- 878 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Gencin Hikayesi 4
Dilruba Hanım ayıldığında kendisini daracık oturma odalarındaki eski püskü kanepenin üzerinde başına, alnına masaj yapılırken buldu. Mustafa olan biteni annesine anlattı ve şakkkkkk diye bir tokattan sonra annesi: “ Ulan hayvan herif niye dikkat etmiyorsun? Ya hepten kaptırsaydın elini o zaman ne yapacaktım ben kadın başıma? Git gözüm görmesin seni, yıkıl karşımdan!” dedi hışımla.
Mustafa yediği tokadın acısıyla koşturduğu gibi açtı sokak kapısını çıktı dışarı kapıyı tüm şiddetiyle vurdu, kapattı. Kaderine lanet edercesine sokaktaki taşları tekmeleye tekmeleye yürüdü yorulasıya. Sonra çıkardı cebinden sigarasını yaktı, çekti içine bir duman ve haykırarak dedi ki: “ Öyle bir günler gelecek ki ahhh ulan ahhh alacam yanıma biraderleri ver elini İstanbul.”
Geçti bir ay tüm hızıyla, gitti ömürlerinden gene bir ay derken sargısı çıkarıldı Mustafa’nın. Mustafa uzun bir süre yapmıştı istirahat artık vakit gelmişti. Eski patronunun tarif ettiği kuzeninin dükkânına gidecekti bugün. Kahvaltı yaptı hemen tek başına. Giyindi, çıktı dışarı. Daracık, rüzgârda toz kaldıran, göz gözü göremeyen sokaklarından geçti çabucak. Eski patronunun tarif ettiği yere vardı. Dükkanın kapısını açtı ve içeriye girdi. İçerisi keskin koyun yünü kokuyordu. Sabah olduğu için içerde müşteri yoktu. Sessizdi içerisi. Yaşlı adamın biri sandalyeye oturmuş gözlükleri takmış gazete okuyordu. Başını sola doğru çevirdi ve ayağa kalkıp: “ Hoş geldin oğlum ne bakmıştın?” dedi. Mustafa, onu eski patronu olan kasabın yolladığını söyledi. Yaşlı adam şöyle bir durduktan sonra: “ Tabiii ya bana bir eleman yollayacağını söylemişti kuzenim, demek o sensin.” dedi. Yaşlı adam Mustafa’ya doğru gidip kolunu Mustafa’nın omzuna attı ve dışarı çıktılar. Parmağıyla karşıdaki dükkanı gösterdi. “ İşte bak Mustafa eleman aradığım yer işte orası. Burada halı dükkanımda pek iş olmaz. Oraya git ve seni benim yolladığımı söyle. Haydi hemen git ve işe başla.” Mustafa yaşlı adamın söylediklerine bir anlam veremiyordu ama hiçbir şey sormadan doğru oraya gitti. Dükkanın tabelasında “Künefeci Ramiz” yazıyordu. Dükkanın önünde masalar sandalyeler koyulmuş müşteriler oturmuş künefe yiyorlardı. Mustafa içeri girdi. Tezgahta duran uzun boylu, gözlüklü genç bir adam ayağa kalktı ve Mustafa’ya baktı. Mustafa onu karşıdaki halıcı yaşlı adamın yolladığını söyledi. Genç adam : “Demek sen bizim yeni elemanımızsın. Hemen gel ve işe başla. Beni takip et.” Dedi. Mustafa onu takip etti ve dükkanın arka tarafına geçtiler. Burası künefenin imalathanesiydi.
Devamı gelecektir…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.