- 1937 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
KUTSAL ODA
‘’ Bak hayatım’’ diyordu Eröl Fabrikatör Hulusi Amcanın -ille de fakir ama mağrur erkek delisi kızı- Nalan’a...’’Bak işte evimizi buraya kuruceğiz…
-Oh Eröl o kadar mes’udum ki şimdi kelebekler gibi ağliyceğim. Ama benden sana sonuna kadar açık senet...Sakın beni boş bırakma...Bir kaç düzine çocuk yapalım olur mu?
-Bak Nalan’ım burası helamız…İşte şuraya banyomuzu kuruceğiz.Şuraya bir mutfak kurarız. Sen bana gazocağı üzerinde sahanda yumurta yaparsın… Şu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi…Ay pardon hayatım dalmışım…
-Erölll..Erölll….Bak bu köşeyi oturma odası yaparız. Çocuklarımız işte burada tepinip dururlar…Şu köşeye de seri üretim merkezimizi, yani yatak odamızı kurarız.
-Eevet Nalan’ım bak bahçemizin şu köşesine de bir ahır kurarız..Sen orada artık bol bol süt sağarsın. Kümes kurarız , yumurta toplarsın. Her gün tamamen naturel süt içer, naturel yumurta yeriz. Suyumuzu da işte şuraya kuruceğim tulumbadan çekersin.
-Evet Eröl’üm..Evet…Her gün muhabbet kuşlarımızdan yumurta, şempanzelerimizden süt sağarım sana. Ya sahi süt ve yumurta neyden oluyordu?
-Boş ver Nalan’ım takma kafaya…Gerekirse ben bakkal Rıza Amcaya yazdırırım. Biz evimizi kurmaya devam edelim. Unuttuğumuz bir şey kaldı mı?
-Aaaa bak nasıl da unuttuk. Misafir odası…Onu nereye kuruceyiz?
-Yaaa sahiii en önemli şeyi unuttuk…Misafir odamız…Öyle ya bu Allah’ın kuş uçmaz, kervan geçmez dağında sürüyle misafirimiz olucak. Onları nerede ağırlıyceyiz?
------------------------------------------------------------------------------------------------------
Offf offf yalnız ve bekar olunca insan işte böyle eski siyah-beyaz Yeşilçam filmlerine takılıp kalıyor.
Ulan geri zekalı Nalan…Koskoca Fabrikatör Hulusi Bey’in kızısın ille velakin aşk denilen bir illet uğruna takılmışsın Allah’ın çapulcusu Erol’un peşine neymiş efendim temiz hava, naturel gıda yiyecekmiş. Zıkkımın kökünü ye e mi? Sen on iki odalı koca yalıyı beğenme gel şimdi ‘’ Yatak odamız, oturma odamız aaaa misafir odamız neresi olacak?’’ diye arpacı kumrusu gibi düşün. Hem sen öyle düzinelerce çocuk doğurmayı kolay mı sanıyorsun Allah’ın akıldan münezzeh yaratığı? Kendini torba sanıyor gerzek. Elini daldır daldır içinde ne varsa çıkar. Ooohhh… O kadar kolay olsa kör ninem de doğururdu sekseninden sonra.
Vay beee… Bizim anne- babalarımız, hatta çocukluk ve gençlik yıllarımızda biz bile ‘’Sosyal içerikli film’’ diye bunları seyrediyorduk ha?
Evet…Bu filmlerdeki her şey palavraydı..Bir tek şey hariç:
Hani ister kiracı olun isterse hasbel kader bir gecekondunuz olsun. Yahut kendi eviniz bile olabilir hani söyle 150 - 200 Metrekare filan. Hah..işte o evlerde mutlaka bir yatak odası, bir oturma odası ve bir de müze olmalıydı.
Müze de nereden çıktı demeyin. Anlatınca anlayacaksınız.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
-Muttalip Bey…Heeeyyy sana diyorum yine uyuya kalmışsın televizyon karşısında…Kalk bak ne diyeceğim. Çok önemli.
-Buyur Müberra Hanım..Gönlümün sultanı, gözümün nuru, gönlümün süruru buyur. Neydi o önemli konu?
-Önümüzdeki hafta Kamile’ler gelecek biliyorsun.
-Biliyorum mehparem…Eeee?
-Ay hâla anlamadın mı?
-Anlamadım hayatım…Daha mücerred ve müşahhas konuşabilir misin reca ederim?
-Ayol kızımızı istemeye geliyorlar.
-Eveett..Biliyorum.Ne yapmamı istiyorsun?
-Ayol ele güne rezil mi edeceksin bizi? Muttalip Bey ve Müberra Hanım’ın evlerinde oturacak bir koltukları, kanepeleri bile yok mu dedirteceksin millete?
