- 1171 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
ADI MEHTAP ALTAN
ADI MEHTAP ALTAN
Kendisini tanımlarken şöyle demektedir: Edebiyat topraklarına ayak bastığım günden itibaren yüreğimden hiç eksik olmayan bir kalemin; yaşama kendi dilince ağıtlar, manifestolar, lirik sancılar, aşka kan veren imgesel denizler ve en çok da özleme sarılan sükûnlar doğurduğunu gördüm. Yürek terimden oluşan bu çalışmalarımı şiir, nesir ve söyleşi alanında kullanarak edebiyatın o kutsal sonsuzluk dergâhında ben de olmak istiyorum dedim.
"Edebiyat, emek verenin emeğine vefalı toprağında sonsuz bir gök bağışlar" felsefesini büyüterek yarına yürüyorum…
Değerli Mehtap hanımı geç tanıdım. Bazı yorumlarımda sert eleştirilerde bulundum. O, kendisine atılan gül demetlerinden ilk önce alınganlık gösterdi belki. Oysa benim bir art niyetim ve ön yargım yoktu. Çalışmalarını beğeniyor, fakat eksikliklerini de söylemeden geçemiyordum. Zaman zaman yazılarından uzak durdum bu yüzden. Fakat şiirlerini okumadan edemedim. Çünkü ben de ağırlıklı şiir yazmaktayım.
“Gamlı Gelincik Masalı” adlı şiirine özetle şöyle bir yorum yapmıştım: Merhaba...Şiirinizde uçlara kaçan zıtlıkları ahenk içinde dizayn etmeye çalışmışsınız...Bazen ayazda yangın, alevde titreme, sözcüklerin maksadını daha hoş kılar elbette...Fakat kimi zaman fevkalade bir inci gerdanda, yakut bir taş estetiği bozar...Pahalı sözcükler kaliteli anlamlar içermez her zaman...Şaire düşen, ahengi...estetiği...mihenk taşını yakalamaktır elbette...Esas olan, tek düze malzemeden mükemmel bir yapıt üretmektir… Sözcükleri pahalı kılan, yüklenen anlamlardır... Şiir zarif...naif ve estetik ...Kanımca esere uyum sağlamayan sözcükler ufak bir istisna…Saygılar...
Bu yorum neticesinde, yedi kez birbirimize cevap yazdık. Kendisine aşağıdaki sözü de yazmıştım cevabımda. Ve Mehtap hanımın bana yazdığı cevap şöyleydi:
“ "Sizi sizde olmayan hasletlerle övenler, bir gün de olmayan zılletlerle yererler..." bu sözü yüreğimin ve aklımın kesiştiği bir yer var ...işte tam orada saklayacağım ve hiç unutmayacağım...Hayırlı Ramazanlar...”
“Ay Yarası” şiirine de uzunca yazdığım yorumum özetle şöyleydi: Merhaba… Şiir damarlarda gezdikçe acılar git gide tatlılaşmakta…Hüzünde tadı aratan eserler ne hoştur… Gurbet bazen uzaklarda olmaz…Koşulları tamamsa ayrılmadan da yaşarsın hüznü…çileyi…Hayatsa, öleceğimiz için bize bahşedilmiş koşullu bir seçenektir…”Anladım ölüm doğmaya en büyük nedenmiş” söylemi ne güzeldir…Hep kokulu çiçekler yetiştirelim yürekler incinmesin… Çok tebrik ediyorum…Yüreği güzellikler için acıyan insan…
Yazdığı cevap özetle şu şekildeydi: ”Ramazanda gelin her gün güzel bir şey yapalım" cümlesini hatırlıyor musunuz...Bugün yine güzel bir şey yaptık sanırım "Ayet" kelimesinde büyük bir hataya düşüşümü hatırlattınız: Hemen değiştiriyorum! ... Teşekkür etmek yeter mi bilmiyorum ama emin olun mükemmele gitmek için akıtacağım her damla terde aklımda olacaksınız...Saygım ve elbette sevgimle...
