- 662 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
YAZARDAN YAZARA DERS
OKTAY AKBAL
Yazardan Yazara Ders!
“Doğaya insan kişiliği vermeniz, deniz derin derin nefes alırken; doğa mırıldanırken, konuşurken, sıkıntı çekerken, bilmem ne ederken, bütün bunlar tasviri monoton, bazen tatsız bazen anlaşılmaz duruma getiriyor, doğa tasvirlerindeki güzellik ancak sadelikle, ‘güneş battı’, ‘hava karardı’, ‘yağmur başladı’ gibi yalın cümlelerle ifade edilebilir, istediğiniz şey ancak böyle anlatılabilir.”
***
Bu bir mektup, Anton Çehov’dan Maksim Gorki’ye bir ders verir gibi!.. Bir yazma dersi!.. Çehov gibi bir yazarın başka bir yazara, Maksim Gorki’ye bir uyarısı, daha doğrusu bir eleştirisi...
“Sıfatları ve zarfları kaldırın. O kadar çok kullanıyorsunuz ki okuyucunun dikkati dağılıyor, yoruluyor, okuyucu! Adam çimene oturdu diye yazdığım zaman benim demek istediğim anlaşılıyor, çünkü dikkati dağıtmıyor. Buna karşılık ‘omuzları geniş, göğsü basık, orta boylu, kızıl sakallı adam, yoldan gelip geçenlerin ayakları altında çiğlenmiş çimene sessizce ve korkarak oturdu’ diye yazarsam, hem güç anlaşılır hem de okuru yorarım. Edebiyat bir saniyede zihne kazılmalıdır.”
***
Maksim Gorki bu eleştiri üzerine şöyle yanıt vermiş:
“Dedikleriniz haklı, doğru! Bir türlü kaldırıp atamıyorum. Elimi tutan bayağı olmak korkusu! Sonra her an telaş içindeyim. Kalemime ne gelirse çırpıştırıveriyorum, en kötüsü sadece kalemimle geçiniyorum. Elimden başka iş gelmez?”
***
Çehov uyarılarını şöyle sürdürmüş:
“Şimdi eksikliklerinize gelelim. Ama eksikliklerden söz etmek o kadar kolay değil. Bir dehanın eksikliklerinden bahsetmek bahçedeki kocaman bir ağacın eksikliklerinden söz etmeye benzer. Çünkü ana mesele ağacın kendinde değil, ağacı seyredenin zevkindedir... Ölçüsüzlük gibi gelen tarafınızdan başlayacağım. Bu ölçüsüzlük özellikle konuşmaların arasına sıkıştırdığınız doğa tasvirlerinde görülüyor. İnsan okurken o tasvirlerin daha sık, daha kısa, şöyle ikişer satırlık bir şeyler olmasını istiyor. ‘Nezaket’ ‘Mırıltı’ ‘Yumuşak’ gibi kelimelerin sık sık kullanılması bir özenti havası veriyor, soğuk bir monotonluk, bunaltıcı bir hal yaratıyor.”
Anton Çehov gibi bir yazarın yaptığı bu eleştiriyi Gorki şu sözlerle yanıtlamış:
“Ara sıra bana zayıf noktalarımı göstermenizi, öğüt vermenizi, kişiliğini daha bulmamış bir arkadaşa davranılacağı gibi davranmanızı istiyorum.”
İşte gerçek yazar olgunluğu!
5 Ağustos 2012 - Cumhuriyet
YORUMLAR
İşte onları büyük yapan da budur asıl. Her kez başka bir göz ile bakar hayata. Kimi masmavi gözler ardından kapkaranlık, hissiz bir dünyaya dalıverir. Kimisi ise simsiyah gözleriyle apaydın geleceklere yelken açar. Velhasıl, bizim iyi gördüğümüz belki de insanlar tarafından hoş karşılanmayandır. Bu yüzden kulak vermeli okuyucuya. Onun gözüyle bakmalı ki yeni kıtalar keşfedebilsin. Değerli yüreğinize sağlık...
TÜLİN ÖZTUNÇ
Esenlikler dilerim
Eleştirmek vede eleştirileri kabul eden bilge en güzel kalemlerdendir iş budur erdemlik ,yine güzel bir konuyu işlemişsiniz güzel kalem sevgilerimle bogazın ılk esen koyundan
TÜLİN ÖZTUNÇ
Moda sahillerinden esen Dost meltemiyle yolluyorum selamlarımı ben de.