-Hakket hanım..Bizim misafirleri oturtacak koltuğumuz ve kanepelerimiz var mı? Bak unuttum gitti…Sanırım yirmi sene önce bir şeyler almıştım ama?
İşte konuşmanın bu kısmına kadar anne ve babasını merakla dinleyen Süheyla da söze girdi.
- Gerçekten de anne…Yirmi bir senedir hep bu kanepelerde oturuyoruz. Bizim bir misafir masamız, misafir koltuğumuz hiç olmadı.
-Aaaa öyle deme kızım..Babana haksızlık etme…Bizim de var. Ama eskidiler baya.
-Var mı? Hani nerede? Ben niçin hiç görmedim? Baba..Sen biliyor muydun yoksa?
-Dedim ya kızım. Ben de yirmi sene önce yani sen henüz bir yaşındayken bir kez gördüm misafir odasına girdiklerini daha sonra da hiç görmedim.
-Nasıl yani bizim misafir odamızda koltuklarımız mı var?
-Evet…Sadece koltuk değil…İki tane İran Halısı, Bir tane ceviz ağacından vitrin, Vitrinin içinde Çin porselenleri, Paşabahçe’nin en nadide sürahileri, çay , kahve takımları…Pasta tabakları, Porselen yemek takımları, en pahalısından Kütahya’da özel üretim porselen tabaklar, bir adet 1992 model el değmemiş - yirmi yıl öncesinin son teknolojisi- renkli televizyon. Başka neler vardı Müberra Hanım? Unuttum sen hatırlatsana.
-Ayol nesini hatırlatayım. Hepsi de demode oldular. Onları değiştirip yerine yenilerini almak gerekir yoksa Kamilelere rezil oluruz vallahi.
-Ya anne bak tam yirmi bir senedir o odaya bir kez bile giremedim. Ölümü öp bu sefer girip bir kez olsun bakayım içeride neler var neler yok. Hem bakarsın hâla kullanılabilecek bir şeyler vardır. Onları atmayız hiç olmazsa ha?
-Olmaz…O oda misafirler için. Oraya ancak eve misafir geldiği zaman girilebilir.
-Anneciğim bize hiç mi misafir gelmedi yirmi bir senedir? Ya neredeyse gelin olup gideceğim daha görmedim o odayı. Hem Hüsnü Amcamlar, Sıdıka Teyzemler, Haşim Amcagiller geldiğinde de açmadın sen o odayı.
-Kızım Hüsnü Amcanlar, Sıdıka Teyzenler misafir mi? Onlar bizden..Haşim Amcanlar da komşu..Onlar da bizden sayılır…Misafir odasını misafir dışında kimselere açarsan ne olur?
-Ne olur anne?
-Ne olacak o canım takımlardan bir tane tabak, fincan kırılsa koskoca takımı kaldır çöpe at gitsin. Değil mi?
-Ya anne hiç olmazsa öylece vitrinde seyretmeme izin verseydin. Müzelerde bile o kadar değerli elmasları, zümrütleri gördüm ama kendi evimde işte bu odaya bir kez olsun giremedim. 120 metrekare evimiz var ama biz, ben doğduğumdan beri hep altmış metrekare bir alana sıkışıp kaldık. Kalan altmış metrekare hep bir sır olarak kaldı.
-Olmaz kızım..Bizim gelenek ve göreneklerimiz var. Misafir odası misafir içindir. Misafir dışında hiç kimse için açılamaz o oda. Muttalip Bey sen de bir şeyler söylesene kızına.
-Annen haklı kızım. O odayı ben bile göremedim ki sen de göresin. Neyse..Eşyaları değiştireceğiz nasılsa...O gün evde olursan yeni haliyle görürsün. Ha bir de seni istemeye geldikleri zaman Kamile Hanımlar için mecburen açacağız odayı…İşte o zaman değil görmek aynı zamanda o odadaki kahve fincanı takımlarına el sürme imkanın da olacak. Dua et de seni istemekten vazgeçmesinler. Yoksa daha çoook beklersin.
----------------------------------------------------------------------------------------------------
Geçenlerde bir arkadaş yeni ev satın almıştı. Evi gidip görmeden önce tabii ki sordum.
-Hocam ev nasıl büyük mü?
-Eh idare eder…3+1 , 150 metrekare filan.
-Güzelmiş…Üç oda, bir salon…Güle güle oturun. Artık bir kahvenizi içmeye geliriz.
Bir kaç gün sonra arkadaşın evine gittim ‘’Hayırlı olsun’a ‘’ İçeri girer girmez bir salonla karşılaştım. Salonun bir ucunda mutfak, hemen bitişiğinde de şu Amerikan kovboy filmlerindeki gibi bir bar vardı.