Bir yapıtın kaliteli olmasına, belki de günün yazısı veya şiiri seçilmesi yetmez . Bazı yazıları ve şiirlerini günün şiiri seçilmesine rağmen yine de eleştirmiştim. Ancak yazılarına gelen bir hayli fazla müspet eleştirileri göz önüne aldığımızda, alınan bu ödüllerin de haklı ve yerinde kararlar olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Yazdığım bir yorumuma cevap verirken; “Mükemmele giden yolda düşünce desteğinizle yanımda olmanız ayrı bir güzellik...” demişti.
Kendisine mükemmelin yakalanamayacağını “daha iyiye, güzele “ demenin daha uygun olduğunu söylediğimde; “Daha iyiye daha güzele birlikte yürürken eleştirel seslerimizin dostça birbirini büyütmesi dileği ile diyorum o vakit...Saygım ve pek tabi ki sevgimle...” diye cevap vermişti.
Bir şair veya yazarda, “eleştirilere açık ve tahammüllü olmak, hoş görüden ödün vermemek” ne güzel haslettir. Meyvesi olan ağacın dalı eğik olur. Kendisini yetiştiren insan, mütevazı ve ağırbaşlıdır aynı zamanda.
Değerli Mehtap hanımda bunları fazlası ile gözlemlemenin tanığıyım. İstese fikirlerime karşı çıkar, hiç birisini kabul etmeyebilirdi. Güzel hasletlerinden biri, “eleştirilere hoşgörü ile bakabilme” tavrıdır.
Mehtap hanımın sitede sanırım yüz dört (104) şiiri yayımlanmıştır. Bunlardan on tanesi (10) ”günün şiiri” seçilmiştir. Yetmiş bir (71) şiiri de “uğur böceği” almıştır. Bu ödüller elbette ki tesadüfi değildir. Ve çoğu kimseye de böyle bir başarı nasip olmamıştır.
Aynı zamanda, seksen yedi 87) makale yazmıştır Bunlardan yirmi dördü (24) "günün yazısı" seçilmiştir. Bu da bir tesadüf değildir elbette.
Ben de günün yazısı seçilenlerden ufak inciler derledim:
1-"Sinan Yağmur / Her Anne Bir Melektir" Kitabına Önsöz’üm
Yaşam, insanların ruh ve yüreklerindeki kafesi zamanın kollarında kıran ve penceresinde daima umut yeşerten sonsuzluk bahçesidir… Okuduğunuz yazı 17.5.2012 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
2-"Sinan Yağmur / Aşk’a Yolculuk / Veysel Karâni" Kitabına Önsöz’üm
Kutsal bir emanet gibi, hak eden sahiplerini bekler, karanlıktan bitap düşmüş yüreklere bir nur aydınlığı sunabilmek için. Peygamber, sahabeler ve velilerdir inancın ruhumuzu arındıran güzergâhlarında bizi karşılayacak olan asıl hikâyeler…Okuduğunuz yazı 25.2.2012 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
3-Sinan Yağmur ile Edebi ve Manevi Topraklara…
Mehtap Altan: Sinan Yağmur “Aşkın Gözyaşları Tebrizli Şems” adlı kitabınız ile gönüllerimize yağdınız… Ama bu kitaptan öncesi ve sonrası da var… Bize kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz? Okuduğunuz yazı 19.1.2012 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
