Anadolu Liseleri - II
Yazımın bu kısmında İngilizce Müfredatı, Barış Gönüllülerinin İstihdamı, Maarif Kolejinde Özet Geçmişim ve Sonuç Değerlendirmemi bulacaksınız.
İNGİLİZCE MÜFREDATI:
Okuldan okula ve yıldan yıla bazıları değişmekle birlikte bir fikir vermesi açısından Maarif Kolejlerinde 1960’lı ve 1970’li yıllarda İngilizce derslerinde okutulan bazı kitapların listesi aşağıda sunulmuştur. Bu kitaplardan bazılarının (ör: The Catcher in the Rye) ABD okullarında da okutulması zorunlu kitaplar listesinde olduğunu belirtmek gerekir:
BAŞLICA OYUNLAR:
Lady Windermere’s Fan - Oscar Wilde
Macbeth - Shakespeare (1960)
Julius Ceaser - Shakespeare (1961)
Arsenic and Old Lace - Joseph Kesselring (1971–1972)
A Woman of No Importance - Oscar Wilde (1971–1972)
Inherit the Wind (Rüzgârın Mirası) -Jerome Lawrence ve Robert E. Lee (1972–1973)
Death of a Salesman (Satıcının Ölümü) - Arthur Miller (1973–1974)
Our Town - Thornton Wilder
The Matchmaker (Çöpçatan) - Thornton Wilder (1971–1972)
The Glass Menagerie (Sırça Kümes) - Tennessee Williams (1973–1974)
BAŞLICA ROMANLAR:
A Tale of Two Cities (İki Şehrin Hikâyesi) - Charles Dickens (1959–1960)
Grapes of Wrath (Gazap Üzümleri) - John Steinbeck (1962)
The Lives of Twelve Ceasers - 1961
Animal Farm (Hayvan Çiftliği) - George Orwell (1970–1971)
Lord of the Flies (Sineklerin Tanrısı) - William Golding (1972–1973)
Brave New World (Cesur Yeni Dünya) - Aldous Huxley
The Catcher in the Rye (Çavdar Tarlasında Çocuklar) - J. D. Salinger
To Kill a Mockingbird (Bülbülü Öldürmek) - Harper Lee (1973–1974)
Bu kitapların nasıl seçildiği, neden tercih edildikleri ayrı bir araştırma konusu olmakla birlikte yelpazenin farklı uçlarından kitapların aynı sıralarda okutulmuş olması eğitimcilerin kişisel tercihlerin ön planda olabileceğini akla getirmektedir. Örneğin bunlardan Animal Farm Stalinizm’i hicveden politik bir fablken, ’Inherit The Wind’ "Maymun Davası" üzerinden bir McCarthy eleştirisiydi. Bir yandan da Tennessee Williams ve Oscar Wilde gibi yazarların cinsel metaforlarla (mecaz) yüklü eserleri okutuluyor, enine boyuna tartışılıyor ve sınavları yapılıyordu. Tuhaf olan bunların orta üç, lise bir vb. düzeyinde verilmesiydi.
(Not: Antoloji kitapları, hikâyeler ve ilk sınıflarda okutulan basitleştirilmiş (simplified) kitaplar hariç tutulmuştur.)
BARIŞ GÖNÜLLÜLERİ’NİN İSTİHDAMI:
ABD başkanı John F. Kennedy, ülkesinin dünya siyasetinde yeniden güçlü biçimde etkin olabilmesi için 1961 yılında ABD Kongresi’nin de onayıyla devlet destekli gönüllü bir yardım programını başlatmıştı. Bu programı yürütecek Barış Gönüllüleri (Peace Corps) örgütünün o yıl kurulmasından sonra bu örgüte bağlı genç ve eğitimli Amerikalılar dünyanın dört bir köşesinde, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde görev yapmaya başladılar. Barış Gönüllüleri sağlık, çevre ve turizm gibi alanlarda da çalışmış olmakla birlikte büyük bir kısmı eğitim alanında, bunların da ezici bir çoğunluğu İngilizce öğretiminde görev almışlardır. Bunun nedeni "Yabancı dil bilen birisinin radyo ve basın aracılığıyla propagandaya açık hale geleceği, ilgili ülkenin düşünce tarzı ve siyasetini benimsemesinin ve mallarını satın almaya başlamasının kolaylaşacağı" varsayımıdır. Bu ve bu gibi nedenlerle Barış Gönüllüleri’nin faaliyetleri gittikleri birçok ülkede kuşkuyla karşılanmıştır.
