YÜREĞİN YOLU
Kırılmışlıklarıyla,incinmişlikleriyle yola devam eden bir yürek...
Acının hazzına doymuş bir çift göz.
Ne kadar da birlik olmuşlardır aslında.
Hani bir yelkenli denizin üstünde nazlı nazlı süzülürken
Hani sahilde yürürken karşılaştığınız çocuğun pamuk şeker sevinci gibi...
Yürekte yelkenlinin rüzgara muhtaçlığını hisseder gözlere...
Kırılmışlıklarını savururken,çocuğun şekere isteği gibi isteklidir yanaklarda ki o ıslaklığa.
Ve daha niceleri...
İnsan,korkmaz kırarken.
Dökerken hislerini,çekinmez...
O da muhtaçtır kırabileceği bir yüreğe.
Ne yapsın tek bildiği bu !
Kırmak,dökmek...
Sonra da hayata onun gibi devam etmesini istemek.
Halbu ki ne acıdır kırılan için yola istifini bozmadan devam etmek,
Ne zordur unutmak.
Bunu anlamaz,duymaz,hissetmez,zaten koklaması pekte mümkün olmayan duyularıyla.
Anlayamaz,çünkü: hiç bu kadar derinden kırılmamıştır.
Kırılan,kıramaz... Korkar.
Acıyan yüreğini gözleriyle buluşturduğunda onun bunu yaşamasından,korkar...
İnsan,kırar,susar ve devam etmenizi bekler.
Siz,devam edersiniz ya şöyle ya böyle...
Bir şekilde,olduğunun dışında ki biçimde.
Bir yürek ile gözlerin onu asla yarı yolda bırakmayacağına emin bir halde...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.