4-Efkan Şeşen İle Şiir ve Müzik Üzerine Söyleşi
M.Altan: Sayın Efkan Şeşen şiir üzerine yaptığımız bu söyleşiye değer verdiğiniz ve düşüncelerinizle renk kattığınız için teşekkür ediyorum…
Efkan Şeşen: Ben de bu güzel sohbet için teşekkür ediyorum. Sağ olun sevgi ve saygılar…Okuduğunuz yazı 25.12.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
5-Teneffüs
/Teneffüs zamanları hüznün duldasında güneşe gebe kalacak ruhumuzun doğum zamanıdır!…/ Okuduğunuz yazı 22.10.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Bu yazıya yaptığım yorumda özetle şöyle demişim: “Merhaba Mehtap hanım güne düşen şiir ve yazılara baktım, isminizi gördüm. konusu okul ve öğrenci olunca dayanamadım. Bizler eleştirilmezsek nasıl gelişeceğiz? Bir gün birileri "kral çıplak" dediğinde o zaman daha çok yıkım olmaz mı? Elbette mükemmeli rötuşlanarak yakalayabiliriz...Tarzınızı şiir dili olarak çok olumlu buluyorum...Nesirde farklı düşünmekteyiz...Düşün dünyanız çok nostalji ağırlıklı...Daha çok kuramsal düşünmeyi yeğlemektesiniz...Fakat gözlemleriniz çok etkileyici... Vardama ve yordamalarla yazıya ayrı bir renk katmışsınız... Doğrusu 1739 sayılı M:Eğitim Temel Kanunu’nun ruhunu çok iyi bilmektesiniz.. Çünki Türk Milli Eğitiminin genel amaçlarını o kadar isabetli betimlemişsiniz ki... Özellikle duyuşsal anlamda...Benim değerlendirmem kendimi bağlamakla beraber, sadece yöntem bakımından % 10 luk bir eleştiri getirebilirim...hiç bir ön yargıya kapılmamaya çalışarak...Bilimsel yaklaşım da bunu gerektirmektedir....İlmi tavır sahibi olmamız gerekmektedir...Bütün bu yazılanların ışığında, tebriklerimi ve takdirlerimi sunuyorum efendim...
Yazdığım bu yorumu Mehtap hanım “etkili yorum” olarak seçmişti. İşte böylesine eleştiriler gözle bakan yazıları büyük bir gönül rahatlığı ile seçebilmek büyük bir erdemliliktir kanımca. Kişileri böbürlenmek, öğünmek değil, alçak gönüllülük yüceltir. Çok hoşuma giden bir söz vardır: “Kavak yükseklerdeyim dedi, baltayı yedi. Kamış, boşum dedi, şekerlendi.”
6-Düğmeli Umut Manifestosu
Köpek havlamalarının Demirkazık dağlarına çarpıp gelen yansımasıyla bölündü gecem! Rüzgârı ve sarı yalnızlığı bol bir memleketti burası… Rüzgârın uğultusu, bazen içimdeki yalnızlığın kapısını tıklatan haylaz olurdu… Okuduğunuz yazı 6.9.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
7-Nurullah Genç İle Şiir Üzerine Söyleşi
Mehtap Altan: Elbette Nurullah Genç ülkemizdeki en değerli şair ve akademisyenlerden biridir… Ama biz sizi kendi seçtiğiniz cümlelerin eşliğinde kısaca tanımak istiyoruz… Mümkün mü? Okuduğunuz yazı 29.7.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
8-Fısıltıların Kahramanlarına S...
