İDARE LAMBASI
Elektriğin henüz yaygın olarak kullanılmadığı dönemlerde, özellikle kırsal bölgelerde, köylerde gaz lambaları kullanılırdı. Camdan bir haznenin içine gaz yağı konur, haznenin üzerinde bir fitil mekanizması ve içinde bir fitil olur. Fitilin bir ucu gaz yağının içinde diğer ucu mekanizma da olur. Onun üzeri nede beyaz ince camdan bir fanus takılır. Fitil yakıldığı zaman zarif, zayıf titrek bir ışık karanlıkla mücadeleye başlar. Işığın şiddeti fitilin boyunun uzatılması ve kısaltılmasıyla ayarlanır. Şimdi bunu potansiyemeterli elektrik düğmeleri bugün kullandığımız ampuller dede yapıyor. Karanlıktan aydınlığa veya aydınlıktan katanlığa yumuşak bir geçiş. Ama bu geçişin en zarif ve gösterişlisini gaz lambaları yapar. Bu karanlık aydınlık arası geçişlerde aydınlığın karanlığa karşı verdiği mücadeleyi bütün haşmetiyle gaz lambalarlarının marifetiyle seyretmek mümkündür. Fitil kısıldıkça aydınlık nasıl direnir. Ayaklarını sürür edata solar, titrer erir ama direnir. Karanlık mağrur ve kibirli bir şekilde aydınlığın üzerine yüklenir. Aydınlık küçülüp zayıfladıkça daha bir iştahla yüklenir karanlık.
Ama aydınlığa karşı karanlığın hiç direnme şansı yoktur. Aydınlık ucunu gösterdiği an karanlığın saltanatı bitmiştir. Aslında karanlık hiç kaybolmaz, sadece saklanır ışığın altında. Hep bir fırsat kollarlar, ışık gücünü tüketsin, zayıflasın diye. Bu anı yakalayınca da hortlar adeta amansızca, acımadan var gücüyle saldırır aydınlığa. İşte bu aydınlığın karanlık karşısındaki mücadelesi asırlardır devam eder. Ama aydınlık er veya geç hep galip gelir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.