İnsanlar köprü kuracakları yerde, duvar ördükleri için yalnız kalırlar.-- newton
Habib-un Neccar
Habib-un Neccar

İnşa ve İnsan

Yorum

İnşa ve İnsan

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

724

Okunma

İnşa ve İnsan

İnşa kelime anlamı olarak yapma, vücuda getirme, yapış anlamlarına gelir. Buradan da insanın bile bir inşa olduğu düşünülebilir… Tarihin en eski yapısıdır insan fakat takdir edersiniz ki insan kadar eski olan bir başka şey daha vardır, insanların inşa ettikleri… Varlığın en başından beri, temel iki amaç için yaşandığı görünür. İnsan yemek yemeli ve doğal olumsuzluklardan korunmak için iyi şartlar altında barınabilmelidir. Bilinen ilk barınaklar doğal olarak oluşan mağaralardır. Yine bu eski dönemlerde coğrafi olarak mağaranın olmadığı bölgelerde de insan yapımı sığınakların olduğu gün yüzüne çıkarılmıştır. Şunu söyleye biliriz ki insan kadar eski ve insan kadar önemli bir meslek vardır, inşaat… Tarihte şöyle bir gezintiye çıktığımızda, savaşların mükemmel ölçüde yer tuttuklarını, kimsenin inşaatçılardan bahsetmediğini görürüz. Bu tartışmasız hatalı bir görüştür. Çünkü milyonlarca insanın kaderi savaşa bağlıyken, savaşın kaderi kaleye bağlıdır... Tarihte sağlam duvarlarla inşa edilmiş kaleleri sebebiyle işgal edilememiş ülkelerin olduğunu okuruz. Günümüzde Çin Seddi bunun en iyi örnekleridir… 1453’ e kadar fetih edilemeyen Constantine de gücünü bu sağlam yapılardan almıştır. Kaleler, anıtlar, saraylar, mabetler, mezarlar, şehirler, ülkeler hepsi inşaatçılar tarafından yapılmıştır. Bu yüzden insanlık tarihin en önemli mesleği olarak gösterdiğimiz inşaatçılığın bunun yanında şeref dolu, gurur verici bir meslek olduğunu ilave edebiliriz. Krallar öldü, savaşlar sona erdi, yenileri çıktı onlarda sona erdi, insanlar öldü, yenileri dünyaya geldi onlarda öncekiler gibi sona geldi… Fakat kralların isimlerini, savaşların izlerini, insanların terlerini günümüze aktaran araçlara baktığımızda bunların yazılı belgelerden daha çok yapılan eserler olduğunu görürüz… Mısırdaki Piramitler, Hindistan’daki Taç mahal, İstanbul’daki Ayasofya ve diğer hanlar, hamamlar, kazılarla ortaya çıkan o muhteşem kalıntılar geçmişe ışık tutan en somut unsurlardır. Dolayısıyla insanlık tarihinin en eski, şeref dolu ve gurur verici bu mesleğin, aynı zamanda da en köklü eserlerin en uzun vadede yeryüzünde bırakılmasını sağlayan tek meslek olduğunu anlarız…
Geçmişi en mükemmel biçimde günümüze taşıyan bu meslek, hiç şüphesiz geleceğe de bizi taşıyacak olan nadide etmenlerden biridir. En güçlü, en modern ülkeler bu alanda gösterdikleri gayretle bizlere örnek olmalıdırlar. Güçlü devlet olma politikası ve muhasır medeniyetler seviyesine çıkma yarışı bize en çok inşaat alanında ciddiyet velhasıl üstün gayret göstermemizi gerektirir. İnşaatçı denince akla gelen biz teknikerler, aslında ne kadar ciddi bir alanda hizmet ettiğimizin farkında değiliz. Tek bir taşla başlayan koca yapıtlar, eğer doğru hesaplanmaz ise ne kadar çaba ve zahmet edilirse edilsin, taş yığınından öteye geçemez. Mühendislik alanda veya teknik çalışma sahasında bize düşenin en mükemmelini yapmak, bu gurur verici, şeref dolu mesleğe en çok yakışan harekettir. Aksi durumlar mesleği de, kişiyi de, kurumu da küçük düşürür. Üstelik yanı başımızda dünyanın bu alanda göstermiş olduğu üstün başarılar, hak ettikleri saygınlık ve ulaştıkları sağlıklı