- 1501 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
HECE ŞİİRİ ÜZERİNE MÜLÂHAZALAR
Belli bir zaman sonra serbestten tatmin olmayanlar ve heceyi deneyenler kervanına katılan pek çok amatör şair var. Çünkü hece ile şiir yazmak hem zor hem kolay. Ben de bu yazımda işte bu düşüncede olan ya da bir ayağını bu yolun toprağına sürtmüş arkadaşlara nacizane düşüncelerimi iletmek istedim. Yerini bulur inşallah.
Yukarıda belirtmiştim. Hece ile yazmanın hem kolay hem de zor olduğunu. Hece kulvarında tutunabilmek için fazladan azim gerekli. Layıkıyla hecenin hakkı verilmedikçe verimli eserlerin ortaya konulamayacağı aşikardır. Bunu geçen şu son 50 yılda görebilmek için fazla çabaya gerek de yok. Çünkü kat edilen yol o kadar kısa ki birkaç temel taşı hala en üst seviyede görülüyor, başka o ayarda şair meydana çıkmadığı için belki de.
Hecede yarışmak gerçekten zordur, çünkü hece ile yazılabilecek en güzel şiirlerin okunduğu, yazıldığı söylenir. Artık bir çıkmaz sokağa mı gelindi bilmem ama ben bir "hececi" olarak daha uzun bir yolun önümüzde olduğunu tahmin ediyorum. Dilde sadeleşme, yalın bir dille edebiyat söylentileri ve saire gibi konular çok gerilerde kalmışken, öz türkçe ile daha pek çok kaliteli şiirin yazılabileceğini kabullendim. Bunu da yenileşerek, ilerleyerek fakat muhafazakar bir çizgide gerçekleştirmeliyiz. Muhafazakarlık demek ilerlerken kendi öz değerlerine sahip çıkmak, bu değerleri korurken de ilerlemek anlamında kullanılır.
“Hece ile şiir yazmak kolaydır ama aynı zamanda bir o kadar zordur”. Buna daha önce de değindik ve zikrettik. Kolaylığı hecenin çok yaygın olması ve önümüzde iyi örneklerin varlığından kaynaklanır ki zorluğu daha çetindir. Zorluğu işte bu iyi örnekleri geçemediğimiz takdirde şiirimizi bir yerlere taşıyamayacak olmanın, başaramamanın vereceği zorluktur. Yani daha önce yazılan en güzel şiirler önümüzde iyi birer örnekken bunları iyice incelemek ve sonrasında sanatsal olarak, teknik olarak o ayara gelmek için çalışmak gerek. Gelmekle de kalmayıp onları geçmek gerek. Tabii ki bu çok ama çok zor bir şeydir. Bu büyük bir bilgi birikimini ve o önemli şairlerin şiirlerini okumaktan geçer. Ayrıca şiirimizin alt yapısını oluşturan bütün mirası da özümsemeden yani geride kalmış bütün eserleri ve kültür birikimini kabullenmeden bir yerlere gelemeyiz. Öncelikle önümüzdeki bu handikapın aşılması gerek. Ancak bu şekilde şimdiye kadar gelinen noktayı, bu noktaya taşınan bayrağı bir ileriki hedefe taşıyabiliriz. Bu bir bayrak yarışıdır aslında. Öncekinden alınacak bayrağı en hızlı şekilde hedefe taşırsak, hedefe ulaşmak için iyi çalışırsak, antremanları aksatmazsak inanın bu yarışı önde göğüsleriz. Bizden öncekiler bu bayrağı layıkıyla gelinmesi gereken noktaya getirmişler, daha doğrusu getirebilmişler. Neden ? Bunun cevabını bulabilmemiz önemli. Çünkü onlar kendisinden önceki mirasa sahip çıkmışlar, onu iyi kullanmışlar bizim gibi vefasız olmamış, tarihlerini, kültürlerini, harslarını en değerli varlık addetmişlerdir. Onu iyi öğrenmişler ve üzerine bir şeyler katabilmişlerdir. İşte bu dağ o kadar yüksek bir seviyeye ulaştı ki üzerine kayda değer bir şeyler koymak zorlaştı. Kayda değmeyenleri ise bu dağ zaten kendi üzerinden silkeledi ve attı.
Öyle değil mi?