Aşk Olsun!
-Bu, ufak bir sitemdir.-
Aşk olsun kardeşim sana! Şunun şurasında, aynı milletin çocuğu değil miyiz? Senin yaptığını, düşman yapmaz düşmana.
Unutacak ne vardı? Yani biz, üç gün görüşemedik diye, araya zaman, mesafe girdi diye ne vardı unutacak? Bilen bilmeyen de, iki günlük tanışız sanacak.
Beraber çıkmadık mı yola? Ne ara fırsatını buldun da unuttun? Beraber yürüdük koca Asya Bozkırlarını. Seyhun boylarında, Ceyhun kıyılarında beraber oturduk. Karaçuk’a çıktık yazları birlikte. Hâsılı, beraber doğduk, büyüdük.
Sonra, el ele yürüdük oradan Fars’a, Fars’ı alırken olduğu gibi, Anadolu’nun kapısını açarken de sırt sırtaydık. Güneye indik, Halep’i, Şam’ı aldık, kuzeyde Karadeniz’in etrafını çevirdik. Gün geldi ayrıldık, doğrudur. Ancak ayrı düştüğümüzde dahi düşman olmadık kardeşim. Kardeş kardeşe, ne düşmanlığı?
Yani şimdi sen, araya sırf iki devlet arası siyasî ayrılıklar girdi diye, tarih bir kardeşini vaktinde hükmettiğin Fars’ın eline mi bırakacaksın kardeşim? Ayıptır!
Gerçi bilemem, unutturmuşlar mıdır sana beni, benim var olduğumu; belki! Belki, kaderin işi, görmeye görmeye, kandan candan kardeşini, ülkenin doğusunda yaşayan Farslardan sanıyorsun, olur ya. Amma bil, ayıp ediyorsun ha!
"Gel, bana yardım et!" demiyorum, diyemem. Senin de başında bin bir dert var. "Elimi tut." diyemem, belki ellerin dolu. Fakat hatırla, yalnızca hatırla. Bil yanıbaşında, seninle yaşamaya hasret, seninle birlikte ölecek kanı, canı bir, senden bir kardeşin olduğunu. Hatırla yeter, can kardeşim!
Hatırlamazsan, aşk olsun sana!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.