Nice Sevdalar
Nice Sevdalar
Nice büyük sevdaların, efsaneleşmiş büyük acıları vardır. Bir varoluş tadında imrenilen, sahibini yok ediş… Dağları delen Ferhat, yolu yüreğinde hissedip, ayakları kopana kadar yürüyen mecnun ve daha niceleri…
Yüreğinde aşka kavuşmanın hayreti, gözlerinde o hayretin çaresiz akan pınarları… Maşukuna kavuşmanın verdiği şarap tadında sarhoşluk…
Ve bedende ki ‘ya’ ile başlayan cümlelerin ince sızısı. Sanma ki onlardan kalır yanı var, bende ki bu sevdanın buhranının.
Tarifsiz sevdalar taşır insan. Evet tarifsizdir. Her anı kıyasıya, tek başına yaşarda, iş kelimelerle motiflemeye geldi mi prangalar takılır diline.
Söylemeye çalıştıkları anlaşılsa, büyüklüğü hayretlere salacaktır aslında, ama ufaldıkça ufalırda, ‘hayır’ öyle değil diyemez.
Hey sevgili ‘anla artık’ diyen gözlerim. Semanın etrafını senle süsler, konuşamamaktan yorgun düşen dilim biçare… Bitmeyen bu serzeniş bırakmaz yakamı sen halimle hâllenmedikçe.
Nice renkler taşır sevda. Her renk de bir tebessüm sarar yanakları. En son gördüğü halindir gözlerin, senli hayali. Kırmızı tişörtün, siyah eteğin, beyaz eşarbın…
Al al yanakları hayal ederken ateşler de yüreğim. Kırmızıdır sevda, siyah saçlarını hatırlatır karanlık. Siyahtır yalnızlık. Nice renk, nakşeder seni, türlü hallerde bedenimi. Rengârenktir sevda.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.