yaşam koşulları, bizlere sadece küçük düşmekle kalmayacağımızı gösterir. Yakın tarihin; üzerimizde bıraktığı acı tecrübelerini bu hatalı davranışlara en iyi örnek olarak gösterebiliriz. Doğal afetlerin, düzgün yapılanma ile en az zararla atlatıldığını da yine yakın geçmişte farklı ülkelerde seyretme şansını yakaladık. Görmemiz gereken, başkalarının üstünlükleri değil sadece kendi eksiklerimizdir. Çözmemiz gereken mesele, bu işi yapanların en azından iş hakkında bilgi ve deneyim sahibi, duyarlı, ileri görüşlü, gayretli ve azimli insanlar olması meselesidir. Hesapsız yanlış yapılan işlerin, insansız hiç yapılamayacağını kestirmek zor değil. İnsanın en değerli varlık olduğunu bilmeli, bunu insanlara uygulamalı bir biçimde öğretmeliyiz. İnşa için en önemli insan, insan için en önemli inşa. Bu sloganla girişilen işlerde başarı şans olmaktan çıkar. Hedeflediğimiz doğrultuda kendimiz ve geleceğimiz için başarılı adımlar atarız. Sadece üzerimize düşen bir işi layıkıyla yapmakla onlarca kuşak sonramıza bile harikulade bir hediye bırakmış oluruz. Bu noktada, geçmişten bize armağan olarak bırakılan onca eser örnek gösterilebilir. Tüm dünyanın hayret ettiği mimari yapılar nasıl ki bizleri gururlandırıyor, bizlerin işleri de, sonraki nesilleri gururlandırmalı.
Doktorun kalitesi kadar hastanenin de önemli olduğu gerçeği, bu mesleğin nedenli hayati önem taşıdığını ispatlar. Eğitimin şiddetle gerekliliği ve bunun için fiziki ortamın en önemli unsur olduğu bir defa daha inşaatın değerini gözler önüne serer. Ülkenin gücünü temsil eden ordu, kendisini güçlü yapıların ardında saklamak zorundadır. Uçak hangarları, karargâhlar, mühimmat depoları biz inşaatçıların ordudan da güçlü olduğunu gösterir. En hızlı ulaşım araçlarının bile bizlerin müsaadesiyle hareket etmesi, her şeyin hareketi, yaşayan her canlının hayati tüm ihtiyaçları, su işleri, kanalizasyonlar, tüneller, enerji kaynakları, sondajlar, akla gelebilecek her hususta inşa söz konusudur ve dolayısıyla bu durumda iş bizlere düşer.
Deniz ulaşımında, hava ulaşımında demir yollarında, yeraltında, yer üstünde her yerde bizler varız ve yine ilk bizlere ihtiyaç duyulacaktır. İşte bu yüzden inşaatçıyım diyen birisinin evvela kendisinin ne kadar değerli olduğu gerçeğine, akabinde mesleğinin en az kendisi kadar önemli olduğu bilincine ulaşmış olması gerekir. Böyle bir insanın bu alanda üstün nitelikli eserler yapabileceği tarihte defalarca gösterilmiştir. Hatta günümüzde bile başarılı mimari işlerin arkasında bu vasıflara sahip inşaatçılar olduğu ortadadır... Sonuç olarak kısaca bizden sonraki nesillerin ihtiyacı olan, güçlü, modern, gelişmiş bir ülke ancak ve ancak bizlerin eserleri ile mümkün olabilir. Aksi durum söz konusu olursa telafisi zor hatalar, tekrar ayağa kalkması güç bir devlet temeli atmış oluruz. Bu sebepten ötürü, her an daha yüksek hedefler için gayret etmek gerekir. Bu mesleğe nail olmak bile bu denli yüksek sorumluluklara göğüs germemize yeterde artar bile… Hadi inşaatçı; geleceğe bir köprü yap!

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İnşa ve insan Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İnşa ve insan yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İnşa ve İnsan yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
17.8.2012 03:59:48
Beğeni:
0
İzlenme:
724
Yorum:
0
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.