Eleştirme
Hikmet ehlinin eleştirileri anlık değil ömürlüktür.
Söz gelimi okuduğunuz bir şiire yorum-eleştiri yazacaksınız. Çünkü kendinizi mecbur hissediyorsunuz. Şiirde açık havada gökte görülen yıldızlar gibi belli olan, göze takılan yanlışlıklar var. Hal böyle olunca yapmanız gereken ilk şey !şair!’in daha önceki şiirlerine göz atmanızdır. Eğer böyle yapmazda sazan gibi dalarsanız eleştirmeye kendi kalenize gol attınız demektir. Eğer daha önceden yazılmış şiirlerde şairin şiir bilgisi kendini gösteriyorsa zati o yanlışlıklar sizin için bir mayındır. Yani dallandıra budaklandıra eleştirmenize gerek yoktur. Şiirin sahibi zati o yıldızları oraya bile bile koymuştur. Ki bazı şiirler 3 yıl sonra 5 yıl sonra 10 yıl sonra yıldızlıktan çıkar ve güneş olur.
Hikmet ehli eleştirmen bilgisini verebileceği yanlışlarını düzeltebileceğini umduğu genç şiir severlere bir defalık yorum eleştiri yazıp bir daha o şiir severin sayfasına uğramamazlık yapmaz. Ukala eleştirmen ise bir defa yıldızları taşladıktan sonra bir daha o kaleme uğramaz.
Bazı gönüller hırçındır başına buyruktur
Bu tip kalemlerin yanlışlarını sadece hikmet ehli kalemler düzeltebilir. Anadolu kilimi gibi nakış nakış gönderdiği yorumları ve selamlarıyla o gönlün hırçınlığını süt liman, başına buyrukluğunu ise “bu dünyada yedi milyar baş var o yüzden başına buyruk olmak nafile” demeye getirir. Bu tip gönüller derya gibidir. Fazla içine girerseniz boğar sizi, uzaktan bakanı hayran eder, size nice ibretlik hal nağmeleri fısıldar.
Bazı gönüller hamur gibidir teknesini arar.
Bu kalemlerin yanlışlarını o kalemden daha tecrübeli ve bilgili olan her eleştirmen ve ya yorumcu düzeltebilir.bu gönüller nehir gibidir. Mevsimlere göre akar ve nasibi nerdeyse gölette mi gölde mi denizde mi yoksa toprakta kaybolmak mı? İşte bu nasibe doğru akışta eleştirmenin katkısı büyüktür.
Bazı gönüller yolu bilse de yürümesini bilmez
Bu gönüllere her iki eleştirmen tipi de yardımcı olabilir. Yani yürümesini öğretebilir ama yolunu değiştiremez. Bunlar rüzgar gibidir. Dağ başına duman vursun ister.
Bazı gönüllerin zati dostu bilgisi vardır onun size değil sizin ona ihtiyacınız vardır.
Bu gönüller ile dost olmak ister iseniz selam verir, yorum bırakırsınız. Siz ona gittikçe o size gelir zati. Eğer ki kalu bela’da ruh ikliminiz birbirine yakın yaratılmışsa dokunmayın o muhabbetin keyfine.
İnsanın insan olmaktan gelen bazı düşmanları vardır bir de. Bunların ilki kibirdir-gururdur. Bir eleştirmende eğer kibir varsa istediği kadar kullandığı kelimeleri süslesin püslesin eleştirisini 40 hendekten atlatsın. Kibrin zehrini bir defa aldı mı eleştiriye uğrayan o eleştirmenin o gönülde bir kıymeti harbiyesi kalmaz. Nezaket gereği teşekkür edilse de üzeri çizilmiştir.
İkincisini üçüncüsünü …. Zati sizler de bilirsiniz bulursunuz.
Zıtlığın Tezadı
Bir de unutmadan ilham bilgisiz insana gelmez zati. Her gelene de ilham demek bilgisizliktir.
Galiba hikmet gereği olsa gerek tecrübeyle sabittir ki en önemli konuda Zıtlığın Tezadı.
Hz. Musa ile firavun arasında geçtiğini okumuştum veya duymuştum. Konu dini olunca anlatacağım olayda yanlış varsa mutlaka düzeltilmeli.
Kısacası. Firavun der ki ey Musa senin Rabbin şu nehri tersine akıtabilir mi. Musa’da O’nun her şeyi gücü yeter akıtır der. O zaman söyle Rabbine de yarın bu nehri tersine akıtsın bakalım der ve yanındakileri de bu olaya şahit eder. Musa ne düşünmüştür bilinmez ama o gece Rabbine bu olayı anlatmak gelmez aklına. Belki de Rabbim zati biliyor görüyor hesabı şeytanın sağ taraftan yaklaşmasına yenik düşmüştür. Firavun o gece Ey Musa’nın Rabbi biliyorum ki varsın ve gücün her şeye yeter yarın o nehri ne olursun tersine akıtma diye niyazda bulunur. Gün döner ve nehir tersine akmaz o gün. Musa hüsran içinde Firavun kendinden emin olarak ilahlık iddiasına devam eder.
O yüzden Firavun’un duasını niyazını kabul eden Allah, benim dualarımı kabul etmez diyemeyiz.
Düşünün ki şeytanın bile isteğini geri çevirmeyen Allah ona kıyamete kadar vakit vermişse eşrefi mahlukat olan insanı nasıl geri çevirebilir ki. İnsan yeter ki ne halde olursa olsun onun kapısının önünde beklemeyi bilsin. O kapı elbette açılır.
Şu biçarenin içkili ağzıyla yaptığı duayı kabul eden Allah bu biçareyi içkiden nasıl kurtardıysa elbette dumanlı nefesiyle ettiği duayı da kabul eder ve sigaradan kurtulmasını nasip eder.
Yeter ki sizler de benim dualarıma uzak yakın demeden destek verin ki nasip biraz daha yaklaşsın bu biçareye der Selamlarımı sunarım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.