- 375 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Parlamenter Sistem İçinde Olmak 3
3-]Parlamenter sistem de bir seçme seçilme ilişkisi olmaktan biraz daha fazla bir dış tüzelce özelliktir. Kendisine özgü sorunlar karşısında otoriter hükmü icraya; bir danışma, bir danışılma belirmesi oluşla tarihin derinliğinden beri başta atalar ruhlarına sorma, ruhlara danışma gibiden sürecin olgu lamasıyla ortaya konan bir durumun hayli gelişmiş ilişkilersen ve zorunlu bir güncel durumuydu.
Üretim-tüketim ilişkilerine dek süreçler, yalın halden karmaşık hale doğru geliştikçe ve üretim tüketim ilişkilerini sonuçta paylaşım sonrasını kişilere dek özel yaşantı hali ile biçimlendikçe; yönetim ilişkileri ve otoritenin muktedirlikti oluşu da bu gelişmelerin paralelinde kendi konum ve düzenleşimlerine dek gelişmesini, ister istemez ortaya koyuyordu.
Tarihselliği içinde, tarihin kesikli sınırlı akışı içinde, danışma ve danışılmalı süreç; kendi tarihselliği içinde mutlakça yönetimlerin aksamalarını, değişip dönüşemeyen yanlarını safra olurla da ortaya koymuştu. Söz gelimi, sanayi toplumlarının yönetimleri, köleci ve feodal düzendeki yönetimler gibi olmamalıydı. Çünkü mutlak köleci yönetim şekliyle ne sanayi toplumu içinde bugünkü tür sanayi ilişki tipini ortaya koyabilirdiniz; ne de köleci yönetiminizle, sanayi üretimlerine değin üretim ilişkisi içinde gerekli olan verimliliği alabilirdiniz.
Bu gibi mutlakçı köleci sistem değerleriyle sizin sanayi toplumlarını taşımanız olanaksızdır. Köleci toplum köleliği esas kılarken; sanayi toplumları köleleri görece azat edip serbest kılıyorlardı! Bunun iki nedeni vardı. Birincisi bu alanın öke kuramcısına (Marks’a) göre köleler insan sayılıp serbest kalarak sanayinin istediği emek gücünü hem toprak köleliğinden karşılayıp, hem de toprak köleleri toprak köleliğinden sanayi köleliğine geçebilsinler diler.
Ki ikincisi de şimdinin sanayi toplumu kölesi olmuş torak köleleri emeklerini serbest piyasada birbirine göre daha da ucuza iş bulma gayreti ile satabilsin diler! Böylece insani kaygılarla(!) serbest kılınan köle insanlar, sanayinin özlediği emek gücünü daha ucuza sağlamış oluyordular.
Geçmişteki, yani köleci yönetimlerde yönetimlerin ana uygulamasındaki muktedirlik alanlarınız hep, yönetimin merkezinden çevreye doğru uzaklaşan bir salınım veriyordu. Bu salınımının etkisi çok güçlü ve mutlaksıydı. Ama mutlakçı yönetime dek vaki karşı tepki, pek fazla kaal değildi. Ve bu salınımın merkezden çevreye gidip gelmesi büyüyen coğrafya ve ilişkiler ağı sürecinin çevrimlerine dek, zaman ve mesafe sorunları oluşuşlarıyla, hayli aksama engellerini ortaya koyuyordu.
Yönetimlerin giderek karmaşık olur gelişen şekli oluşması da, bir evrimi süreçtir. Evrimse olmayan süreç, hiçbir yerde size, hazır reçete olacakla sunulamaz. Bu yeni değişmenin ahlaki ve erdemse tutumları kimi coğrafyalarda kimi kez egemence tutumla, kimi kez de nesnel zorunlulukla ortaya konuyordu. Alışılmış, süre giden yönetim ve tutumların evrimse olan değişmelerini; genel olurla halka devrim niteliğinde benimsetilmesi işi halka dini anlamalarla sindirtilip meşrulaşışla bir anlatılma ve benimsetilme kılınıyordu.
