- 702 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HAYATIN ANLAMI
Sayın İnci Aral Cumhuriyet Gazetesindeki 14 Ağustos tarihli köşe yazısını Terry Eagleton’ın Hayatın Anlamı adlı kitabının tanıtımına ayırmış.
Düşündürücü. Sorgulayıcı. Günümüz ülke insanının ders alması gereken fevkalade güzel bir anlatım ve harika bir yorumla üstelik.
Kendilerinin anlayış ve hoşgörüsüne güvenerek bir bölümünü aktarmak istedim…
***
Britanya’nın yaşayan en önemli edebiyat eleştirmeni ve düşünürü Terry Eagleton, “Hayatın Anlamı” adlı kitabında konuyu etik, kültürel ve politik yönleriyle irdeliyor. Soruyu popüler kültürün “anlam endüstrisi” tarafından işgal edilmiş bir dünyada, her zamanki bakış genişliği ile masaya yatırıyor. Shakespeare’den Freud’a, Aristo’dan Marx’a uzanan çizgide, anlam arayışını kendini gerçekleştirme, kişisel tatmin, mutluluk, sevgi ve erdem gibi kavramlarla ilişkilendirerek yorumluyor. Yazara göre, bireyin varoluşunun anlamını sorgulaması yaşama uğraşının ayrılmaz parçasıdır. Böyle bir düşünme çabasına girmemiş kişi öz farkındalık bakımından eksiktir.
Çoğu insan hayatın anlamını mutlu olmakla birleştirir ve herkes mutlu olmak ister. Nedir mutluluk? Zevk ve bolluk içinde yaşamak mı? Erdemli, vicdanlı bir birey olmak mı? Yüce bir amaca ya da inancının kurallarına uygun yaşamaktan duyulan gönül rahatlığı mı? Müzik mi? Kişiye göre değişir. Çünkü mutluluk yaşama biçimi ötesinde bir ruh hali ve bilinç durumudur.
Bazı tarihsel dönemlerde ruh hali kolektif bilince dönüşebilir. Yazar modern çağ öncesi kültürlerin hayatın anlamı sorusuyla Kafka kadar uğraşmadıklarını belirtiyor. “Anlam sorgulamaları, kanıksanmış roller, inanış ve gelenekler krize girdiğinde yoğunlaşır” diyor. Örneğin modernist edebiyat bütünlüklü bir sorgulama kültürünün parçasıdır. 1870’lerden sonra, toplumsal kesinlikler çözülmeye başlamış, birçok önemli yazar, geleceğe ve insanlığın yazgısına dair keskin sorular soran seçkin yazınsal ürünler vermişlerdir. Ayrıca varoluşçuluk da 2. Dünya Savaşı sonrası karmaşa döneminde gelişen bir düşünce akımı olmuştur. “Yirminci yüzyılın hayatın anlamı üstüne pek çok çağdan daha ıstıraplı bir biçimde derin derin düşünmesinin nedenlerinden biri insan hayatını korkunç derecede değersizleştiren, en kanlı çağ oluşudur.”
***
Ya bugün? Darlığa düşmüş postmodern kapitalizm ikliminde, “kamusal anlam” sürekli kan kaybederken, kültür, din ve cinselliğin hastalıklı modelleri üzerinden, hayatın anlamını sorgulamak ne kadar mümkün? Çoğunluk için pek değil.
Tüketim dünyası her türlü soru ve sorunumuzu gidermek için hazır paketler sunuyor. Anlam, içi boş kurgulara indirgendi. Kültür, dijital kültüre çevrilerek yozlaşıp metalaştı. Cinsellik, acayip bir takıntı ve doyumsuzluğa dönüştü. Din, tek seçenek gibi sunuldukça köktendinciliğin çirkin suretlerine ve zırvalığa sürüklendi. Etik ise geri kalmış aptallara özgü oldu.
Hayatın anlamı artık guruların, ruhani masörlerin, teknolojik üfürükçülerin ve anlam üreten sözde ruh sağaltıcıların ellerinde. Üstelik doğru tekniklerle, kişiyi bir ayda anlamsızlıktan kurtarma garantisiyle…
Hayatın Anlamı / Terry Eagleton
Ayrıntı Yay. 2012
Çev: Kutlu Tunca
YORUMLAR
TÜLİN ÖZTUNÇ
Esenlikler.