- 601 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TENKİT
" Gerçekler ve tenkitler büyük ruhları besler ve güclendirir,küçükleri ise öfkelendirir."(Napolyon).
Hangimiz veya kaç kişi tenkit edilmekten,hata ve eksiklerinin söylenmesinden hoşlanır ki ? Hiç kimse...veya pek az kişi...hatta azdan da az..Ama bir çoğumuz riyakarane bir içtenlikle,hatalarımızın söylenmesinden hoşlandığımızı,kırılmayıp bilakis memnun olduğumuzu söyleriz.Çoğumuz birine " bana hata ve eksiklermi söyle ! " derken,içten içe övülmek taktir edilme isteğimizi bu kelimelerin ambalajın da hissettiririz.
Birinin :" Estağfurullah abi ! Ne hatası bu insanlar seni anlamıyorlar...." yada " Yok canıım ! Ne hatası,öyle abartılacak bir hatanı göremiyorum..Eh..beşeriz elbette ki eksiklerimiz vardır,lakin her kes senin gibi olsaaa.." ve buna benzer cümleler kurmasını ne kadar isteriz.Hasbel kader harbi,dobra biri çıksa.." Ya haklısın be mübarek ! Senin kide hata değil düpe-düz aptallık..." veya " Ya sende biraz dikkat et ! Hep aynı şeyleri söylüyor ama aynı hataları yapmaya devam ediyorsun " gibi şeyler söylese,ya hemen savunmaya geçer,adamın senin samimiyetine inanıp hatalarını söyladiğine pişman ederiz.Veya aynı samimiyetsiz riyakar tavırla hak verir gibi dinler içimzden de : " Vay be..! Adamda ki bana karşı gizli biriktirdiği öfke ve hasetliğe bak ! Biz de bunu dost bilirdik,bir hata ve eksiklerimi söyle dedik adam saklı zehirini kustu.." der dostum dediğimizle aramıza gizli bir mesafe koyarız.
Madem tenkitleri olgunlukla dinleme ve ders çıkarıp eksiklerimizi giderme gibi adamlığa sahip değiliz/değilsek,o zaman kimseyide tenkit etmeyelim.
Bilelim ki insanlarla uğraşırken mantıklı canlılarla değil,duygusal,kendilerine göre inanç ve haysiyeti olan kimselerle uğraşıyoruz.Başkalarını tenkit edeceğimize onları anlamaya çalışalım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.