- 896 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
VEDA
Bu aralar ruhumla,hiç ateşkes imzalanmıcak kadar intikam yeminli savaşlar içerisindeyim. Ruhuma aldığım keskin darbeler,canımı acıtmak yerine ; ’ Hala umut var ,hala yaşıyorsun ’! ’ dercesine saplanıyordu taa derinliklerime.Kendimi her ne kadar zırhlı bir asker gibi hazır hissetsemde,bir yanım hep korkak,endişeli ve savunmasız kaldı tamda küçük bir çocuk gibi... Doğruydu, kendimi hiç mi hiç iyi hissetmiyordum, ya da hayır hayır aslına bakılırsa kendimi iyi hissetmiyorum değil,kendimi hissetmiyorum...Sahi o değilde umut denilen şey hangi kentin çıkmaz sokaklarında hapis kalmıştı ? Hangi kentin karanlık sokaklarında kaybetmişti kendni ? Hangi ücra köşelerde korunmuştu ? Hangi pisliklerin içinde temizliğini bulmuştu ? Artık hiç uğramaz oldu bitmek bilmeyen o tek kişilik iç savaşlarıma. Belkide ihtiyacım olan tek şey varlığını hissetiricek tek bir hamleydi,hadi yaklaş ve tek adımda göster hamleni ! İlk defa bu gece ruhum,teslim olmak istedi düşmanına.İlk defa bu gece göklere yükselmek istedi ruhum,en yükseklerine..Ve anladım ki ölümü yaşatma isteği bile insanı katil yapmaya yetebiliyordu o an.O gece çok yokuş çıktım ben; içime inen. Evet evet ayaklarım koparcasına ,ter alnımdan damla damla akarcasına... İlk defa bu gece kaybedecek bir şeyimin kalmadığını değil de, hiçbir zaman olmadığını fark ettim,çünkü insan gerçekten sahip olduklarını asla kaybetmezmiş,ama sende bilirsin,ben hep kaybederim... Bu gece çok istedim bir şeyler yapmayı bu gece çok fazla istedim yanımda olup engel olmanı. Nerdesin ? Sesin bile bu kadar uzaklardayken neden kokun hala buram buram burnumun direğindeydi ? Son bir acı gerekti ,son bir acı gerekti artık kötü bir insan olmak için,sadece son bir darbe sadece son bir hücum. Tüm bunları tek başına kaldırabilcek gücüm var mıydı ? tüm bu acıları tek başıma göğüslenicek bünyem var mıydı ? Sen,sen bu defa haddinden fazla gittin benden... Hakkın olmayan bir yolculuğa çıktın,buna hakkın yoktu,bunca kötülüklerin ortasında beni senden seninle olan her şeyden hatta içindeki o muzur çocuktan bihaber bırakıp gitmeye hakkın yoktu,sesiin,sesin öyle buruk öyle can yakıcı geliyorduki,sesinde sessizlik vardı sesinde bensizliğinin uğuruna kaldırılmış kadehler vardı... Ama dur en kötüsüde ne biliyor musun ? ağlayacak bir omuzun bile olmaması,şuan haykıra haykıra ağlayasım var ama ağlamaya bile bir yer vermedin bana. Ve biz hep incile incile bu hale geldik artık bırak ,bırak tutma elinde inceldiği yerden kopsun tüm oluşmamış en sıkı bağlarımız... Ve sen beni yok sayarak yok ettin,artık ben yoktum ve senin yok sayabilceğin bir bela yoktu başında. Aslına bakarsan beni asla anlamayacaksın,sen dahi tüm insanlık beni asla anlayamayacak... Sana sorulmuş olunursa,hayatının en kötü en berbat hatta en rezil dönemlerini benim duygularımın bütünlüğü içinde yaşadın. Sen aşktan bihaber,başka bedenlerin kokusunu içine çekip,içinde uçuşan kelebeklerin yaşam alanını genişlettin. Sen ne zaman gitsen,o kelebekler vedalarını dört kişilik bir masanın yeşil örtüsüyle kapatılmış, küçük bir vazonun altına sıkıştırıp terkettiler seni,bizi ve bir türlü adam olmayan o aşkımızı... Aaa hayır şimdi sırası değil,durduk yere gözleri doluyor içimdeki aciz kadının,yoksa yoksa bir yerlerde o şarkımı çalıyordu ? Ritmini kaçırdım,hadi baştan sar. Oturup karşılıklı dinleyelim. Eşlik edelim o nağmelere,hadi ilk sen başla yakala tüm anılarımızı tek bir notada birleştiren o büyülü sevgilere...Gözlerin çok başka bakıyor bu gece,çok yakıyorsun canımı bu gece. Zaten o iri gözlerin beni hep utandırmayı başarmıştı. Kirpiklerinde o kadar çok sık ki,beni istemediğin her an onların arasına girip saklanmak istedim,beni bulamayacağın tek yer orasıydı çünkü biliyorsun.Bu gece sondu. Tüm vedalarımı topladım artık gidiyorum,bilinmezlere doğru. Ruhum bu savaşta yenik düşmüştü düşmanına. Asilce gitme vaktiydi şimdi,dingin adımlarla her toprak zerreciğini incitmeden yürüme vaktiydi şimdi.Buraları,buraları ve seni terk etme zamanıydı. Şimdi senden son isteğim bir gramofon bir, gramofon ve binlerce plak. Şimdi sessizce terkedebilirsin beni.Şimdi gitme vaktim daha çok işim var.Daha yüz hatların kadar sert bir kahve yapıcam ve seni alakadar eden tüm plakları teker teker hapsedicem benligime.Hoşçakalın içimde yeşeren umutlarım,hoşçakalın içimdeki mevsim rüzgarları ve içimden bir türlü kopamayan içimde ki sen,hoşçakal,hoşçakalın....
Seda ÇAKMAK