- 575 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CAN OKUMAK 2
CAN OKUMAK
Yıllar önce can okumak başlığıyla huzurlarınızda arzı endam eden yazımın devamını kaleme alıyorum. İki yıl önce sadırdan satıra okumanın temellerini anlatma sevdasında olan kelimeler dökülmüş. Okumayan bir cemiyette kimlere ulaştı o yazı, kimler için okumak can oldu, kimlerin canını okudu bilmiyorum. Ama hala okumayan bir toplum olduğumuz bir hakikat. Okumayı satırlara hapsetmemek gerek. Satırlardaki kelimeler kadar sadırlarda saklı kalanları da okumak gerek. Hayatı okumak gerek, tabiatı okumak gerek, insanı okumak gerek… Geçmişi okumak da bu tasnife dâhil edilmeli. Okumanın yelpazesi o kadar geniş ki okumaktan mahrum kalan kimse işte o zaman can okumaya başlar. Bundan dolayı üniversite mezunu olmasına rağmen bir insan eline silahı alıp dağa çıkabiliyor. Bundan dolayı zalimler yalnızca cahillerden çıkmıyor.
Okumaktan asıl mana can okumaktır. Ete kemiğe bürünen insanın mihenk taşı olan can’ı okumak. Yani ruhu okumak, bilmek ve tanımak. Yani okumak bir terbiyedir. Canı ruha bağlayan. Ruh bir emanet, ten kafesinde hür kalacağı güne hasret. Yani ölüme. Ölüm bir son değil bilakis bir başlangıç, bir kavuşma.
Gördünüz mü okumayı, ne derin kökleri var. Bu yüzden olsa gerek eskiler okuma yazması olmayan ve fakat okur olan insanlara ümmi derlerdi. Dikkat buyurun cahil değil ümmi. Amma okur olmayanlar okuma yazması olsa dahi cahilliğin zirvesindeler. Tıpkı Ebu Cehil gibi…
Can okumak bizi insan yapan bir fiil. Eğer okumak canımız değilse canımızı okur. Saygılarımla…
AHMET YALÇİN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.