- 732 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Boyun Eğen Kutlu Kadın
Zorluklara rağmen kayıtsız-şartsız ortaya konan itaat, müminlere has bir özelliktir. İtaatin her türlü şartta, her türlü zorlukta kayıtsız-şartsız uygulanması gerekir.
İman etmeyen insanlar da ara sıra küçük zorluk zamanlarında itaat gösterebilirler. Allah’ın dışında dayanılacak, yardım istenecek başka hiç kimseye ve hiçbir güce ihtiyaç duymayan ve gerçek anlamda tevekkül etmiş müminler ise, Allah’a ve elçisine çağrıldıklarında sadece, “işittik ve itaat ettik” derler. Samimi imanları ve Allah’ın verdiği kurtuluş müjdesi nedeniyle sadece dilleriyle değil, kalben de aynı sözleri söylerler.
Kur’an kıssalarında bizlere örnek olması amacıyla birçok itaat örneği anlatılır. Bunlardan birinde Hz. Musa(as)’ın kutlu annesinin yaşadığı büyük imtihan karşısında tevekkülle boyun eğişinden övgüyle söz edilir.
Hz. Musa’nın dünyaya geldiği dönemde, Mısır Firavunu yeni doğan erkek çocukları öldürüyor, kız çocukları ise kölelik yapması için sağ bırakıyordu. Hz. Musa böyle bir ortamda kölelerin arasında doğmuş ve annesi onun öldürülme endişesiyle yaşamaya başlamıştır. Rabbimiz Hz. Musa’nın hayatta kalabilmesi için annesine vahiyde bulunmuş ve ona Hz. Musa’yı bir sandığa koyarak suya bırakmasını bildirmiştir:
"Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyle ki:) Onu sandığın içine koy, suya bırak, böylece su onu sahile bıraksın; onu Benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri alacaktır..." (Taha Suresi, 38-39)
Yüce Allah ayrıca, Hz. Musa’nın annesine korkmamasını ve üzülmemesini, oğlunun peygamberlikle müjdeleneceğini, yeniden kavuşacaklarını haber vererek kalbinde ‘sabrı ve dayanıklılığı pekiştirmiş’ ve onu yatıştırmıştır:
Musa’nın annesine: "Onu emzir, şayet onun için korkacak olursan, onu suya bırak, korkma ve üzülme; çünkü onu Biz sana tekrar geri vereceğiz ve onu gönderilen (elçilerden) kılacağız" diye vahyettik (bildirdik). (Kasas Suresi, 7)
Bir annenin çocuğunu suya bırakması, onun Allah’a ne denli güçlü bir imanla bağlı olduğunun ve tevekkülünün bir kanıtıdır. Rabbimiz, itaat etmesinin karşılığında, zorluğun ardından kolaylık kılmış ve onu çocuğuna tekrar kavuşturmuştur.
Rabb’imiz Hz. Musa’nın annesini, zorluk durumunda gösterdiği kayıtsız şartsız itaati, Allah’a olan bağlılığı ve tevekkülü ile tüm iman sahipleri için önemli bir örnek kılmıştır.
Fuat Türker
YORUMLAR
Yazımda söz ettiğim itaat yalnızca Allah'a itaattir. İnanan insan Kur'an'ın ifadesiyle "işittik, itaat ettik" der.
Allah'a itaat, insanı kul yapar, başkalarına kulluktan alıkoyar. Allah buyurur; "bizi güt demeyin, bizi gözet deyin!"
Rabb'ine isyan ederek özgür olacağını zanneden kişi, içinde yaşadığı toplumun kısıtlayıcı ve yasaklayıcı kurallarına uyarak gerçekte özgürlüğü değil, tutsaklığı yaşar. Toplumda yerleşmiş yanlış telkinler, batıl inanışlardan kaynak bulan din dışı uygulamalar kişilerin yaşadığı hapishanenin sınırlarını çizer. Yalnızca Allah'ın kulu olmak yerine, onlarca sahte ilahın emrine giren kişi asla gerçek anlamda özgürlüğü tadamaz.
