Ölüm
Ölüm… Korku verici, umut kırıcı. Belki de yeni bir umut. İnsanlar neden hep ölümü kötüye yormuşlardır neden ondan hiç bahsetmek istememişlerdir. Hatırlamak bile korkunç mu gelir insanlara? Ama kaçınılmaz sonumuzdur bizim bu. Ölüm anında bütün dünyevi uğraşlar insana değersiz gelir. Tek güzellik sonsuz ve masmavi gökyüzüdür o an. Etrafında ki insanların aslında ne kadar boş uğraşlarla gereksiz işlerle uğraştığını görmek ve onların bu davranışlarına anlam verememek. İşte dünyadan tamamen kopmaktır belki de bu. Ölüm kapısı artık ardına kadar açılmıştır ve sen o kapıyı artık kapatamazsın. Ölüm içeri soğuk bir rüzgâr gibi eserek mi girer? Yoksa sıcak ve parlak bir ışıltı gibi mi?
Ölüm bazen merak uyandırıcıdır bazen de ürperti verir insana. Yaşamak için herhangi bir nedeni kalmayan biri bile ölmek istemez. Yaşamak o kadar tatlı gelir ki insana. Daha önce kulak asmadığımız kuş cıvıltıları onun için en güzel sesler oluverir. Daha önce başını bile kaldırıp bakmaya tenezzül etmediği gökyüzü onun için sonsuz güzelliğin tarifi oluverir bir anda. Ondan gözlerini alamaz adeta. Renkler o dakikaya kadar hiç bu kadar renkli olmamıştır belki de. Çiçekler hiç bu kadar güzel kokmamıştır.
Böyle mi görünür dünya insana o an? Yoksa renkler solgun, kokular tiksindirici, gökyüzü renksiz ve cansız, kuş cıvıltıları kulak tırmalayıcı mı oluverir? Ölüm ya çok renkli ve güzel ya da renksiz ve soğuk mudur? Ölüm sevdiklerinden ayrılmak mıdır? Geride kalanlara özlem duymak mıdır? Yoksa her şeyi onun yüzünden sevdiğin varlığa kavuşmak mıdır? Seni en çok sevene yaklaşmak mıdır?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.