İKİ ZAR-BİR-CAN
2 şubat 1979.Soğuk Bir şubat akşamı.Dışarıda Yağmur küfredercesine evimizin camına çarpıyordu .Havada ki şimşekler çıldırmış olmalıydı hem ne hakkı vardı?iki yaşındaki küçücük yavrumu korkutmaya.Esmer yiğidimin cezası bitmesine çok az bir zaman dilimi vardı.Talihsizim ceza evıne girdikten 2 ay sonra dünyaya gelen kızını dahi görmemişti. Ellerine alıp kızım diye haykıracagı gunu sabırsızla bekliyordu.Şimşek korkusu bedenimizi rehin alırken birazdan eli silahlı kara maskeli iki kişiye aynı zmn’da yataklık(zemin hazırlıyordu) ediyordu.Öyle bir an ki bağırmamla gözlerimi açmam bir oldu.Kulak misafirleri ise orda cirit atan iri yapılı farelerdi.Hayatım da ilkez bu kadar büyük fareler görüyordum.Bunlar neyle besleniyordu böyle.Aman ALLAH’ım,hayır hayır düşünmek bile istemiyordum.Tam olarak nerde olduğumu bilmiyorum ama bulunduğum yer belli ki TANRI’nın sıktır ettiği bir yerdi.Öyleki tavandan akan yağmur taneleri çatıdaki toza-çamura sürtündükten sonra saçlarıma akmaya başlamıştı bile.Susamış bedenim nedense bu süprizi sevmişti.Tadı anlaşılmasada yinede gecici olarak susuzluğumu giderebiliyordu.Suyun etkisi kızımı hatırlatmasına vesile oldu diyebilirim.Neresi burası?Neden burdayım?Ağzım kapalı nefesimin özgürlüğü ise kısıtlanmıştı.Sırıl sıklam olmuştu bedenim.Titreyen yalnız ellerim değildi elbet.İki yaşındaki bir çocuğun Annesini kaybetme korkusu da vardı içimde. Bacaklarım tir tir titriyordu.Paçalarımın arasında yağmur karışımı ter ayakakbımın içini doldurmuştu.Bağırış ve haykırışlarım sadece midemi sarsıp geri tepiyordu.Canımı acıtıyordu.Birden kapı sesiyle birlikte iki adamın bana doğru yaklaştığını gördüm.Ne yalan söyleyim onları ilkez o gün gördüm..Ağzım bağlıydı belki ama gözlerimle soru sormayı başarmıştım.Biri tahtadan yapma sandalye’ye oturdu.Ötekisi ise yavaş adımlarla elinde bıçakla yanıma yaklaştı.İlkin ellerimi ve ayaklarımı çözeceğini düşündüm.Yüzümde hafif bir tebessüm derken,birden adamın yüz ifadesi değişti.İki dudağı arasında önce-Kimi istersin? çıktı.Kulaklarım buna hazırlıklı değildi ki,greve gitmeye karar verdi.Kabullenemiyordum.Pis elleriyle ağzımdaki bandı açtı.Cevabım gecikmedi yüzüne tükürdüm.Hiç şikayetçi değilmiş gibi birden kahkaha attı.-Seni sürtük seni deyip hissetmediğim yüzüme bir tokat geçirdi.Dudağım kanın akmasıyla patladı.Kana aldırmadan dudaklarıma yapıştı.Karşı çıkışım aynı zamanda tokada zemin hazırlamıştı.Böylece sol yanımda sağ yanağımla aynı ağırlığa kavuştu.Gözlerimdeki şimşekler Bana kızımı hatırlattı.Ağlamaya başladım.Onlar ise Bana sahip olma önceliği konusunda anlaşamıyorlardı.Sol yanağında bıçak izi olan adam,elini cebine attı.’’İki zar Bir-can’’.Buna ne gülebiliyor nede küfredebiliyordum.Beni bekleyen yalnız cennet ve cehennem değildi.Beynimin sol üst köşesinde dumanlı olsada gördüğüm Bir TANRI vardı.ve ona güvenim sonsuzdu..Kısa boylu adam 6-5 atarak bana sahip olma önceliğini kazandı.Sol yanağı yaralı adam yan tarafa geçip sırasını beklemeye konuldu.Karşımda çırıl çıplak duran kısa boylu adama gözlerimle yalvarsam da nafile.Tepkim sadece gözlerimi kapatmak oldu.İçimde sadece 2 yaşında ki çocuğumun acısı vardı.Hiç birşey hissetmiyordum.Gözlerimi açtığım da kısa boylu adamın kemerini sıktığını gördüm.Kazanılmış bir savaş sonrası gibi Zafer işaretiyle sol yüzü bıçak yarası olan adamla yer değiştiriyordu.Öyle ya o görevini eksiksiz yerine getirmişti ve arkadaşının sırtına dokunarak şans dileme vakti gelmişti.Sol yüzü bışak yarası adam aç köpekler gibi yanıma yaklaşdı.Gözyaşımı silerek bana sahıp oldu ve bu ana farelerde tanık oldu.Benmi dumanlı görüyordum yoksa gercekten fareler de ağlıyormuydu?.Yaşamak neydi?Tetiği çekip beni vurmalarını istedim ama hayır kızım minicik yavrumun ANNE-ANNE haykırışlarını yüreğimde hissediyordum.Yüreğim evlat acısıyla yanıyordu.Bana ihtiyacı vardı.TANRI vardı.ve ona güvenim sonsuzdu.Beni bırakmaları için yalvarıyordum onlar ise kahkahaalrla bana eşlik ediyorlardı.Savaş oyunlarını sevdikleri besbeliydi.Her kareyi film-leştirmek istiyorlardı.Bu sefer masa üstündeki ’’İki zar Bir-can’’.Kafamı kaldırdım havaya baktım.Tanrı ile göz göze geldik.Gözlerim kaydı aniden ve yaşamla can arasındaki can taşıyan zarı elime aldım.Düşesten başka hiç bir şansım yoktu .Gözlerimin içinde kızım canlanıyordu ve bana çok ihtiyacı vardı bunu hissedebiliyordum.Ben bir ANNEYİM ANNE ve kulağımda kızımın sesini duyabıliyordum.Can Yeleğim sadece insan yapımı siyah-beyaz iki zardı.Oysa Ben insan yapımı değildim.Beni TANRI yaratmıştı ve ona güvenim sonsuzdu.TANRI vardı ama onlarda vardı.Kim yüklemişti bu misyonu bilemiyorum ama bilinen bir gercek var ki KIZIMA kavuşmadan gidecek olmamdı.Ölüme giden birinin son arzusu sorulurdu elbet.Tek isteğim,2 yaşındaki kızımın sesiyle BİR AN ÖNCE RÜYA’dan uyanmamdı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.