Türk Hükümeti ile yapılan özel anlaşmalara dayanarak 1962 ilâ 1971 yılları arasında Türkiye’de 1460 Barış Gönüllüsü görev almıştır. Bunların %67’si Türkiye’deki çeşitli okullarda İngilizce öğretmeni olarak görev yapmışlardır. Müslim Özbalkan’ın 1970 yılında yayımladığı Gizli Belgelerle Barış Gönüllüleri adlı kitapta hangi okullarda hangi Barış Gönüllülerinin görev yaptığı isim isim listelenmişti. Bu kitaba göre 6 Maarif Koleji’nde sadece 1969–1970 yıllarında 28 İngilizce öğretmeni görev yapmıştı.
Bununla birlikte bu kolejlerde görev yapan her yabancı öğretmen Barış Gönüllüsü değildi. Bu okullarda, okul-aile birlikleriyle özel sözleşme yaparak çalışan yabancı öğretmenler de vardı.
MAARİF KOLEJİNDE ÖZET GEÇMİŞİM:
Ankara (Gazi) Yabancı Dillerden yüksek başarıyla mezun olur olmaz Milli Eğitim Bakanlığı’nca Samsun Maarif Kolejine tayin edildim (1972). Böylece Türkiye’de sayıları altı olan seçkin bir eğitim kurumunda ilk görevime başlamış oldum. Orada üç yıl zorunlu hizmetimi tamamladım.
1975’de kısa dönem yedek subaylık hakkından yararlanırken Adana’ya tayin talebinde bulundum. Vatani görevimi tamamladıktan sonra Adana’da kurulması planlanan Anadolu Lisesine atandım. Okulun ilk İngilizce öğretmeni olarak kuruluş çalışmalarına fiilen katıldım. İngilizce bölümünü kurarak ilk bölüm başkanı seçildim. Müdür ve birkaç öğretmenle altmış öğrenciye eğitim öğretim vermeyi sürdürdük.
İlk yıllarda öğretmen ihtiyacına binaen Almanca, Beden Eğitimi, Din Bilgisi, Ahlak, Fen Bilgisi derslerini periyodik olarak verdim. Daktilo ve teksir işlerinden hiç kaçmadım. Orta öğretimdeki özverili ve özgeci çalışmalarıma 1980 yılında üniversite hocalığıma geçene kadar devam ettim.
SONUÇ DEĞERLENDİRMEM:
Sayıları hızla arttırılarak zamanımızda neredeyse köylerde bile kurulmaya çalışılan Anadolu Liseleri kendilerinden beklenen randımanı verebilmekte midir? Tüm okulların adının başına Anadolu Lisesi ibaresi koymakla ve 80’li yıllardan itibaren süregelen devşirme yöntemiyle bu okullara çok sayıda liyakatsiz nicelerinin öğretmen atanması hakiki başarı mıdır?
Farklı dönemlerde aşağılık siyaset oyunlarıyla ve geçici önlemlerle niceliğinin arttırılarak niteliğinin zayıflatıldığı bu okulların uzun yıllardır üniversiteye ne kadar az sayıda öğrenci gönderebildiğini ulusça içimiz acıyarak gözlemlemekteyiz.
Eksik alt yapıyla, yetersiz laboratuarları ve araç gereçlerle, yoğunluksuz dil programlarıyla ve bu okulların başlangıçtaki kuruluş ruhuna uygun olmayan yöntem ve yönetmeliklerle, aynı ruha yakışmayan niteliksiz ve dil yoksunu eğitimcilerle ne kadar yol kat edilebilir?
Maarif Kolejlerinin içinden gelen bir eğitimci olarak sizlere yalansız ve yanlışsız sunmaya çalıştığım ve bu meyanda yazıya dökerken son derece üzüntü duyduğum naçiz açıklamalarımı ilgi ve bilgilerinize arz ederim.
Ağustos, 2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.