- 854 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Fedakar anne
FEDAKAR ANNE
1983 yılında Sivas da ahlak büro amirliği görevini yerine getiren komiserdim.Masamda oturmuş o gün okunup imzalanması gereken evrakları inceliyorum.Genel evi patronunun ayak işlerini takip eden şahıs içeri girdi ve elinde bulunan nüfus kağıdını bana uzatarak,sizin görmeniz gerekiyormuş efendim, bu hanımın tescil edilmesi için gerekenin yapılmasını istiyorum dedi.
Nüfus kağıdını elime aldım baktım Amasyalı hemşehrimdi. Bir Amasyalı olarak hemşehrimin genel evde çalışması için işlem yapmak istemiyordum bilmediğim bir duygu
Olmaz dememi gerektiriyordu amma görevimi de yapmak zorundaydım.Polis memurunu çağırdım ve gelen hiçbir nüfus kağıdını bana göndermezdin ifadesini alıp imzaya getirirdin bu kadının ifadesini almadan nüfus kağıdını bana neden gönderdin dediğimde!polis hemşehriniz olduğunu gördüm belki konuşursunuz tanışırsınız diye gönderdim dedi.
Söz konusu bayanı çağırdım hemşehrisi olduğumu da söyleyerek niçin burada çalışmak istiyorsun seni zorlamı çalıştırmak istiyorlar diye soru sorduğumda kadın hıçkıra- hıçkıra ağlamaya başlamıştı ne yapsak ne söylesek susmak bilmiyordu bir müddet kendi haline bırakmak en iyisi idi,bizde öyle yaptık iyice ağlayıp boşalıncaya kadar içimiz burkulalar kadına bakıp kaldık.
Memura daktiloyu getir bu bayanın ifadesini beraber alalım dedim .daktilo geldi kimlik tespiti yapıldıktan sonra
-----Neden genel evde çalışmak istiyorsunuz başka işte çalışsanız olmaz mı sizi genel evi sahiplerimi zorluyor yoksa kendi iradenizle mi burada çalışmak istiyorsunuz diye sordum
Mukadder BAHTI KARA (bu ismi ben verdim) ifadesinde
------- Adım Mukadder bahtıkara ,evliydim,dört çocuğum var.kocam Almanya ya gitti önceleri çok iyi idik Kocam Almanya dan bir miktar para gönderiyordu bende köydeki birkaç parça tarlayı ekiyordum geçinip gidiyorduk daha sonraları para gelmemeye başladı bana ağabilerim yardım ediyordu kimseye muhtaç değildim Sonra kocam Almanya dan izne geldi ben Almanya da evlendim seninle boşanalım ben size yinede gereken yardımı yapacağım dedi. Aldatılmışlığı hazmedemedim, hemen boşanmayı kabul ettim. Boşandıktan sonra bir daha adımızı bile anmadı
Bana para pulda göndermedi amma ben ağabilerimin sayesinde kimseye muhtaç değildim Bir gün çıktı geldi Almanya da ki kadın bunu dolandırmış elinde ne var yok hepsini almış,Pişmanın gel yeniden evlenelim tekrar mutlu olalım ben akıllandım bir daha hata yapmam diye yalvardı.Ben çok incinmiştim beni aldatanla tekrar evlenmek istemedim
kendisine ben iyi idim neden aldatarak beni boşadın,.kötü idim şimdi gelip neden evlenelim diyorsun, olmaz herkes kendi yoluna dediğimde hiç ses çıkarmadan gitti
Ben abimlerle kalıyordum bir gün iki kardeşimde bir kiralık katil tarafından vurularak öldürüldü.soruşturma sonunda polis katili yakaladı.Katil kocamın ismini vererek ondan para aldım para karşılığında bu cinayeti işledim diye ikrar etti. meğerse eski kocam kardeşlerimi göstererek bu iki kardeş benim yuvamı bozdu eşimi ve çocuklarımı elimden aldılar diyerek katili başka düşünceye sevk etmiş katilde kardeşlerimi karısını kaçırdılar çocuklarını göstermiyorlar bunlar ırz düşmanı diye düşünmüş be kardeşlerimi öldürmeyi kabul etmiş.