Anne!... Kanadımın birini onardıkça diğerini kırıyor yaşam... Tam her şey geçti diyorum bir tomurcuk gibi patlıyor güneşimin saçlarını yolanlar... Pencereme gelip o garip çığlığını atan martıyı gördüm rüyamda...Okuduğunuz yazı 19.7.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
9-Ay Üşümüşlüğüne Yağan Nur
"Neden şefkatinin ve yüreğinin bir dirhemini sana sunmayanların toprağında güller açtırırsın ki ey bülbül! Sen gülün dikenine bile avuçlarındaki hayatı sunan vefanın makamısın... Okuduğunuz yazı 10.6.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
10-Mistik Mırıldanmalar
Yolun çukur tarafındaki çamura bastı ayağını çocuk! Bileği burkulmuştu minicik ellerini ayağına sararken güneş ışığının kirpiklerine düşen sıcaklığını hissetti... “Neden” dedi! “Neden gözkapaklarıma saldığım kelimeleri bulamıyorum”... Okuduğunuz yazı 27.5.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
11-Abdurrahim Karakoç İle Şiir Üzerine Söyleşi
Mehtap Altan: Sayın Abdurrahim Karakoç biz sizi elbette şiirlerinizle, yaşamdaki güçlü duruşunuzun yıllara yansıyan rüzgârı ile tanıyoruz… Ama bir de sizin seçtiğiniz kısa ama detayında anlam gizli kelimelerinizle sizi tanımak isteriz mümkün mü?...Okuduğunuz yazı 11.3.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
12-Demi Mimlenmiş Düşler
Bugün gönlümün dergâhında bir salıncağa tutunuyor içimdi kızın mor heybesindeki düş doğuran gülüşleri. Ne garip! Şiirin emzirdiği ruhum, nesrin yeleleri göğün şakağına değen heyecanına katık ediyor nakaratını. İliklerime dek şehrimin nasırlı topraklarına yağmak isteyen bir kıvranışın hazzındayım şu an…Okuduğunuz yazı 27.2.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
13-Salkım Saçak Gecenin Bağrında (2)
/Asumana yama olunca gülüşler/ Bir önceki gecenin ardından gelen tılsım, kadının ruhunu arındıran rüzgârı konuk etti sabahın ilk ışıklarına… Dün geceki yaşadığı hâl, onu parmak uçlarına dokunan bir gerçeğin yoluna sürüklemişti…Okuduğunuz yazı 11.1.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
14-Ataol Behramoğlu İle Şiir Üzerine Söyleşi
M. Altan: Sizin dilinizle sizin kelimelerinizle sizin cümlelerinizle Ataol Behramoğlu’nu tanımak istiyoruz kısaca… Mümkün mü?... Okuduğunuz yazı 1.12.2010 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
15-MERDİVEN’DE EDEBİ ÇİSELER
Yaşam kendi içinde kendi kurallarıyla ve kendi fırça darbeleriyle insanı zaman tablosuna nakşeden bir aynadır… Aynanın sırrı ise insanların bu fırça darbelerine katkısındaki ayrıntıların bıraktığı izdir… Ve bu izlerin ruhumuza katkısı kendi çabalarımızın geleceğimize artı ya da eksi olarak yansımasıdır… Okuduğunuz yazı 6.10.2010 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
16-Kehanetinde Arafı Büyüten Kız
"Yeşim Deren’e" Yaşam, insanları hep bir sınavla sınarken giydirir üzerine, ateşten gömleğin ıslak duruşlara savuran rüzgârını… Hiçbir insan yoktur ki yaşamında bu anlamda esişlerin savurduğu rüzgâra açmasın ruhunu…Okuduğunuz yazı 10.8.2010 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
17-Ruhumda Yeşerdi Ufkumun Yareni
Bugün “Sen Ölünce Kim Ağlar?” kitabını okuyanlar kadar hayatı en güçlü yanımla yeniden tanımak istiyorum… Yaşamın bana sunduğu seçenekler içindeki şansımı, hüzünden ve korkularımdan yana kullanarak bana sunulanı nasıl eskittiğimi görmek için henüz geç değil… Erdem! İnsan yanımızın korunması gereken en sıkı bahçesi… Sonrası ise verilene dokunup kendini yağdırmak güzel olana, dirhem dirhem…Okuduğunuz yazı 20.7.2010 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
18-Yelda Karataş ile Şiir Üzerine Söyleşi
M. Altan: Yelda Karataş’ı ben önce yüreğindeki çıplak tebessümlerin ışığında tanıdım… Siz bize kendinizi kendi renklerinizle anlatabilir misiniz?..Okuduğunuz yazı 27.6.2010 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
19-Girift Uğultular Zinciri
