyetinin peşinde.
Devletimiz geçmiş ve şimdiki iktidarlar döneminde KKTC’nin dünya ülkeleri tarafından tanınması için hiçbir çalışma ve gayret göstermedi ne yazık ki!
Dağılan Yugoslavya’nın bakiyesi devletleri birer birer tanıdık ama kimseye KKTC’yi de tanıyın deme ihtiyacını duymadık.Kıbrıs’ın da bizim milli davamız olduğunu kimselere anlatmadık anlatamadık, anlatmakta istemedik.
Şimdi ise çözülmez hale getirdiğimiz Yavru Vatan’ın tapusunun yüzyıllardın üzerimize kayıtlı olmasına bakmadan kurtulmanın yollarını arıyoruz.Tabir yerinde ise birazcık şımaran çocuklarımızı yerden yere vuruyor ve Rumların kucağına atıyoruz.
Vakit hatalardan dönme ve milli politikaları hayata geçirme zamanıdır.Eteklerinizdeki taşları bir kenara dökün ve Kıbrıs’ın gerek tanınması,gerek ekonomik ve kültürel anlamda yükselmesi ve güçlenmesi için gayret sarf etme vaktidir.
Bizden söylemesi…
Mustafa Göktekin
YORUMLAR
Muhterem Hocam,Allah sizden ve sizin gibi bu vatana,bu millete,milli ve manevi hassasiyetlerimize duyarlı olan kişilerden razı olsun.duyarlı yüreğiniz,usta kaleminiz daim olsun inşallah.sağlıklı sıhhatli ve mutlu uzun bir ömür diliyorum.
Selam,sayğı ve hürmetlerimi sunuyorum.
Derebey tarafından 11/24/2012 8:56:49 AM zamanında düzenlenmiştir.
Mustafa Göktekin
Yine kanayan bir yaramıza parmak basmışsınız.Yine istiklalimizin ve istikbalimizin sesi olmuşsunuz.Yine vicdanınızın haykırışına kulak vermişsiniz.Bakalım sizden başka vicdanının,istiklalimizin,istikbalimizin ve milli hassasiyetlerimizin endişesini duyan ne kadar insanımız olacak?Hep yetim kalacak mı yoksa milli hassasiyetlerimiz?diye sitem ederken kalbime bir umut düştü.Yazılarınız yayınlandığı sürece bu haykırışların güçleneceğini umuyor ve niyaz ediyorum.Selam ve dua ile.