- 673 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
17 Ağustos 1999
Hava bir haftadan bu yana sıcak ötesi,insanı boğuyor nefes alamıyorsun.Bir tek yaprak bile oynamıyor.Havada insanı boğan bir toz ,sokaklarda sessizlik var..havanın elektriği farklı.. sanki bir şeylere gebe..
Bir gece önce rüya görüyorum.her taraf yıkılıyor.Bizim ev sağlam.Oğlumu kucağıma alıyorum,kızımın elinden tutuyorum yıkıntılar arasında kaçıyorum..yolumu kaybediyorum..sonra korku ile uyanıyorum...
17 Ağustos gecesi gece birde eve geliyoruz.ev değil sanki fırın.Sıcaklık yakıyor hepimizin tenini.Herkes en serin yere uzanıyor.Ben oturma odasındaki halının üzerine atıyorum kendimi ,kolumu yastık yapıyorum,televizyonda film oynuyor, oyalanmak için seyrediyorum.Sonra birden şiddetli bir rüzgar çıkıyor..Perdeler odanın tavanında avize sallanıyor,balkona çıkıyorum..ağaçlar yerinden sökülürcesine sallanıyor..toz sokak lambalarının ışığını köreltiyor..
serinliyorum;ama ürküyorum da rüzgarın şiddetinden.Sonra gökyüzüne bakıyorum..Aman Allahım! bu güne kadar hiç görmediğim bir gökyüzü var yukarıda.Uzansam yıldızları yakalayacağım sanki,o kadar yakınlar ki bana..Bir müddet sonra rüzgar iyice yavaşlıyor...sonra sallanmaya başlıyoruz..Divanda yatan kızımı yavaşça uyandırmaya çalışıyorum,ilk uyku uyanmıyor.Sallantı hızlanıyor.Eşim geliyor "Depremi duydun mu?" Diyor.Depremin hala devam ettiğinin farkında değil..Oda kapısı sallantının etkisiyle oğlumun bisikletine çarpıyor.Eşim kapıyı sabitleştiriyor..sonra deprem durur gibi oluyor yeniden şiddetleniyor..eşim panik halinde "sakin ol "diyorum, o na..sonra oğlum ve kızım
uyanıyor.Sonra deprem duruyor..televizyon son dakika haberi olarak veriyor" İlk belirlemelere göre Avcılar ’ da sekiz katlı bir binanın yıkıldığı"Elektrikler kesiliyor.."Hadi..çabuk hazırlanın anneme gidelim.Kadın korkmuştur.."El feneri ile aşağıya iniyoruz..Bütün mahalle sokakta,herkes korku içinde..Annemden eve ikindi sırası geliyoruz.Elektriklerde o sırada geliyor..Televizyonu açıyorum..Dehşet ötesi duyduklarım.On binlerce iğne batırsalar duymayacağım acısını şoktayım.Sonra bir kaç gün önce Akraba ziyareti için İzmit’te giden tanıdığımızın ailesiyle birlikte ölüm haberini alıyoruz..Evim bana dört kişilik bir mezar gibi geliyor..Her şeyden soğuyorum.Değer verdiğim her şey anlamını yitiriyor..Eşim televizyon seyretmemi yasaklıyor..Sonra ne mi? oluyor..
20 Ağustos gecesi Eltimin iki oğlunun fuarda bir yerde sünnet düğünü var. Çalgıcı karısı binnaz eşliğinde herkes göbek atıyor..Ben bir kaç gün önce deprem bölgesindeki çocukların bu şarkıyı neşe içinde söylediklerini düşünüyorum.Kim bilir hangi enkazın altında onlar,yardım bekliyorlar şimdi diyorum..Çaresizliğim beni çileden çıkarıyor..Sonra büyük gelin "Pek de suratsız" diyorlar...sonra da eğlenceler yasaklandı..Zaten..
17 Ağustos1999 gecesi, Hayatını kaybeden herkes nur içinde yatın..Dualarımda her daim var olacaksınız...Deprem tarihimize acı bir sayfa yazdınız..
YORUMLAR
Yazınızı okuyunca kâbus dolu günlere geri döndüm... Unutmam mümkün değil zaten. Düğünde eğlenen insanlara bakıp enkaz altındaki çocukları düşünme olayını ben de yaşamıştım, düğün yerinden koşar adımlarla uzaklaşırken hayatın vurdumduymazlığına sitem ederek... Kaleminiz var olsun. Saygılarımla...
sareyaprak
Biz yalnızca sarsıldık... Depremin merkez üssünden oldukça uzaktaydık çünkü...
Acaba merkez üssündekiler ne haldedirler diye geçmişti içimden...
Gerçekten de nur içinde yatsınlar...
Hep dualar etmiştim onlar için.
sareyaprak
Üzüntü ve acı dolu bir anı.duygulu ve sitemli bir anlatım.vurgulanmak istenen 20 ağustos gecesi eğlencesi olmalı.
günümüzde hala böyle durumlar var
15 şehit gelmiş ocaklara ülkenin bir yanında eğlence.böyle duygusuz millet olduk.
ama Ben o depremin 3. günü kastamonu Tosyadan bir yardım ekibi oluşturup Gölcüğe gelen biriyim.
Uzun olmasın dikkatimde kalan:Gölcük izmit karayolunu kapanmasın diye açık tutmaya çalışan Üniversiteli gençlerin gayretlerini asla unutamam.
İçimden dedim o an;Türk milletinin mayası ne kadar temiz.Allah razı olsun o gençlerden.
yeniden o günleri yaşadım sayenizde.
tebrik ederim
sareyaprak
Allah bu güzel ülkeye bir daha öyle acılar yaşatmasın. O günlerde ben ve ailem deprem bölgesinden bir hayli uzakta Finike'deydik. Depremi birebir yaşamadım ama bu öyle şeyler yaşadım ki o sene benim için de bir deprem oldu. ( Anlattım tüm bunları..Okursanız sevinirim )
Selam ve sevgilerimle.
sareyaprak
sami biberoğulları
sareyaprak
Duyarlı yüreğin var olsun arkadaşım. O büyük deprem belleklerimizden hala silinmedi. Üzerinden silindir geçmiş gibi binalar gözlerimin önünde. Ölenlere, Allah'dan rahmet diliyorum. Allah, böyle acılarla imtihan etmesin kimseyi.
Sevgimle...