Yaşam, gergefine işlediği manaları önce kendi teyelleyip toparlayan sonra yine kendi söken bir garip masallar silsilesi… Yaşam, kınında muamma taşıyan şeffaf sancı… Okuduğunuz yazı 5.2.2010 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
20-AMAÇ SAVAŞÇISI
Sabahın ilk ışıklarıyla yeryüzündeki kıpırtıların güne merhaba serenatı belki de son günlerdeki tek umut kırıntımdı… Doğadaki bu hareket benim yorgunluğuma yalnızlığıma hüznüme inat, coşkusunu cömertçe sunuyordu toprağa, atlasa ve canlılara…Okuduğunuz yazı 12.7.2009 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
21-Yalnızım Anla Beni Yalnızlığı
Çocuk olamadan bana büyümeyi öğretenlerin imzası var her karışında buzullar ekili ruhumda… Yalnız, soluk ve baharsız bir düşün sarı yalnızlığının sesiyim… Soluğum bir uçurumun kenarında açan papatyanın nefesi kadar ürkek ve yitik…Okuduğunuz yazı 24.6.2009 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
22-ROBOTU İNSANLAŞTIRIYOR İNSANI ROBOTLAŞTIRIYORLAR
Çelişki, insanoğlunun yaşam sürecindeki tanımı en belirli kelimelerden biridir. Tanımsız olansa çelişkiyi doğuran ana hatları bizlerin bile bile oluşturmasıdır…Okuduğunuz yazı 15.4.2009 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
23-EN SEVGİLİYE
Efendimiz, sultanım, nurum selamün aleyküm… Bilir misiniz efendim, şikâyetim var yaşamdan ve insanlardan yana. Biraz da kendimden yana. Diğer insanlar gibi dini birikimim belki fazla değil ama yüreğimdeki sessiz çığlıklarımı bir sizin duyacağınızı biliyorum bu yüzden bir size yağdı kıraç topraklarda kuruyan duygularım… Biliyorum ki siz sesin içindeki, ruhun içindeki samimiyetin alfabesinde duyarsınız samimi hıçkırıkları…Okuduğunuz yazı 24.3.2009 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
24-KENTLER ÇIPLAK BAKIŞLARDA YAŞIYOR
Eski ismi Nahita şimdiki ismi Niğde olan sarı yalnızlıktaki bu soğuk şehirdeki ilk günlerimdi. Su parasını yatırmak için dışarı çıkmak belki de aldığım en güzel kararlardan biriydi. Çünkü bu karar bana bakışlarda yakalayacağım öykülerin lezzetini sunacaktı saniyelerin nabzında…Okuduğunuz yazı 28.9.2008 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Buraya kadar bir şair ve yazarın çalışmalarındaki tespiti yaptım. Ortaya konulan eserlerin çokluğu yanında, büyük ölçüde seçkiye layık görülmesi, o kişinin başarısı ve kalitesi hakkında “yorumsuz”olarak, hiçbir kuşkuya gerek bırakmaz.
Bununla birlikte, Mehtap Altan’ın, yazı ve şiirlerinin ne denli seçkin ve edebi, estetik, naif, fesih, beliğ ve bir o kadar da duygunun zirvesinde olduğuna tanığım. Bunları yazarken elbette ki bir uzman, önemli bir otorite değilim.
Fakat birilerinin mükemmele giden yolda (kendi betimlemesi), daha iyiyi, daha güzeli yakalama adına, fakat asla kendisini düşünmeyen, yüreği hep acı çekenler için hüzünlenen, gök yüzünde parladığı halde yeterince farkında olamadığımız değerleri görmemize zemin hazırlayacak bulutları, ipeksi üflemeleri ile önümüzden kaldıran usta, bir kalemi yazması gerektiğine inandım.
Değerli Mehtap hanım yapıtlarında sözcüklerini büyük bir ihtimamla seçmektedir. Muhataplarını, kendilerine yakışan hitaplarla onurlandırırken, aradaki mesafeyi, nüansları, haddini ve konumunu da bilir. “En Sevgiliye” makalesindeki hitabet ve tevazu ne kadar manalı ve hoştur. “ Diğer insanlar gibi dini birikimim belki fazla değil…” itirafı ile birlikte, “…ama yüreğimdeki sessiz çığlıklarımı bir sizin duyacağınızı biliyorum bu yüzden bir size yağdı kıraç topraklarda kuruyan duygularım…” i fadesi ile de, gönlünde açılan pencerenin farkında olarak bütün hüsnüniyeti ile kendisinin duyulmasını umar…
Değerli kalem; bütün bu yazılanlardan sonra şunu ifade etmek istiyorum .Sizi, size yakışan şekilde, övebilmek isterdim. Bundan kaçınmaya çalışarak sadece bir tespit yaptım. Zaten sizin de bu tür iltifatlara ihtiyacınız yok, bundan sıkılacağınızı bilmekteyim. Hatta bu yazımdan bile.