Katil bu ifadeyi verince kocam hakkında da arama kararı çıktı. Almanya ya kaçtığı anlaşıldı. Katile ben öldürdüklerinin kız kardeşiyim, onlar beni korumaya çalıştılar geçimimi onlar karşılıyor nasıl öyle düşünürsün dediğimde katil şimdi anlaşıldı pişmanım demek ki kocanız bu kadın kardeşlerine güveniyor ,bu yüzden beni ret etti onlar ortadan kalkarsa güvenecek kimsesi kalmaz benimle tekrar evlenir düşüncesiyle beni kandırarak kiraladı kardeşlerini öldürttü dediğinde kardeşlerimin ölümünden kendimi sorumlu hissettim
Dört çocuk benim var dörder tanede kardeşlerimin var 12 çocuk başıma kaldı Ölmeden önce kardeşlerim benim yavrularıma bakıyordu şimdi onların çocuklarına bakmak benim boynumun borcu .onların yemesi içmesi hep para. Ben para kazanmak için tarlada bağda bahçede çalıştım. Kışın evlere temizliğe gittim. Bir çok kişi sarkıntılık etti, ahlaksız tekliflerde bulundu. on iki yavruya namusumla bakmak istedim ama olmuyor içinde bulunduğum çevrede namusu kalamayacağımı anladım.
Okum ayazma bilmiyorum yaban illerde başıma ne geleceğini de düşünmek istemiyorum. Şunu da açıkça söyleyeyim bana bu güne kadar kocamdan başkasının eli değmedi, Anladım ki beni kendi halime bırakmayacaklar. Bir gün namusumu koruyamaz hale geleceğim.Zaten evlere temizliğe gittiğimde de ,dedi- kodu yapmaya başladılar, Er yada geç bana bu damgayı vuracaklar dışarıda ki aç kurlara yem olmadan kendi ipimi kendim çekmek istedim. On iki çocuğa bakmak ve onları topluma iyi insan olarak kazandırmak için kendimi ateşlere atmaya razı oldum.
Bütün amacım o çocukları kurtarmak başka yol bulamadım siz söyleyin ben ne yapayım? Çaresizim, güçsüzüm, işsizim, on iki çocuğun geleceği hatırına burada çalışmaya razı oldum Kimse bana baskı yapmadı bir bayanın verdiği akla istinaden ben kendi isteğimle geldim dediğinde ben göz yaşlarımı tutamadım
On iki yavruyu kurtarmak için ben kendimi ateşlere atıyorum diyen bu kadını o günlerde anlamadım. Birazda istekli diye düşündüm .Bu bataklık ta hayatını ateşlere tan binlerce kadın var hiç bunları bu bataklığa itenlere hor bakışlarımızı dikmeyiz hatta onları bey efendi,hanımefendi diye karşılarız saygılı davranırız. Şimdi yanlış düşüncemden ötürü o kadına ve onun gibi olanlara bir özür borcum var.Zira beni buralarda çalışanlar hakkında doğru düşünmeye bir tavşan sevk etti..Bir gün söz konusu tavşanın topraktaki bir deliği kapattığını gördüm. Merak edip o deliği yeniden açmaya kalkıştığımda dünyanın en korkak en ürkek dediğimiz o tavşan bana kendini öyle bir çarptı ki adeta sendeledim dengemi zor sağladım deliği açtım baktım ki delik içinde altı adet tavşan yavrusu var
Yavrularını korumak uğruna o korkak ,ürkek tavşanın beni yuvasından uzaklaştırmak için hayatını tehlikeye atarak bana çarpması analık duygusunu anlamama neden oldu ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar sözünü hatırladım bir anda .
Analık duygusunu ne kadar derin bir duygu olduğunu yavrusu için kendini feda eden anaların varlığını o tavşanın bana çarpmasından s sonra anlarım. Mukadder Bahtıkara ya da bu tavşan yuvasını korumak için bana çarpmasından sonra fedakar anne demeyi uygun buldum. ne dersiniz bu kadın mı günahkar onu bu kirli tezgahlarla bu batakhaneler içine iten toplum mu günahkar