- 468 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Hak
Hak
Tek başlarına insanlığı kurtarmaya soyunanların hazin sonu ortada değil mi? Onlara düşman olanlar, bilinçsiz toplulukları etkileyerek onların öğretilerini boşa çıkarıp "Çarmıha gerilmesi" ne zemin hazırlar! Tek başına çıkıp zayıfların ve kadınların ibadet enerjisini kullanıp başarılı olanlar da elbet vardır! Ama Haticeye bakmamalı, neticeye bakmalı! Öğretiler insanlığa barış değil de savaş, kan getiriyor ise netice o kadar güzel değil!
Din ve peygamberlik bir ırkın illüzyonu olabilir mi? Tüm peygamberlerin adeta babadan oğula seçilmiş o ırktan gelmesi! Sonrasında da bu getirilen din konusunda insanların birbirleriyle (din içi, din dışı) kıyasıya savaşmaları üzerinde düşünülmesi gereken bir durum değil mi?
Baş olmak, ilerde olmak, seçilmiş olmak çok anlamlı değil. Ve hazin sona başlangıç olur. Zaten zerre külle ayna olduğundan her birey kendi aleminde "Baş"tır. Başkalarına "Baş" olmak ise insanın külden ayrılmasına zemin hazırlar. Külle bağlantılı olan yalnız kalmaz, insan kendini bütünden kopararak yalnızlaştırır!
"Baş" olanların sıkça kullandığı gerekçe "İnsanlığa hizmet" tir! İnsanlığa yapılacak en güzel hizmet onları düşüncelerinde ve davranışlarında rahat bırakmaktır. İdeolojik ve dinsel baskılar insanların gelişimini engeller ve bu biriken negatif enerji "Kin" şeklinde evrene yayılır, kaosa neden olur! Zıt zıddını oluşturur! Her birey zaten kendi varlığıyla "Halifetullah" tır. Ayrıca onların başına geçip onların potansiyellerini onlar adına kullanmak sorun çıkardı, çıkaracak! Zaten baş olmak isteyenler veya olanların ayrıcalıklı olması. Genel kurala uymamaları kocaman bir açık şeklinde görülüyor!
İnsanlar kuralları "Ortak akıl" ile koyar. Birilerinin, bir grubun ya da kutsallaşmış öğretilerin esiri olmaya zorlanan insanların gelişemediği zaten gözlemlenebilir! Her zaman kullanılmaya açık insanlar yetiştiren öğretiler egemenler için bulunmaz nimettir. Bu yolla insan topluluklarını köle topluluk olarak yönetir, maksatları doğrultusunda savaştırır. Ücreti de ahire erteler. İdeolojilerde "Başarınca her şey yoluna girecek! " denir. Dinsel öğretilerde ise Cennet vaadi ön plandadır! Hepsinde de ücret ilerde! Peşin kayırma ve haksız elde edilen menfaatler de var elbet; bunu meşru saymak ise tam bir felaket!
Son tahlilde; fikri, vicdanı, bedeni hür insanlar gelişebilir. Herhangi bir şekilde ideolojik ve kutsal öğretilerle ya da egemen güçlerin baskısı ile sınırlanan insanlar kendi potansiyellerini geliştiremediği gibi bilinçsizce kendini sınırlayanlara da hizmet eder. Uyanış ve kurtuluş bilincinin oluşması dileğiyle.
Sözün değeri kısalığında,
Saygılar,
Ahmet Bektaş