- 458 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYAL
Sırça bir köşk. Suskun bir nehir. Hayallerle dolu bir çocuk. Yüreğinin özlemlerine hayallerinin sebep olduğunu yüzüne bakınca anlardınız. kalbine dokunsanız binbir gece masallarının en çetrefil kahramanlarıyla karşılaşırdınız. yüzüne baksanız, masum bir çocuktan fazlasını göremezdiniz. bu çocuk sırça köşkün varisiydi. sırça köşk ise yetişkinliğin o ülkedeki sembolüydü. bakmayın sırça köşk dediğime, bu çocuğa özgü bir tanımdı. yani onlar bulmuştu bunu ve bir yetişkinliğe eriş özleminin yansımasıydı. her çocuğun mualla hayalleri vardı ve onu gerçekleştirmek için yetişkinlerdeki o gizemli şeye sahip olmaları gerektiğini bilirlerdi. herşey hayallarinin peşinde olmalarının eseriydi. sırça köşk, suskun nehir. suskun nehir ise bu aldatmacanın diğer parçasıydı ve esasen durumu aldatmaca yapan parçaydı. yani yetişkin olunca suskun nehri konuşturmaktı çocuğun hayali. ve çocuklar yetişkin oldukça sırça köşkün esiri olup nehri unutuyordular. çocukl bunun farkındaydı ama sadece hisleriyle. suskun nehri de biliyordu o, sırça köşkü de. uçsuz bucaksız hayal gücünün sevimli yüzücüsü her şeye rağmen aynı hayal gayesiyle ufku selamlamaya devam ediyordu...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.