...merdivenler
İçimde süreler, içimde dualar. Hangi harfe tutunsam silkeliyor üzerinden, beni sevmiyor mu ne? Sayfa sayfa şiir ile Beşiktaş’tan da geçtim, Ortaköy’den de sayfa sayfa şiir ile. Ve onca yazılmışlıkta kendime küçücük bir yer bulamamak ne fena. İçimdeki lokomotifler bir bir raydan çıktı fark edince bunu. Kara(dan)denize dökülen onca çığlığın içinde olamamak.
Ağladım, hiç gülmedim yol boyunca. Yine karıştım cırcır böceklerinin sesine, yine karıştım. Ve bu sesler ki mekandan taşıyorlar.
…merdivenler
Ve ben bıktım bu merdivenlerden, nedir benden alıp veremedikleri? Çıkmaya çalıştığımda okuduğum her kelime bir balyoz gibi vuruyor dizlerime. Niye bu merdivenlerin çıkılmazlıklarına daima yan yana var olarak şahit oluşum? Bir yanda göğüs kafesimi sızlatan merdivenler, bir yanda dilimden kaçmış, bir şairin acısına etiket olmuş kelimeler. Ve onun uyluğunda bir mızrak yarasından daha belirgin bir iz taşıyan “çocukluğu”
Oysa turunç reçeline banmalıydık her çocukluğu
Ve Ak(bir)deniz’e dokunmalıydı her çocuk.
Ölüm, hani o kemikleşen sızın.
Ne çok bahsettin ölümden, ne çok! Yetmedi onca harfe bu zülüm, bitmedi içindeki! Ne menem bir sancıymış seninki öldürüp öldürüp kendini dirilten, yenisi için.
Buna "İmlâ kuralları ve mutsuzluk üzerine" diyor şair. Boş ver bunları şimdi bak taze ot kokusu bu, içine çek. Yeşilin tonlarını içine çek sevdiğin her yeşil için, seni bırakıp da giden her yeşil için.
Tüm farklar ürkütür mü insanı?
-Ruhumuza ağır gelecek her hakikat ürkütür.
Sevdiğim bir adam demişti ki:
“Bütün inançların temeli sevgidir, her kim bir şey veya kimseyi severse ona inanmış, boyun eğmiş, kulluk etmiş olur. Her tür sevginin bir etkisi, hükmü ve sonucu olur”
İnandım mı sahiden, sevdim mi?
Ben yedi basamaklı merdivenin neresinde kaldım anne? Neresinde?
Okudum, şimdi beynimde zonklayan kelimeler var. Sanki zihnime kazıdı onları bir el acıta, kanata. Tavşanın sansardan, çakalın kaplandan korktuğu bu dünyada ben de zamana konmuş virgüllerden korktum.
Oysa benim kaybolan yıldızlarımdan kime ne?
Okumasaydım bilmezdim sıcak bir savaş cephesi olmanın ağrısını.
Bilmediğim bir dilin esrarını kendi başına çözmeye çalışmanın sancısını. Tüm saatler benim bileğimde sanki. Ve bunca akrep deviriyor sevdiğim bütün kalpleri.
Sinem Ilgın Omay (Nun)
...merdivenler Yazısına Yorum Yap
"...merdivenler " başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
10 Ağustos 2012 Cuma 18:31:52
"Ve bunca akrep deviriyor sevdiğim bütün kalpleri."
sonu çok güzel bağlamışsınız yüreğinize sağlık.
zaman alıp götürüyor işte biz anlamadan daha herşeyi
hayatımızdan tek tek akıp gidiyor herşey, özellikle de sevdiklerimiz..
zaman acımasız, zaman durmaz, ezip geçer hep..
tebrikler zevkle okudum