nasıl bakıyoruz acaba ?
Ne kadar az şey biliyoruz hayatla alakalı ,
yeni insanlar tanımak cazibliğini yitirmeye başlıyor , her tanıdığımız insan ayrı bir acı vermeye başlıyor...
gözümüzün önünde her anı farklı yaşamları görüyoruz.
herkes bir yerden yaralı , kimisi sevgili uğruna çektiği sıkıntı ile yaşarken , kimisi ise yaşam şartlarının zorluğunu çekiyor , kimisi hastalıkların çaresizliğini düşünüyor , kimisi diye son bulmayacak kadar sıkıntılı hayatlar var .
Ve biz bunların sanata dönüşümünü izliyoruz..
bir bestecinin yazdığı şiirin notalara dönüşümle sanata çevrilmesi , dinlerken aynı hisleri yaşıyormuyuz acaba sorusunu düşündürüyor.
bir ressamın çizdiği mutsuz bir yüz bize sanatın güzelliği olarak yansırken yüzün mutsuzluğunu anlamaya çalıştığımızı düşünüyormuyuz.
bir fotoğrafta anlık saniyeleri dondurmuş bir resmin bize verdikleri ise ayrı bir bakış olarak yaşamımıza giriyor....
hayata nasıl baktığımız önemli demek istiyorum ,
bir ressam gibi bakmak , bir müzisyen gibi bakmak , bir fotoğraf sanatçısı gibi bakmak ve bir psikolog gibi bakmak arasında ne kadar büyük bir fark var..
ne kadar çok sanatçı var aslında çevremizde , ve bu sanatkarlar kendi yaşamlarını bile sanatlarına işlemeleri ve zamanla yaşadıkları anıları bir boyu ömür nesilden nesile geçmesi için sözcüklerle işlemeleri ,
her sanat hayata nasıl bakmamız gerektiğini ögretiyor ...
bir doktor gibi bakmak ile bir şair gibi bakmak arasındaki farkın yansıması bilgimize bilgi katıyor....
bir daha dönemiyeceğimiz dinyaya bakarken bir ressam gibi bakabildik mi ?
bir daha dönemiyeceğimiz dünyaya bakarken bir müzisyen gibi bakabildik mi ?
bir daha dönemiyeceğimiz dünyaya bakarken bir veli gözü ile bakabildik mi ?
evet...
Hacı bektaşi veli’nin bir resmini görmüştüm daha doğrusu yağlı boya çalışması idi ve kucağında bir ceylan ile kaplanın beraber durması resm edilmişti..
iki ayrı noktayı birleştirmesi onun hayatta bir bütünüz gözü ile bakmasının eseri olsa gerek...
ayrı noktalarda hayata bakıyoruz, akşam olunca kendi dünyamıza çekiliyor ve uzakta olanların nasıl yaşama baktıklarını ögrenmek için okuyor , takip ediyor ve sanatı sanatçının anlattığı kadarıyla tanımaya çalışıyoruz...
hepimiz birbirimizin hayatını merak ediyoruz belki de analiz yapmak ve kendi hayatımız ile başka hayatları karşılaştırmaya başlıyoruz ,
ama bence hepimiz hayata bakarken ayrı noktalarda bakıyor ve farklı duyguları anımsıyoruz , farklı şeyler görüyoruz...
baktığımız gibi görüyoruz...
nasıl bakıyorsak öyle görmeye başlıyoruz ....
belkide yanlış bakıyor ve yanlış görmeye başlıyoruz....
..............
yorgun bir göz ile hayata bakmamamız gerektiğinide hep ustalardan ögreniyoruz....
YORUMLAR
baktığımız gibi görüyoruz...
nasıl bakıyorsak öyle görmeye başlıyoruz ....
belkide yanlış bakıyor ve yanlış görmeye başlıyoruz....
cok haklısın söylediklerinde, genelde ben hep şunu uygularım ,tanıştığım insanlarla sanki yüzünü kıyafetini halini hiç görmüyormuşum gibi konuşurum anlamaya calışırım onu..bu yoldakı temizlik işciside olabilir,bir müdürde olabilir.o zaman onun sözlerini farklı degerlendirme içgüdüm harekete gecmesine izin vermem.
oysa en büyük hatamız ilk baktığımızda insanın kıyafeti,hemen puan kırılır...diğerlerini saymıyorum hepimiz öyle değilmiyiz.oysa objektif olmayı becersek,...
yine hoş anlamlı bir konuyu gündeme getirmişsin .yüreğin dert görmesin..
Anlattıklarınızın püf noktası ne bakmak nede görmek.... hissetmek bence
Duyduların ne kadar önemli olduğu burdada ortaya çıkıyor.karşımızdakinin duygularını hissetmemizi sağlayan ve bunu kolaylaştıran insanlar sanatçılar.Herkes duygusunu karşısındakine hissettirecek yeteneğe sahip olmadığına göre bu durumda duygularımızla düşüncelerimizi birleştirerek karşımızdakini anlayabiliriz.Kutluyorum yazınızı anlamak ve anlaşılmak çok önemli bir konu
cam güzeli tarafından 2/18/2008 11:35:24 AM zamanında düzenlenmiştir.