Yalnızca Allah'a kulluk, toplumun ve bireylerinin insan üzerindeki baskılarını, yaptırımlarını, batıl kurallarını, her türlü bağnazlığı kırar, ortadan kaldırır.
Gerçek özgürlük Hakka esaret halkasındadır.
Ayrıca dindarlık ve muhafazakârlık kavramlarının aynı anlamda kullanılır ama gerçekte bu iki kavram birbirinden farklıdır. İnsanlık tarihi boyunca Allah’ın peygamber ve resullerinin, yaşadıkları toplumdaki din dışı gelenekleri, yanlış olan inançları, yanlış düşünceleri yıkmaya geldiklerini görürüz. Allah’ın seçtiği kutlu insanlar bu yüzden batıl gelenek ve göreneklerine bağlı kalmakta ısrar eden toplum tarafından, "Siz ancak muptil(gelenekleri iptal eden) olanlardan başkası değilsiniz", "biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız", "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter" gibi sözlerle suçlanırlar. "Sen bize yalnızca Allah’a kulluk etmemiz ve atalarımızın tapmakta olduklarınızı bırakmamız için mi geldin?", “Hem biz geçmiş atalarımızdan bunu işitmiş değiliz” diyen cahiliye halkı hakkında Kur’an şöyle buyurur:
"Ya ataları bir şey bilmiyor ve hidayete ermiyor idilerse?.."
Fuat Türker tarafından 8/18/2012 2:04:21 PM zamanında düzenlenmiştir.
Fuat Türker tarafından 8/18/2012 2:08:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
Fuat Türker
İtaat,güçlüleri güçsüzlerin isyanından korur.Gerçeğin önündeki perdedir.Baskının sömürünün asimilasyonun zeminidir.İngilizler Osmanlı'yı teslim alırken Sevr Antlaşması'nda ''Bize itaat edin.'' diyordu.Hükümetler,devletler,zorbalar,güçlüler,elinde silah olanlar,kandıranlar,soyanlar ve dinler egemenliklerini itaati yüceleştirerek korurular.Dindeki itaat görüldüğü kadar yüce duyguları barındırmaz iaat edilen bir toplum yaratır.Dört ana dinin ilk iistekleri itaat istemekti.Bu dinelere uyulsaydı Che Amerika'ya itaat edecekti ve ömür boyu köle olarak kalacaklardı.Türkler itaat etseydi bugün dört değil on dört parçaya bölünecekti.Bugün itaat ettiğimiz için koyun gibi güdülüyor ve her türlü hakkımız elimizden alınıyor.Her gelene itaat ede ede oradan oraya sürülür olduk.Okulda müdür soygunculuk yapar ama itaat bekler,askerde komutan kendisine bile saçma gelen şeyler ister ama itaat bekler,Hükümetler halkı soyup soğana çevirir sersemleştirir ve itaat bekler hatta itaat etmeyi hapse atar.Bu itaat dinler sayesinde icat oldu vuku buldu.Yayılıp gelişti.
Demem o ki yüce olan itaat değil isyandır ki hakını toprağını ve düşüncelerini almalarına cesaret edilmesin.
Fuat Türker
Allah'a itaat, insanı kul yapar, başkalarına özgürlükten alıkoyar. Allah buyurur; "bizi güt demeyin, bizi gözet deyin!"
Rabb'ine isyan ederek özgür olacağını zanneden kişi, içinde yaşadığı toplumun kısıtlayıcı ve yasaklayıcı kurallarına uyarak gerçekte özgürlüğü değil, tutsaklığı yaşar. Toplumda yerleşmiş yanlış telkinler, batıl inanışlardan kaynak bulan din dışı uygulamalar kişilerin yaşadığı hapishanenin sınırlarını çizer. Yalnızca Allah'ın kulu olmak yerine, onlarca sahte ilahın emrine giren kişi asla gerçek anlamda özgürlüğü tadamaz.
Yalnızca Allah'a kulluk, toplumun ve bireylerinin insan üzerindeki baskılarını, yaptırımlarını, batıl kurallarını, her türlü bağnazlığı kırar, ortadan kaldırır.
Gerçek özgürlük Hakka esaret halkasındadır.