KENDİNDEN BAŞLAMAK
Ölüm döşeğinde büyük bir zat..Aile efradını toplamış,son vasiyetini yapıyor.Ben gençliğimde tüm dünyayı değiştireceğimi düşünüyordum.Bunun için çok uğraştım,çabaladım.Bir zaman sonra anladımki dünyanın değişeceği yok.En iyisi mi?Ben memleketimi değiştireyim.Tüm enerjimle mücadeleye koyuldum.Yırtındım,didindim.Yaşım biraz daha ilerlemişti ve anladımki memleketinde değişeceği yok.Düşündüm,şu karara vardım:Doğrusu ben ailemi-çevremi değiştireyim.Son bir gayretle mucadelemi sürdürdüm.Yok,ailemde değişmiyor.Ve bugün,burada,bu ölüm döşeğinde anladımki ben yanlış yerden başlamışım.Meğersem kendimden başlamalıydım.Kendimi değiştirebilirsem aileme örnek olur,onlar değişir bana destek olurlar memleket değişir,memleket değişince belki dünyayıda değiştirebilirdim.
.....
İşten yorgun-argın eve dönen babayı kapıda küçük oğlu karşılar.kapıyı açan afacan minik yavru karşısında babasını görünce boynuna atılır.Babacığım!hadi gel oyun oynayalım der.Yorgun baba:tamam oğlum bir musade et üstümü değişeyim oynarız.Heyecan dolu çocuk:Hayır baba hemen şimdi oynayalım,gel.Bu coşku ve heyecan karşısında çaresiz kalan baba,masanın üzerinde duran dünya haritasına ilişir gözü,alır dünyayı param parça eder ve oğluna uzatır.Al oğlum bu dünyayı eski haline getir söz senle oynayacağım.Kağıt parçalarını alan minik yavru,sevinçle odasına koşar.Bu arada baba elini yüzünü yıkar,üstünü değişir,yatağına geçip uyumaya hazırlanırken içeri oğlu dalar.Sevinç cığlıklarıyla babacığım!bak yaptım,dünyayı düzelttim,der.Hritayı eline alan baba,oğlunun yüzüne şaşkın bir vaziyette baka kalır.Oğlum nasıl yaptın?Ben seni başımdan def etmek için parçaladım onu.4-5 yaşlarındaki çocuk cevap verir:Baba çok kolaydı.Dünyanın arkasında bir insan resmi vardı ona baktım.İnsanı düzeltince dünyada kendiliğinden düzelmiş oldu.
Bu özlü ve latife vari iki kıssamızdan sonra konu başlığımıza dönebiliriz.KENDİNDEN BAŞLAMAK...
İrfan ekolünde nefis terbiyesi,kuran diliyle tezkiye olarak kavramlaşan kendinden başlamak:İnsanın kendi sınırlılıklarını bilmesi olarak tanımlaya biliriz.
Kişioğlunun kendi haddi hududunu bilmesi kadar bir maarif olamaz.Hz.peygambere nispet edilen şu veciz söz(kendini bilen,rabbini bilir.)kendinden başlamanın önemine işaret etmektedir.Bu dünyada ulaşılması gereken en nihai hedef olan Allahı bilmek ve tanımak;insanın kendisini bilmek,tanımakla mümkün olduğunun vurgusu yapılmaktadır islam peygamberi tarafından.
Biz insanoğlu olark kendimize karşı dürüst ve samimi değiliz.Kendimize yalan söyler,kandırırız.Her söylediğimiz ve yaptıklarımızın ardında gizli niyetler besleriz.Kendimize dahi itiraf etmekten çekindiğimiz,samimi ve dürüst olamadığımız şeylerimiz var.Evet..Hepimiz sahtekarız ama asıl sahtekarlık,hiç sahtekar değilmişiz gibi davranmaktır.Yapay rollere sığınıp,kendi öz benliğimizi kaybetmemizdir.
Oysaki islam anlayışına göre insan fıtri dir.Her doğan çocuk temiz ve günahsız doğar.Sonradan,başta ana-baba olmak üzre sosyal çevresi onun yapı ve karakterini şekillendirir.Şahsiyetini inşa eder.
Tezkiyye tam’da bu anlama gelmektedir;saf-doğal olmak.İlk yaratılışına geri dönmek.Zira sosyalleşme aşamasında tahminimizinde ötesinde kirlenmiş bulunmaktayız.Bilinç altımıza öyle korkunç şeyler yerleşmişki,kendimizi karşımıza alıp bakabilsek,aman Allahım!!!Bu ben miyim der,iğreniriz.Onun için kahramanlarımız olan bilge ihtiyar ve minik filozof işi kendinden başlatmanın önemine atıfta bulunmaktadırlar.
Kendinden başlamak derken boş bir laf değil,içi doldurulmuş olmalı.Kendi gerçeklerimizle yüzleşmeden,hile hurdamızı deşifre etmeden hiç bir yere varamayız.Ne kendimize nede insanlığa bir faydamız dokunmaz.Teşhisi iyi koymalı,tüm maskelerimizi çıkarmalıyız.Başkalarına karşı dürüst olmamız gerektiği kadar,kendimize karşıda dürüst ve samimi olmalıyız.Çünkü yamuk bakan hiç bir şeyi doğru göremez.
Kendinden başlamanın tüm dünyanın ıslahının başlama çizgisi olduğunun vurgusu yapılan bu pasajımızda acizane iki yol haritası önerebilirim siz değerli okuyucu dostlarıma.1-)kendi kişisel tarihimiz.2-)Başarmışların biyografilri.
Kendi kişisel tarihimizi didik didik etmeliyiz.İnebildiğimiz en ufak yaşa inmeli,hatırlaabildiğimiz en küçük yaşımıza geri dönüp,adeta kılı kırk yararcasına muhakeme ve muhasebe yapmalıyız.Neler yaptım?Neleri yapamadım?Ne yapmam gerekiyordu da ben yapamadım?Neleri iyi yaptım?Neler eksik bıraktım?Bu ve bunun gibi sorular sorarak kendimizi yoğun bir tefekkür kampına almalıyız.Eğer bu ve benzeri sorulara gerçekçi cevaplar bulabilirsek,kendi ilham kaynağımızı hayat yaşantımızdan alabiliriz.
İkincisi başarmışları model almak.Onların dünyalarına girmek.Onlarla adeta kanka olmalıyız.Nasıl yaptılar?Nasıl başardılar?Onlar yapabildilerse bende yapabilirim gibi motive olup,iz bırakanların izini takip etmeliyiz.
İşimiz kolay değil ama aslında çok zorda değil.Yüce yaratıcımızdan muvafakatiyetler diliyor,bir başka yazımızda buluşmak umuduyla..Allah’a ısmarladık.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.