- 452 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kİ SEN...
Kİ SEN...
...Ki sen en yürekli kadın. Bir lokma ekmeğini bölerek çocuklarımla paylaşan, rüyalarımı süsleyen şahin bakışlı hatun...
Kendince düşünrdü. Herşeyi kendince yargılar, kendince uygulardı. Kimseyle bir alıp veremediği yoktu. Ama herkes ondan bir şey bekliyor bir şey istiyordu. Adı deli’ydi. Ona öyle seslenirdi herkes...
Niye? Sırf insanoğlunun mahçup hallerine güldüğü için. Akşama kadar özgüce dolanıp gezdiği için. Kendi ekmeğini kendi arayıp ulduğu için. Ama ne yapsın adı çıkmıştı işte. Deli derdi herkes ona. Bizim köyün delisi...
E peki madem kabul. O zaman niye linç etmiştiler onu. İki çocuğu boğmuşsa ne olmuştu sanki. Başkaları de onun çocuklarını boğmuştu. Ama kimse onlara dokunmamıştı. Hani deli ne yapsa yeriydi. E niye dövdüler onu? Haketmiş miydi? O kimseden bir şey istemiş miydi? Hem suçlu o çocuklardı. Gece yarısı evine girmiş, deli deli diye bağırmışlardı. O da elini ağızlarına tutmuş, köylü uyanıp rahatsız olmasın istemişti. Ama çocuklar bir daha uyanamamıştı. Suçlu o muydu? Köylüler uykudan uyanmasın diye yapmıştı. Onlar için. Ama sonuç yine hüsran. Yine yaptığını beğenmemişler, o daha konuşamadan öldüresiye dövmüştüler onu.
Tam 30 yıl yaşamıştı. 30 koca yıl. Az da değildi hani. Ama hayatının en güzel günlerinde kanlıları eve girip çocuklarını boğmuştu. Büyüyünce onları öldğrmesinler diye. Ama o intikam almış mıydı? Hayır... Üstelik gürültü yapmasın dİye uyuttuğu çocuklar kanlılarının çocuğuydu...
i sen en yürekli kadın. hadi uyu. Sonsuzluk üstüne güneş gibi doğsun. En güzel ninniler senin olsun. Hadi uyu. Eeee eeee eeee e...
Yunus Öklav