Tay-Ya-Re
Tay-ya-re
Kızılderililer "demir kuş" diyorlardır herhalde. Trene "demir at" dediklerine göre. Kanatlarının altına havanın yaptığı basınçla yükselip ilerleyebilen hava taşıtı diye kısaca tanımlanabilir.
Önce tayyare dedik sonra "uçkan" dendi. Nedense halk uçkan yerine "uçak" kelimesini benimsedi ve adı öyle kaldı.
Rüyada gördüğünüz tayyare havada dosdoğru gidiyorsa başınızdakilerin adaletli davrandığına, işlerin adaletli yürütüldüğüne işaret eder.
Tayyareyi düşerken gördüyseniz,rahatlıkla ve isabetle rüyayı tersten yorumlayabilirsiniz.
Hiç bir fizik ve aerodynamic bilgisi olmasa bile tayyare hakkında tüm bilimsel bilgileri okuduğunda, ilkokul düzeyindeki çocuk bile rahatlıkla anlar. Ama bir tayyare düştüğünde; "neden, nasıl, nerde düştü?" sorularına verilen cevapların şifrelerini en zeki kriptolog olsanız da, Kim-Ung Yong seviyesinde iq nuz olsa da (adamın iq seviyesi 210 ve tespit edilen en yüksek seviye) çözemezsiniz.
Tayyare düşer.
Vukuatları kendi çıkarları doğrultusunda açıklama alışkanlıkları olanlar; işine geldiği gibi,"durun bakalım ne,ne değildir gerekli incelemeler bitsin konuşuruz" der, millet unutana kadar sesini çıkarmaz, bir anlamda olayın üstüne yatar veya elde hiç bir veri olmasa da kahinliğe soyunup konuşur da konuşur.
"Tayyaremi uçurdum
Derin sularda düşürdüm
Derin suya varınca
Ben aklımı şaşırdım"
Tayyare düşünce ikinci yol seçilmiştir.Ve diyolog başlar:
"Tayyaremizi bizim iktidardan düşürmeye çalıştıklarımızın düşürdüğünü anlamış bulunmaktayız."
"He ya biz düşürdük, sizin olduğunu düşürünce anladık."
"Gereken yapılacaktır."
"Her olayda yapılacağı söylenen bu GEREKEN denen ufolardan daha gizemli şey nedir?"
"Yapınca görürsünüz."
İki gün sonra:
"Düşürmeye çalıştıklarımız tarafından düşürüldüğü iddia edilen tayyaremizi arama çalışmaları başlamıştır"
" İyi ama bizim bu teknolojimiz yok ki."
"Hiç bir gafil bizim gücümüzü sınamaya kalkmasın.Kaskları bulduk zaten az kaldı."
Netice alamayınca Nautilus devreye girer.Nükleer enerji ile çalışan ilk denizaltıdan ismini almakta olan bu gemi tayyaremizi elinle koymuş gibi hemen bulur.
İki kahraman pilotumuzun naaşı çıkarılır. Ama ne hikmetse tayyarenin düşme sebebini belirleyecek parçaların çıkarılma işlemine sıra gelince, 11 milyon dolar değerinde 65 metre uzunluğunda 10 metre genişliğinde ve bilim adamları ile birlikte 36 mürettebatın bulunduğu dünyanın en ünlü araştırma gemisi birden arıza yapar. Gene ne hikmetse sadece kamera sisteminde olduğu söylenen arıza gemideki bilim adamları tarafından giderilemez. Nautilus devreden çıkar.
Tayyarenin eldeki parçalarını inceleyen uzmanlarımız akıllara durgunluk veren keşfini yapar.
-Tayyaremiz bir arıza sebebi ile düşmemiştir.
-Füze ile düşürülmemiştir.
-Uçaksavar ile düşürülmemiştir.
"İyi de nasıl düşmüştür?"
"Be gafil be cahil biz nasıl düşmediğini söyledik işte sen de nasıl düştüğünü anlayıver".
"Peki cehaletime ver, nerdeymiş düşürken; bizim sularda mı, düşman karasularında mı, uluslararası sularda mı?"
"Ne sabırsız şeysin sen öyle daha iki ay oldu sabret"
Durup dururken nerden çıktı bu tay-ya-re demeyin bana. Ne bileyim işte:
"Üfürükten tayyare, haber verin o yare."