- 782 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MASKELER
İnsan yaratılmış varlıkların içerisinde belki de en şanslı olanıdır. Zira Allah(c.c) akıllı olarak, düşüne bilen bir varlık olarak yaratmış insanı. Diğer canlılara kendilerini savunması için hayatta kalabilmesi için çok farklı meziyetler vermiş biz insanlar bu hususta diğer canlılardan biraz geride kalırız ne bileyim mesela renk değiştiremeyiz zırhla kaplı bir derimiz yok zehrimiz yok vesaire vesaire.
Ancak yüce yaratan akıl vermiş dedim ya işte sana kendini koruyacağın zırh, zehir, kamuflaj korunacak her şeye sahipsin hatta çok çok daha fazlasına. Bu akılla her türlü canlının üstünde kalır insan, beslenme zincirinin en üstünde insan yok mudur? Her canlı biri birini yer. Biz hemen hemen hepsini yeriz.
Benim asıl değinmek istediğim insanların kendisini diğer insanlara karşı savunması’ki bu da işin en zor kısmı. Çünkü karşındaki de senin gibi düşüne bilen ve senin gibi akıl verilmiş bir insan. Durum böyle olunca da olaylar elbette ki farklılaşıyor. Kendimizi ötekilere karşı savunmak için değişik yollara, yöntemlere başvururuz malımızı, canımızı, namusumuzu, sevdiklerimizi ve değer verdiklerimizi kurumak adına metotlar geliştiririz. Kimsenin eline sonradan bize karşı kullanılmak üzere koz vermemeye dikkat ederiz. Gerçek rengimizi asla belli etmeyiz. Hep yüzümüzde zorunlu olarak taktığımız maskelerimiz vardır. Korunmak için ya da daha değişik maksatlarla da kullanacağımız maskeler.
İnsanın üç maskesi vardır.
1) Karşısındaki insanlara göstermek istediği yüzü. Bunu biraz açalım.
İnsanların seni ne kadar tanımalarını istiyorsan gerektiği kadar o yüzünü gösteriyor ve ona göre davranıyorsun. Yani insanlara kendi hakkında ne veriyorsan onu alıyorlar seni o kadar tanıyorlar. Aynı şeyler senin içinde geçerli elbette. Mesela şunu illaki hayatının bir yerinde yaşamışsındır.(ya ben nasıl bu adamın ya da kadının bu yüzünü hiç görememişim)Zira sana gösterilen yüzü tanırsın o kadar.
Çok iyi insanmış gibi görünen insanın içi nasıldır bilmek mümkün değildir. Ya da sert mizaçlıdır dış görünüşü ama pırlanta gibi bir kalbe sahiptir bilemezsin işte.
2) Yalnız kendimizin bildiği ama hiç kimselere göstermediğimiz, irili ufaklı sırlarımızın olduğu iç dünyamız vardır. Kendimizden başka kimse bilmez. Bazen kendimize ait sırlarımızı ağzımızdan kaçırıveririz sonrada nasıl kıvıracağız diye çırpınır dururuz. İşte onun için hep tetikte dururuz, aman ağzımdan istemeden bir şey kaçırmayayım diye.
Fakat başkasının o sakladığı yüzü görmek içinde can attığımızda bir gerçektir.
3) Aslında bu üçüncü yüzümüzü kendimizde pek tanımayız nasıl mı şöyle ki bazen o kadar zorlukların altından kalkarız, tahammülü mümkün değilmiş gibi sandığımız durumların üstesinden geliriz ki kedimiz bile buna şaşırır kalırız. Hiç umulmadık yerlerde hiç umulmadık hatalar yapar sonrada ben bunu nasıl yaptım diye dövündüğümüz bir sürü olaylar mevcuttur hayatımızda.
İşte gerçekte budur zaten, hem hiç kimsenin hem de kendimizin bilmediği tanımadığımız bir yüzümüz vardır.
Lafın kısası insanın içi de dışı da bir diye bir deyimin olmayışıdır ne yazık ki.
Şimdi tüm insanlar riyakâr ya da ikiyüzlümüdür diye soracak olunursa, hayır elbette eki değil.
Bu kasıtlı aldatmaca olmadığı sürece değildir. Kendimizi dış etkenlere karşı kurumak zarar verilmesini engellemeye çalışmaktan başka bir olgu değildir aslında.
Kalın sağlıcakla.
Talip ACILIOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.