Yeni Dünya İnsanları
Yaşamak ne ezberlemeyle öğrenilir ne de öğretiyle. Yaşamak hayal ederek, kurgulayarak başarı elde edebileceğiniz ve dünya üzerinde gelişememiş fakat bir o kadar da yaygın bir sektör haline gelmiştir. Gelişememesinin sebebi ise dediğim gibi ezberin ve öğretinin etkisi altında kalmasıdır.
Kendimizi kandırıyoruz evet artık bunu bile yapıyoruz, becerebiliyoruz bunu, yalan söylediğimizi bilsek de kendimizi inandırabiliyoruz. Profesyonel yalancılar olduk hep bir ağızdan. Aslında sevmediğimiz hatta nefret derecesine ulaşmış bir yaşam modelini gelip evimizin baş köşesine oturtabiliyoruz. Yeni dünya insanlarıyız biz ne de olsa… Hem sistematiğiz hem de harika düzen bozucular… Bir de hayalperest insanlarımız var. Tabi dünya üzerinde ne kadar gelmiş geçmiş hayalperest insan varsa hepsine deli gözüyle bakıldı, hiçbir tanesi adam yerine konulmadı. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Size bir şey diyeyim mi? Ben aslında deliye hasretim…
İnsan olgusuna sahip olmak aslında sürüye katılıp diğerlerinin aynısı olmak değildi. Onu da öğrenemedik, bir öğreti niteliğinde olan “Sürüden ayrılanı, kurt kapar.” Cümlesini endekslediler düşüncelerimize. Sonra korkar olduk sürüden ayrılmaya.
Sonra kadın vücudunu yerleştirdiler algı merkezimize. Kadına sevgiyi, ilgiyi değil de cinselliği sundular önümüze. Biz de oturduk afiyetle yedik. Sadece erkeklere değil kadınlara da aynı olguya aşılama çalıştılar. Onlar da aşağı da kalmadı tabi...
Ne de olsa yenidünya insanlarıyız biz sevemeyiz ama harika sevişiriz…
Bu durumdan en çok zarar görenler ise tüm dünyayı karşısına almış, öğretinin, ezberin değil, kendi gördüklerinin kendi öğrendiklerinin ve kendi bildiklerinin peşinden giden, dışarda görünenden farklı olarak içlerinde yaşanan hayatın peşinden giden hayallerini kovalayan nadir insanlar bütünü. Ve onlara kısaca kafasının dikine giden, bir baltaya sap olamayacak insanlar diyoruz. Çünkü onların öyle olduklarını ezberlettiler.
Ve şunu sundular önümüze baban adamdı, deden adamdı sende adam olacaksın ama aynı şekilde. Aile baskısı, mahalle baskısı, şehir baskısı, ülke baskısı, dünya baskısı derken bir sürü baskı dizildi masamıza. Ve düşünüp, kurgulayıp hayal edersek adam olamayacağımızı ezberletmeye çalıştılar bize…
Ama bilmedikleri bir şey var…
Onlar kare şeklinde bir yoldan yürüyüp tekrar geri döndüler, başladıkları yere… Bizse sonsuz dik bir çizgi de yürüyoruz… Şimdi siz gelin peşimizden…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.