Arkadaşım beni salona buyur etti. İşin doğrusu göğsüm kabarmıştı. Çünkü beni de aileden addetmiş ve bana yabancı muamelesi yapıp misafir odasına almamıştı. Kanepeye çöreklendim ve yenge hanımın mutfakta - altından alev çıkmayan- acayip bir ocakta -üzerinde kappiçino yazılı bir poşetten - bir şekilde yapıp hazırladığı değişik tadlı kahvemi yudumladım.
-Hocam eviniz çok çok güzel. Çok beğendim. Eğer mahsuru yoksa şöyle odalara da bakabilir miyim?
-Tabii ki buyur sana göstereyim.
Başladı odaları göstermeye…
-Hocam burası yatak odamız…( Arkadaşım ile hanımının. Yanlış anlaşılmasın )
-Hımmm.. Çok çok güzel.
-Burası da bizim oğlanın odası.
-Oğlanın ayrı odası mı var? Güzel…Güzellll…Harika. ( Öğğğ…O duvardaki posterler de ne öyle…İğrenç )
En sonunda evin en önemli bölümünü de görecektim. Hani sadece şu misafirlere gösterilen oda…Evin müzesi…
-Eveeettt …İşte burası da kütüphane ve benim çalışma odam.
Şaakkk diye düşüp bayılmamak için kendimi zor tuttum. Kütüphane ve çalışma odası mı?
-Hocam kutsal odası yok mu bunun?
-Anlamadım? Kutsal oda mı? O da ne?
-Yani misafir odası…O kadar para verip 3+1 daire almışsın ama misafir odası yok.
-İlahi hocam…Senin bu esprilerine bayılıyorum doğrusu.
‘’Vallahi espri yapmıyorum ‘’ diyemedim.
Yok arkadaş…Millette gelenek ve göreneklere bağlılık diye bir şey de kalmamış…Şimdi bir misafir gelse nerede ağırlayacak bu arkadaşım? O kadar para verip daire satın alıyorsun ama misafir odan yok…Yazık, yazıkkk
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
İşte böyle Nalan ve Eröl….Keşke zamanımızda yaşasaydınız…Artık evlerde o kutsal odalar yavaş yavaş tarih oluyor…Sizler de Allah’ın dağında ‘’ misafir odamızı nereye kuralım’’ diye kafa patlatmazdınız hiç olmazsa.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
YORUMLAR
sami biberoğulları
Çok çok teşekkür ederim..
Selam ve sevgilerimle.
Yaşam alanı oldu artık Misafir odalarının adı ve ortak yaşam alanı ne güzel değil mi?, Müzeler tarih oldu. Oh be artık iran halıların yerini de makine halıları aldı. yok yok artık halı felanda sermiyoruz.. Malum ya maytlara karşı alerjimiz var evde toz üreten hiç birşey istemiyoruz. Perdeleride kaldırıp ve o yün yataklarıda artık elden çıkartık..
Öğretmenim ellerinize sağlık yine harikaydınız yazınızla..
selamlar.
sami biberoğulları
Belli ki o halılar üzerinde gezen maytlar beynime ve gözlerime sirayet etmiş. Derhal kaldırıyorum efendim...Hay Allah'ım ya...Resmen kör oldummm..Kör oldummm..Kör oldummm...Nalaaannn nerelerdesin...
Ay Pardon..
Selam ve sevgilerimle.
sana kızdım hocam neden Eröl ü kötülüyorsunuz abimin adı Erol pardon Eröl ve okurken abimi anlatıyordunuz sanki karısı nalan değil ama selma seriüretim yaptılar 3 tane horoz (erkek çocuğu) ürettiler inek sağıyorlar naturel sebze meyve ve süt içiyorlar. Babamda tam Hulisi Ketmen en azından abime öyle neyse o konuyu geçelim nesi var öyle bir hayatın gayet güzel bence sizde bir nalan bulun söz inekleriniz için ağır yapmak için bahçe benden naturel süt içersiniz banada bir bardak sıcak süt ikram edersiniz her halde
Müze odasına yani salona gelince. Çok sevdiğim bir arkadaşım ilk kez evime geldiğinde kendisi bekar ve bir oğluyla 3+1 evde yaşıyor neyse bize geldi ellerini yıkamak için banyoya girdi. Benimde evdeki bütün kapılar açıktır yatak odamın bile kapı kapalı duramam arkadaş da odalara bakmış her oda da yatak var. Mutfağa yanıma geldi ev yatakhane gibi Eray her odan dolu nerede oturuyorsunuz dedi. Bende kızım üç çocuk koca ben 5 nufus kızlar bir oda da oğlan bir oda da biz bir oda da salonda oturuyoruz benim hiç misafir odam olmadı hem o kadar para verip koltuk vitrin alıpta sadece misafirlerimi saklayacağım bende evin en güzel yerinde oturmalıyım bu ev benim sefasını ben sğrmedikten sonra neye yarar öyle değilmi ama hocam
selam ve sevgiler
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA tarafından 9/1/2012 2:12:53 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Misafir odası konusunda da en doğrusunu yapıyorsun bence..Misafir en iyi şekilde ağırlanmalı tamam ama ille de müze gibi bir oda sırf ona tahsis edilmemeli.
