- 590 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
...Gördüğüm Tarih
Karanlığın ortasına sini gibi kocaman bir ay doğuyordu gökyüzünde. Ben şaşkınlıkla etrafıma bakarken dolunay güneş olup çıkıyordu. Güneş aydınlığını üzerime serperken masmavi gökyüzünü, yemyeşil ağaçları, evimi, evimin önündeki, uçsuz bucaksız rengârenk çiçeklerle dolu kırları ve ağaçların arasında annemle babamı görüyordum. Annemin ve babamın yanına gidip doyasıya yüzlerine bakarak onlara kocaman birer öpücük verdikten sonra kendimi kırlara salıyorum. İyice koştuktan sonra yüzükoyun uzanıyorum çimenlerin, papatyaların, sarı çiçeklerin üzerine. İncecik saplı bir gelinciği dalından kopartıp kulağımın arkasına iliştiriyorum.
Önümdeki papatyaların birinin tam sapsarı göbeğinin üzerinde benekli al bir böcek görüyorum. Uğur böceği… Ama onun hemen uçup gitmesini istemiyorum. Her zaman avucumun ya da omzumun üzerinde durmasını, bana uğur getirmek üzere yanımdan hiç ayrılmamasını istiyorum. Ve bu amaçla koynumdan uğur böcekli kolyemi çıkarıp miniği onun üzerine konduruveriyorum. Etraftaki şıpırtıları duyarken bir taraftan ıslandığımı fark ediyorum. Bu defa uğur böceğini uçurup ayağa kalkıyorum. Ellerime düşen damlalara bakıyorum. Suyun rengine… Sonra başımı arkaya atıp kollarımı yana açarak dönüyorum, dönüyorum ve dönüyorum.
Annem ıslandığım için eve çağırıyor beni. Üzerinde kollarını açıkta bırakan uzun beyaz bir elbise ve saçında incecik zarif bir taç var annemin; tıpkı melekler gibi. Eve girer girmez, elbiselerimin ıslaklığına aldırmadan, annemin beline doluyorum kollarımı. Sımsıkı sarıldıktan sonra ister istemez annemi bırakıp odama gidiyorum. Kuru elbise almak için kapısında boy aynası olan dolabıma yöneliyorum.
Siyah, uzun, düz saçları, küçücük ela gözleri, kırmızı ince dudakları ve teninin beyazlığı yüzünü zayıf gösteren bir kız var karşımda… Olur ya! Hani aynaya bakarken istemsiz olarak elini uzatıverirsin. Aynaya uzatıyorum elimi. Ellerimiz birleşiyor karşıdaki kızla…
Derken annemin kapıyı açma sesi geliyor. Annem “Kalk gel de kahvaltı edelim,”’ diyor. Öğlen öğlen ne kahvaltısı diye düşünüyorum. Ve annemin bana dokunmasıyla uyanıyorum GÖRDÜĞÜM, GÖREBİLDİĞİM o güzel rüyadan. Hep karanlığı yaşardım ama hayatımda ilk defa gördüm. Rüyada da olsa gördüm işte. Ve şimdi aydınlıktan karanlığa uyanıyorum.
Bugün doğum günüm günlüğüm. Dün akşam yatağıma oturduğumda uzun uzun dualar ettim. On sekizime girerken gözlerimin iyileşip de açılması için dua ettim. GÖREBİLMEK için dua ettim. Annemi görebilmek için… Renk nedir bilmek için…
Doğum günümde odamdan çıkmak istemedim. Hatta yatağımdan bile çıkmadım. Gözümü kapatıp aynı rüyayı görmeye çalıştım. Ama nafile! Olmadı. Tanrı dualarımı bir defa, bir süre için kabul etmiş olsa da bu benim için en güzel doğum günü hediyem hatta hayatımın en güzel hediyesi oldu. Annemi babamı gördüm, gökkuşağını gördüm. Suyun rengini ve kendimi de gördüm.
Rüyamdan uyandıktan sonra gölgem bile beni yalnız bıraksa da kendi karanlığımda yalnız kalmış olsam da renklerin kokusunu çekerim bundan sonra içime. Başkalarının gözlerinde ne vardır, görebilen insanlar ne görür, nasıl görürler bilmiyorum ama ben çok güzel şeyler gördüm günlüğüm, çok güzel şeyler…
Değerli günlüğüm,
Bugün tarih atmaya gerek duymadım. Doğum günüm olduğu için değil; hayatımda ilk kez gördüğüm için atmıyorum tarihi.
- Gördüğüm tarih!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.