Merkezden çevreye doğru salınım veren yönetimlerin, yönetimin kararı içinde acil olma vardır. Acillik o sürecin belirimi içinde yapılaşırken mutlaka olması gereken bir dinamizmdi. Bu tür mutlakçı yönetim içinde acili yeti ortaya koyan süreç ortadan kalktıktan sonra, merkeze danışılma ve merkezden gelecek habere göre olaylara yön verme, pek verimli olmamağa başlamıştı. Bu nedenle merkezi yönetime uzak yerlerde, kralın yetkilerini kullanan ve hemen karar veren temsilcilikler oluştu.
Tabii ki bu temsilcilikler sonunda krala danışarak, kralın hükmü şahsiyeti yine de baki oluyordu. Ama süreç bir kez adımını atmıştı. Artık bu adımların kendi çelişkileri de; yolun aktörleri içinde rol alacaktı. Hiçbir gelişme yoktur ki ortaya çıkmadan önceki süreç ya da zulmetler içinde ilk adımı attıracak olan uç vermelerini belirtmemiş olsundu. Yani şimdiki durum bir önceki en kötü koşullar içinde kendini uç verişlerle şimdiki adımın atılmasının nedeni olmuşlardır.
İşte feodal düzen ortaya çıkarken oluşan dinlerin köleler hakkında ne dediği pek anlaşılmasa da (çünkü değişmekte olan ortam tam okunamıyordu) hem köleliği sürdüren, köleliğe onay veren, hem de köleliği serbest kılmayı bir kefaret unsuru gibi sayan evrimsel gelişmelerin uç veren tomurcuklanması içinde olmayı dinler bağrında taşıyorlardı.
Yine bu dönemlerin Asur, Babil, Hititlerden, Yunan’da, Roma’da beri gelen danışılma meclisleri uç vermeleri, sanayi devrimi içinde de uzmanlıkların görüşünü almak, sorunları mukabili yet esasına göre düzenlemelerine tabi kılınışta köleler (halk) kaale alınmıştı. Yönetimlerin de zorunlu danışmalarla bu danışmaların esasına uyacağı tutumları, çevrimli bir otorite şekli olurla ortaya konmuştu.
Artık bir otoriter merciinin (kralın) yanında; yani krallığın yanında; danışılan, az çok, olabildiği kadarla yönetilenlerin gözü kulağı olan bir meclis vardır. YÖNETEN TEKİL KUTSALLIK, bu yapının PARLEMENTO denen bağıntısına dağılmıştı. Meşruiyet ligini de, üretim ve hayatın özel yaşantı aşmasından alıyordu.
Artık sosyo toplumsa hayatın giderek karmaşıklaşan girişmesini anlamak, ona göre hükmetmek vardı. Tarih, belli bir kırılım noktası içinde; “ben kralım; dediğim dedik, çaldığım düdük” demelere artık izin vermiyordu. Bunu krallar da görüyordu. Bin bilirsen, bir danış mantığı kendisini hem yönetimlere hem de herkese dayatıyordu.
Parlamentolar esasında yönetim gücüne sahip, tek meclis ya da çift meclisler kuruludurlar. Daha özel anlamda, parlamento konuşulan yerdir. Ayrıntılandığındaysa parlamento, kamunun konuştuğu, halkın temsili olurla söz söylediği yerdir. Rejim de, güçler ayrılığını koordine ederdi.
Siz, parlamenter sisteminizi; parlamenter sistem içindeki parlamenter süreç olan hangi varyasyonları içinde oluşunuzla olursa olsun; parlamenter sistemin size özgü hangi sistemini işletir olursanız olunuz, yanlışta değilsinizdir! Çünkü parlamenter sistemle esas olan danışma danışılmadır. Keyfiliklerin içinde olmamanızdır. Hesap verme, tartışma, tartışılma en önemlisi de hukukun üstünde olmama, gibi temel uygulayımların daima içindesinizdir. Ve de bütün geri besleme süreçlerinin merkez olduğu noktada (parlamentoda) evrimsel gelişmeleri görüp, tartışıp haldeki meşruiyetin kaynağı olmaktır.
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.