Selam ve sevgilerimle.
hocam o sizin dediğiniz evlere kavuşalımda misafir odasını o zaman düşünürüz şimdilik salonda ağırlayalım gelen misafirleri hem misafir umduğunu değil bulduğunu yer derler bunun misali nereye oturtusanız oraya otururlar yok illa ben özel oda istiyorum demez herhalde değişik bir konuya değinmişsiniz kutlarım sizi saygılarımla selamlar
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Benim evimde de genelde misafir odası olmadı. Heremlik selamlık yapan arkadaşlar geldiğinde biz salonda eşler bir odada oturduk...Yapmayanlarla da hep beraber salonda..Velhasılı her zaman her görüşte arkadaşım, dostum oldu ama misafir odam hiç olmadı.
Selam ve sevgilerimle.
çocukluğumdan beri misafir odalarını hiç sevemedim...evin varmı her yer misafire tahsis edilebilir tüm odalar kullanılmalı diyenlerdenim..al eşyayı döşe kapıyı kilitle kullanma....misafirden misafire şimdi pek gelende kalmadıya...anlatım yine şahaneydi hocam saygılar
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Sami Hocam, ben o kutsal odayı öldüreli çok oldu. Benim evim de 3+1 ama ben tek başıma yaşadığım halde bütün odalarımı kullanıyorum:)
Oturma odasında ben ve misafirlerim, salonda kitaplarım, yatak odasında yatarım, çocuk odasında ütü falan yaparım. Yani senin anlayacağın, hafta sonu da temizlikle geçiyor. Bir odacığa sığıversem de hafta sonumda bana kalsa olmaz mı sanki:(
Güzel bir yazıydı. Artık yeni evlerde o kutsal odalar tek tek kalkıyor.
Tebrikler, saygılar.
sami biberoğulları
Tek yaşayan biri için 3+1 çok..Ama sanırım pek yalnız kalmıyorsun..Eş -dost, akraba filan derken..Hani ben olsam sıkılırım o koskoca evde yalnız.
Selam ve sevgiler.
Olmadı amaaa benim hiç misafir için özel salonum olmadıı kıskandım şimcik:))) yeni bir evim olursa bendemi müze gibi bir oda yapsam acaba kimsenin giremediği dermişim ama yok bana göre değil:))
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Yeni evime taşındım duymuşsunuzdur benden. Benim damatta sizin düşüncedeydi. Burada otur dedi misafir odasından söz ederek. Evin en güzel yeri burası,manzarası güzel..
Kendisi kaldıkları sürece misafir odasında oturdu bilgisayarı bazen koltuğa, bazen de sehpaya koyarak. Kapat tertemiz dursun dedi kardeşim de, ben ikisini de dinlemedim çünkü oturma odam da geniş, manzara aynı..Misafir odasının kapısı ise her gelene açık..
Misafir odaları yazıda da belirttiğiniz gibi süslenir, püslenir gelinlik kız gibi bekler orada. Konu komşu da girmezse kimler girer bir türlü anlamam, tam bir komedi.
tebrikler, yine gülümsettiniz,
selâm ve sevgilerimle..
sami biberoğulları
Bu arada yeni evinizde güle güle oturun.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
İşin içine torun girince akan sular duruyor. İşte o zaman artık ne kutsallık kalıyor ne de başka şey...
Selam ve sevgilerimle.
AYSE 09
Yazının başını okurken bu film replikleri ne ola ki .. dedim..nereden nereye getirdiniz..evlerde misafir odası olur mu ?...olmaz mı? ..bilmem; ama benim evde yok..çocukluğumda ki misafir odasının kokusu hala burnumda..yine güldürdünüz..sevgiler selamlar..
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Hakikaten de kutsal odalardır misafir odaları. Ben hâlâ o odayı yaşatıyorum inanmayacaksınız ama. ( Çünkü rahat oluyor. Aniden gelen misafir için. ) tEBRİKLER, GÜZEL VE EĞLENCELİ BİR YAZIYDI. sAYGI VE SELAMLAR...
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler benden.
Değerli Arkadaşım
Çok güzel bir konuya parmağını basmışsın ...yıllarca sildik süpürdük kapattık kapısını 'misafir odası'nın...eşyalar eskidi kullanmadan...şimdi akıl başa geldi çok şükür...
Selam ve sevgilerimle
sami biberoğulları
Ama var ya hani gezmesek de, görmesek de o oda bizim odamızdı...Ben özlüyorum misafir odalarını yaaa...
Selam ve sevgiler.