Sizi daha güzel yerlerde göreceğimizden eminim. Sevdiğim tabirle “bir yudum insan” dan birisiniz.
Yolunuz açık olsun. İyi ki varsınız.
YORUMLAR
mükemmel bir yazardır bana göre bende takip ederim eserlerini.. yazınızı beğendim tebrik ederim hocam..
Entellektüel-41
teşekkürler değerlendirmeniz için...
saygımla...
Hocam, bu seferki kritiğiniz daha kapsamlı ve doyurucu olmuş. En az kendime yazılmış kadar beğendim.
Edebiyat aşkıyla çarpan yürekler öylesine aşikar ediyor ki kendini, görmek için fazla bir çabaya gerek yok.
Mehtap Altan'a edebi yolcuğunda başarılar dilerken, sizi tekrar tekrar emeğinizden ötürü kutluyorum.
Saygılar.
Mehtap ALTAN
Sevgiyle...
Aynur Engindeniz
Sevgiler.
Entellektüel-41
Değeri yazı dostum,kıymetli meslektaşım.,
İbrahim Hakkı Hz.leri der ki bir sözü .
---Mevlam görelim neyler neylerse güzel eyler.---
Sizin güçlü kaleminizden kadirşinas gönlünüzden Mehtap Altan'ı okumak ne güzelsi.
Mehtap hanımla olan arkadaşlığımız eskiye dayanır.Kendisini kalemini hanımefendi kişiliğini
çok beğenirim.
Bir de sizden dinlemek iyi geldi.
Her iki saygıdeğer arkadaşım kutluyor,selam sevgi saygılarımı gönderiyorum.
Entellektüel-41
Setfettin Bey, sevgili Mehtap'ı kaleminizin gücü ile anlatmaya çalışmışsınız. O, bir melek! Hangi kelimeyi kullansanız sırıtır.
Sevgili Mehtap'ı, siteye geldiğimden beri tanırım. Sitede sohbetlerimiz, yorumlarımız olur. Onu gözümde öyle büyütmüştüm ki, sanki kendisi de yüreği gibi kocaman bir insandı. Ona bakarken başımı kaldırıp öyle bakacağımı düşünüyordum.
Edebiyatdefteri, İzmir toplantısında kendisiyle tanışınca şok oldum. Neden mi? O küçücük bedene kocaman yüreği nasıl sığdırdı diye. İnanın hala düşünmekteyim.
İkinci şoku, Antalya Manavgat'ta yaşadım. Manavgat'a her gittiğimde uğradığım kitapçıya yine uğradım ve Sinan Yağmur'un kitaplarını gördüm. Hemen birini alıp sayfaları çevirmeye başladım. İşte orada yine Mehtap Altan çıktı karşıma. Kitap elimde, kitapçıya gittim. "Bu ön sözü yazan benim arkadaşım" dedim gururla. Çok gururlandım çokk.
Kısaca Mehtap Altan, yaratılanı sever, Yaratan'dan dolayı...
Tebrikler Setfettin Bey, saygılar...
Mehtap ALTAN
Ve yudum yudum insan olmak adına erdem bahçesinde birlikte büyümek...
Ve birinin başarısı ile diğerinin mutlu olabilmesi kadar kocaman bir yüreğe sahip olmak...
Sahi bedenim o kadar küçük mü:)
Sevgimle Emine sultan...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Bedenine gelince, ben seni gözümde öyle büyütmüştüm ki, tabii bu büyütme bütün olmuş. Bedenini görünce şok oldum. Küçücük beden ve kocaman yürek.
