SİZE NE?
bügün birlikte yazdığımız günlükleri okudum ve sıkıldım yine.ruhum sıkıldı yeniden..senin olduğun her yerde bu can sıkıcı tablo var.bıktım sensiz yaşanmayan bu hayatta senle sıkılmaktan..hergün gittiğimiz kapalı çarşıda seni beklemekten bıktım…ortaklaştırdığımız hayallerin gerçek olma ihtimalini düşünmekten..seni aramaktan..bulamamaktan..gözkapağı ağırlığında kaybetmekten seni..bir fincanı elime aldığımda içtiğimiz son çayı hatırlamaktan..beşiktaş çayevine gitmekten…bıktım senin olduğun her yerden kaçmaktan..zihnimden de kaçabilsem keşke.bedenimden sıyrılsam ve kendi hayallerimde yaşasam…yaratsam kendi umutlarımı,kendi aşklarımı,kendi çıkarlarımı..ne zor tek kişilik bir hayat…ailesiz,dostsuz ve aşksız yaşamak..attığın her adımın kararını kendınle hesaplaşarak vermek her sıkıntında kendı içine dönmek..fark ettiğim çok sey var son dönemde…mesela bir gökkuşağının içinde siyah omadığını yeni fark ettim…fark ettiğim gibi her rengin bileşiminin siyah olduğunu öğrendim..görünmeyen yüzler hatırlatır bazen soluk almanın zorluğunu..ilk adımlarını yeni atan bir bebeğin annesi onu tutmuyorsa bebek koşmaya başlarmış,bugün öğrendim..sıkıldım artık…düzene başkaldırmak istedğim anlarada düzen aygıtlarına sığınmaktan ve aman demekten sıkıldım…yemekhane eylemi yapan öğrencilerin hapislerde çürümesi..ne acı bir hayat bu ya..hak alıcaz dersiniz,toplumun en ücra köşesine atılırsınız…parasız eğitim parasız sağlık dersiniz,vatan haini olarak adledılırsınız…
SIKILDIM..
aslında üst satırlara bakılınca yaşam ne kadar anlamsız..bir çerçeve var hayatımızda..herkesın cercevesı farklı buyuklukte.. cerceve sınırında özgürüz her birimiz..0 çizgiyi aştığımızda birileri bizleri deli olarak adlandırır veya hukuk denilen yazılı kurallara aykırı gelındıgı ıcın hapise atarlar.artık toplumun görmek istediği bireylerden çok uzaktayızdır.makyavel bu noktada cok hoşuma giden bir filozof olmustur hep.hümanist bir aılenin çocuğu olarak doğan makyavel yaşadığı dönemde ulus-devlet kavramının getırısı olarak kötülüğün felsefesini yazmış ve normların dısına cıkarak ülkesinde barınamamıstır.bir diğer örnek nazım hikmet tir kuşkusuz.rusya da yaşadığı dönemlerde şiirleri 60 ülkede ilk sıralara yükselirken türkiye de türkçesiyle yasaklanmıştı nazımın şiirinde dediği gibi.
nerden nereye geldim.kafam o kadar dolu ve o kadar karmaşıkki..doğal olarak yazmak isteyen bir insan ,ki yazı yazmasının tek nedeni içini dökmek,böyle daldan dala atlayarak yazar.
hiç unutmadığım bir olay var aklımda.hopanın kemalpaşa adında küçük bir beldesi vardır.şirin,kendi halinde,havasıyla suyuyla bambaşka bir yerdir.hele bir de sahili vardır ki…
neyse..
hopa ya gıttıgım zamanlarda akşam saat 10 gibi sahile inip şarap içerdik.sırtımıza denize verip dalga sesiyle iki dağın arasından ayın doğuşunu izlerdik…
ne günlerdi..
şimdi bu güzel akşamları paylaştığım insanlar yoklar hayatımda..neden?çok karışık..özledim sanırım özgürlüğü içimde hissetmeyi..biten şarabın ardından gökyüzüne bakmayı ve kayan yıldızlardan düşler kurmayı..soğuk taşaların üstünde otururken seni düşünmeyi…
çok garip bir durum var bende.sürekli aklımı birilerinin meşgul ettiğini düşünürdüm.her içki damlasında hayatımda büyük ve imkansız aşkların olduğunu..yalanmış…
evet..
bugünlerde kendime itiraf ettiğim çok şey var..kendimle sınırlı tutmayıp cevremdeki insanlarlada paylastığım şeyler oldu..ne var ki yanlış şeyleri yanlış insanlarla paylaştım veya kendime yanlış itiraf ettim bazı şeyleri..kavram karmaşası yaşaması doğaldır insanın…bazı hislerini yanlış hislerle karıştırması..
hayatımda gelişen olaylara bakınca şunu diyebiliyorum artık:BEN HİSSETİĞİM NE VARSA SAHİP ÇIKABiLİRİM ARTIK.ilerde birgün arkama dönüp baktığımda keşke demek çok büyük bir kayıp olur.klasik olsa da bu durum doğru…hilerime sahip çıkmak ne demek?anlatalım..
etkilendiğim hoşlandığım bir insana çok rahat kendimi açabilirim.karşımdaki ne düşünürse düşünsün,birilerine sürekli anlatıp dursun,umrumda değil…gerçek olan bir şey var bu noktada o da kendim olabilmek…kapalı kutu olarak yaşanmıyor,anladım…örnek verecek olursak yakın zamanda duygularımı açtım bir insana..ne kaybettim..bilmiyorum,belki yitip giden bir şeyler olmuştur..oldu da aslında.güzel bir sohbetin son kalıntılarını da yıktım ellerimle…sonuç?
istediğimi yaptım,karşımdakine yalan söylemekten vazgeçtim ve kendimi en iyi şekilde ifade edebildim..garip bir şekilde o itiraf anından sonra çok şey değişti hayatımda…en azından mutlu bir yüz sergileyebildim hiç yapmadığım şekilde…
sadece bu mu?hayır elbette…hayallerinin peşinden koşabilmek mesela..ilerde birgün geriye döndüğümde keşke çabalasaydım dememek..bugünlerde hayllerimin peşinden koşuyorum ve ilerleme kaydediyorum.en büyük hayalime dair çok bir iş teklifi aldım..aşk,sevgi…hepsi o kadar küçük kalıyor ki bu hayalin ardında..ve ben hissetiğim şeyi kovaladığım için şuan geceyarılarımı bu hayaler ayırarak bu iş için çabalıyorum…
çok konuştum,çok anlattım…size ne bunlardan?
bilmem..belki arasından küçük bir şey hitap ediyordur size..
ha etmiyor mu?
emin olun umrumda değil çünkü hissettiğim şeyi yapıyorum!!
ihtiyacım olan kendimi anlatmaktı ve anlattım…
benim için yeterli….
hayallerimizle büyümek dileğiyle arkadaşlar…
YORUMLAR
yemekhane eylemi yapan öğrencilerin hapislerde çürümesi..ne acı bir hayat bu ya..hak alıcaz dersiniz,toplumun en ücra köşesine atılırsınız…parasız eğitim parasız sağlık dersiniz,vatan haini olarak adledılırsınız…
SUSTUM VE OKUDUM...KATILDIM..
nerden nereye geldim.kafam o kadar dolu ve o kadar karmaşıkki..doğal olarak yazmak isteyen bir insan ,ki yazı yazmasının tek nedeni içini dökmek,böyle daldan dala atlayarak yazar.
OKURKEN ANLAŞILIRDI..NETTİ..YALINDI...DALDAN DALA OLMASIDA ÖNEMSİZ..
KUTLADIM VE SEVGİYLE..