Trafik Terörü!
İşitsel ve görsel medya gün geçmiyor ki trafik kazalarını haber yapmasın. Son birkaç günün bilânçosu en az yirmi ölü ve yüz civarında yaralı! Buna trafik kazası değil trafik terörü demek daha doğru olsa gerek!
Ülkemizde her gün yaklaşık altı yüz ve her saat yirmi yedi trafik kazası oluyor. Bu kazalarda günde en az beş kişi ölmekte ve iki yüz kadar insan da yaralanmaktadır. Ortalama her yıl en az beş bin kişi ölmekte ve yüz bin insan da yaralanmaktadır.
Trafik kazalarının oluşmasının en önemli etmeni insan olup, bu oran yüzde doksan dörtlere kadar ulaşmaktadır. Emniyet kemeri kullanmamak ise sürücü aymazlığına en belirgin bir örnektir.
Kazalara neden olarak genelde aşırı hız, hatalı sollama, alkollü araç kullanma, dikkatsizlik vb. gerekçeler ileri sürülmektedir. İstanbul’da aynı hatta arka arkaya gitmekte olan iki tramvayın çarpışmasına ne demeli?
Türkiye’de kayıtlı motorlu taşıt sayısı yaklaşık yirmi milyon civarındadır. Şehir içi ve şehirlerarası yolların yetersizliği ve trafiğe elverişsizliği ile sıkça karşılaşılan trafik kilitlenmesini de dikkate alırsak işimizin hayli zor olduğunu anlayabiliriz.
AB’ye (Avrupa Birliği) yaranmak amacıyla yurt genelinde yıllardan beri çocuk yaştakilere, pek çok görme ve işitme özürlülere hatta yürüme engellilere bile ehliyet verildiğini hiç duymamış olanımız yoktur sanırım.
Sanki bizi birliğe hemen alacaklarmış gibi yine yıllardır yüksek öğrenim öğrencilerine hem sürücü belgesi hem de önlisans ve lisans diploması bol keseden dağıtılmaktadır. Yine aynı beklentiyle üniversite sayısı yurdumuzda kısa zamanda süper rakama (166) ulaşmıştır!
Mümkünse herkesi yüksek öğrenimli yapalım ancak bilginin ve bilimin çeyrek yüzyıl öncesinin orta öğrenim düzeyine indirgenmemesi gerekir.
Öğretim elemanı eksiğiyle, yetersiz laboratuar ve alt yapısıyla, tam olgunlaşmamış program ve yöntemlerle, teknik ve teknolojik yetersizliklerle üniversitelerimizin sayısını ikiye hatta üçe katlasak ne yazar!
Dünya bor madeni rezervinin en az yüzde sekseninin ülkemizde bulunmasının yanı sıra zengin altın madenine, yeraltı ve yer üstü değerli doğal, tarihi ve turizm varlıklarına sahip olmamız tüm Avrupa ve dünya ülkeleri için son derece çekicidir kuşkusuz!
Kılıçla, mızrakla, topla, tüfekle bu vatana kimse girememiştir ama kültür emperyalizmiyle, dil yozlaştırmasıyla, uyuşturucu trafiğiyle, ille ‘Böl-Parçala-Yut!’ değişmez siyasetiyle vb. yollarla neler yapamazlar ki…
Bir ülke sosyoekonomik özgürlüğünü yaşayamıyorsa yani dışa bağımlılıktan kurtulamıyorsa gelecekten fazla ümitlenebilmek aşırı iyimserlik olur!
Konuyu fazla dağıtmadan şunu vurgulamak isterim ki trafik terörüne bir günde verdiğimiz kurban ve yaralı sayısı bazı kısa süreli savaşlarda bile gözlemlenmemektedir.
Sürücü kurslarının disipline edilmesi başta olmak üzere ilgili yönetmelik ve yasaların (ceza dâhil) ivedilikle ve çok ciddi olarak ele alınması ve yeniden düzenlenmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Her türlü önlemimizi alarak önce kendimizden ve sonra da canımızı güvenmek zorunda kaldığımız sürücülerden emin olalım.
Allah, cümlemizi kazadan ve beladan esirgesin!
26.08.2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.