Hep böyle tertemiz kalsın duyguların can. Çok sevgimle...
Entellektüel-41
"Bir yudum insan" olabilmek başka bir insanın göğe bakan gözlerinde!...
Çalışmanızı kaç defa okudum bilmiyorum...
Hem eski çalışmalarımdan parça parça kesitleri yeniden koklamaya fırsat buldum...
Hem de iyisiyle kötüsüyle adımlarımın başka bir adıma kattığı sesi duydum...
Evet yüreğim ve aklımın kesiştiği o yerde saklı duran bir kaç nasihat var...
Onların her biri yaşamın beni sürüklediği anlarda düşmemem için destek olacak vefa asâları aslında...
Bir istatistik, bir analiz ve donanımlı bir araştırma...
Biraz utandım, biraz çocukca sevindim, biraz edebi yanımın acıkan yanlarına sürdüm edebi çalışmalarım hakkında kullandığınız cümlelerin tecrübe rengini...
Ve en çok da edebi alanda birbirlerine bu anlamda destek veren renklerin çıkardığı bu tabloyu seviyorum....
Sanki anne kucağındaki, sanki dua eden avuçlarımızdaki terin ıslaklığındaki, sanki bir babanın yüreğindeki yıkılmayan kalenin gölgesindeki o sonsuz huzurun kokusuydu şu an taaa buralara gelen...
Bu irdeleyen, yüreklendiren, geçmiş ile gelecekteki haritayı an'a sunan çalışma bana değil başkasına da olsa gurur duyacaktım...
Verdiğiniz emek, harcadığınız soluk için sonsuz teşekkürler...
Saygı ile...
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimle.
Entellektüel-41
Sizin gibilere karşı insani ve vicdani sorumluluğumu yerine getirdiğime inanmaktayım...
Bir sanatçının yapması gereken doğal tepkilerde bulunmanız elbette hakkınız...
Fakat asla kendinizi "az ve küçük" görmeyiniz...
Benim yaptığım tarihe bir izdüşümdü...Birilerinin yapması gerekiyordu...Bize düştü...
Şunu da itiraf edeyim ki istatistiğim ve araştırmam kesinlikle iyidir...Bu konuda başarılı olduğumu "tevazu göstermeden" söyleyebilirim(!)...
Sanırım ben amacıma ulaştım...
Ancak çözemediğim bir olgu gözlemlemekteyim...Çok okuyan olduğu halde nedense yorumdan kaçınıldı...Özellikle de tanınmış yazarların sayfama girdiğini izledim...Burada tahminlerimi yazmayacağım...
Bu güzel uygulamayı san ki birileri istememekte...
Önemli de değil, ben aldırmam, yoluma devam ederim...Kulisler, kıskançlıklar bana göre değil...Daha da sürprizli ve şaşırtıcı yazılarım olacak bundan sonra...Geniş bir okuyucu kitlesine ulaşıldığını ve amacın gerçekleştiğini görüyorum.Bu yeterli...
Sizi bir nebze mutlu edebilmişsem ne mutlu...Ben sadece sandığınızı açarak kendi hazinelerinizi yeniden gözden geçirmenize vesile oldum...
Tekrar tebrik ve başarılarınızın devamını diliyorum...Saygımla...
Mehtap ALTAN
ne güzel bir söylem...
naftalin kokusu geldi burnuma...
ayrıca gün içerisinde birçok yazı okuyorum şiir okuyorum...
ama her sayfaya yorum yazamıyorum yorum yazmamam o kişilere alınmış bir tavır değildir... bu durumu böyle değerlendirelim olmaz mı ...
hani demiştik ya bugün güzel olan ne yaptık!...
bugün şartsız bir ırmak akıttınız yüreğimde ve ben kendi ırmağımdan bana baktım yeniden...
var olun...
saygımla...
Mehtap ALTAN
Elbette affına sığınarak...
Teşekkür ederim değerli büyüğüm Ayşe Karan...