CAN ÇIKMAYINCA
CAN ÇIKMAYINCA
Nüfus kağıtlarımızda doğum tarihlerimiz aynı olmasına rağmen o benden bir yaş büyük olduğunu iddia eder.
-Ben 1939 depreminde doğmuşum ama bir yıl geç yazılmışım nüfusa der. Yani ben senin ağabeyin sayılırım diyecek ama kibarlığından söylemez. Onu da benim ve yanımdakilerin anlayışına bırakır.
Her sabah statta buluşuruz arkadaşımla. Koşu parkurunda seten beygiri gibi yeteri kadar döndükten sonra aletli jimnastiğe geçeriz. Bu yaştan sonra olimpiyatlara katılmak gibi bir niyetimiz yok ama şu andaki sağlığımızı koruyabilmek için bu zahmetlere katlanıyoruz, seve seve)) Her sabah… )
Bu saatte stat, cinsiyet farkı gözetmeksizin gençler, yaşlılar, çocuklarla panayır yerine döner. Giysilerimiz de çeşitlidir: Erkeklerin başlarında kasket, çeşitli firmaların reklamlarını taşıyan büyük siperli şapkalar, bere ve hiç başlık hissetmeyen sırma saçlar…
Bayanlar ise envai çeşit eşofman, kara çarşaf, yerlerde sürünen pardösü, İslami ya da gelişi güzel bağlanmış baş örtüsü. Ayaklarda markalı spor ayakkabıdan, postala, mahalle arasında giyilen şıpıdık terlikten topukluya kadar akla gelen gelmeyen her çeşidini görmek mümkündür.
Yürüyüşümü bitirip aletli jimnastiğe geçecekken O, sporunu bitirmiş beni bekliyordu. Giderken rastlayamıyoruz ama beraber dönmeyi, dönerken de sohbet etmeyi seviyoruz.
-Sen hareketini bitirene kadar ben de mıntıka temizliği yapayım bari dedi. Sık aralıklarla çöp bidonu konmasına rağmen insanımızın duyarsızlığından utandım insanlık adına. Kağıt peçete artıkları, boş pet şişeler, yukarda tasvirini yapmaya çalıştığım sporcular eliyle gelişi güzel saçılmış. Yetmiş üç yaşındaki emekli öğretmen, onları topluyor. Sağlık için yürüyen failler de utanmadan faaliyetlerini sürdürürken atıklarını toplayanın farkında bile değiller.
****
Niksar yolunda Dönekse’ye inişte bir seki vardır. Yol kenarında bir de çeşme bulunur. Yolcular, genellikle orada mola verirler. Hem su içer, hem dinlenir hem de Niksar Ovası’nı ve Niksar’ı seyrederler. Seyir esnasında bir şeyler atıştırdıkları da olur. Sekiden seyir güzel olur ama bir de atıklarımızla o güzelim sekiyi çöplüğe çevirmesek:(((
Sevgili arkadaşım Mehmet Tapar’ın mıntıka temizliğiyle, Niksar yolundaki sekiye gittim.
Bir gün Rahmetli emekli milli eğitim müdürü Hüseyin Kalkan’la adı geçen sekide mola verince çevredeki atıklardan rahatsız olduk. Atıkları bir bir toplayıp kontrollü şekilde ateşe vermiştik de gelip geçen araçtakilerin bizi hayretle izleyişlerini anımsadım.
Ne diyelim. Herkes mayasının hükmünü işliyor. İnsan insanlığından, hayvan hayvanlığından vazgeçemiyor bir türlü.
Nerede, ne zaman olursa olsun…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.