KIRMIZI DEFTER
Sen nâr ol yan için için. Yareden geçmiş gönlüme tuzak kurma. Ben ne süslü yalnızlıklar ektim,uykusuz.
Yoruldum binlerce kez, her biri bir öncekinden daha yorucu. Kalemlerde yoruldu yaza yaza. Elde var sıfır. Yazdığım satırları anlamayıp sorman var ya... Hani kapanmış tüm algıların "kime" diye soruyor. İçimden en büyük acılarla kahkahalar atıyorum sana. Ağlanacak olan hangimiziz bilemiyorum. Ölü olsa çürürdü şimdiye, sen elektroşok yapıp yapıp diriltiyorsun,yeniden ölelim diye... Uzun upuzun net bir çizgi yerine, yeniden zigzaglandırıyorsun ve boşu boşuna yoruluyoruz ömrümüzde koşarken... Senin yüzünden .
Feryatlar birikiyor, tıkıyor yeniden hayatı görebilmeleri. Elimi uzatıyorum penceremden dışarı, sıcak olmasa da ılık bir rüzgar. Esiyor içime. Poyraz misali serinletmese de, rüzgar işte adı. Ama biliyorum eserken benliğimi siliyor. Kaybettiklerimden hayıflanamıyorum çoğu kez. Şeytan dürtüyor sadece. Kirleniyorum. Yoksa rüzgarların hepsi sana benziyor. Dağıtıyor hayatımı saçlarımı dağıtır gibi. Karman çorman tarak geçmiyor. Ama tuhaf olan ne biliyor musun... Saçlarımı kesmekten korkmuyorum bu kez. Sıfır numara. Nadasa bırakılmış tarlalara benzer... Ekilir taze taze . Yorgun ekimlerden kime ne fayda. Esen rüzgar ürüne el vermezse saçlara makas, tarlaya nadas.
Hadi, el birliğiyle çekelim fişi ikimizden. Yarı canlı yaşamanın tek mecburiyeti yasalar ve belgeler. İçimizi kimse bilmiyor. Adını adımla yazıyor hakim hâlâ. Kırmızı defterin yandığını bilmiyor.
YORUMLAR
KALSİFİKASYON tarafından 12/27/2012 8:52:51 PM zamanında düzenlenmiştir.