- 1230 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
DAĞILAN HİSLER
“ …Ben neyim ve bu hal neyin nesi?
Yetiş, yetiş, hey sonsuz varlık muhasebesi?
Dışımda bir dünya var, zıpzıp gibi küçülen,
İçimde homurtular, inanma diye gülen... “N-F-K
Ruhumun alacakaranlığı… Korku nedir, ne zaman belirir, ne zaman kaybolur? Peki ya güneş… Batışında mıdır bu huzur yoksa çok mu yakın aydınlığım? Ezberimde birkaç yabani sözcük… Aralara noktalar kümesi karışmış cümlelerim… Kimim ve neredeyim? Bu kadar zor mu bunu yanıtlamak? Sorgular… Sorular… Bir dolu yanıtsızlık… Elde var bir ben… Kim olduğunu bile söyleyemediğim yegâne varlığım. Sahip olduğum ya da öyle olduğumu sandığım ama aslında bir türlü olamadığım, asla olamayacağım değerler… Bir bir uçuuup gittiler. Kalabalık yalnızlarda geceyi oynuyorum içinde bir hayat dolusu umut kandilleri bezeli. Tüm zenginliğim aslında en bilmediğim yerlerde belki. Hiç bilemediğim, çözemediğim, hükmedemediğim gerçeğim; kaderim, kalbim, kelimelerim…
Ah kalbim dediğim bir uçurtma şimdi, rüzgârın savurduğu yönde raks eden. Ne o benden sorulur artık ne ben ondan…
Ürkek ürkek dağılan bulutlarda mı aramalıyım ruhumu? Sinsice evime sızan gün ışınlarında mı? Uykusuzluktan bitap düşmüş gözlerimden mi beklemeliyim yanıtı, dağılmış düşüncelerimden mi, parçalanmış ruhumdan mı? Solgun bir geçmişin çürük kapılarını açsam ardına kadar hangi güzün çıkmazında bulurum pörsümüş düşlerimi? Biliyorum, artık yazmak öyle zor geliyor ki bu karmaşık insana. Sözcükler boğazında düğüm düğüm… Hangi bahara el atsa kışın acı soğuğu istila ediyor nadide düşleri. Öfkeli bir ayrılık değil bu buruk bir tebessüm kadar içler acısı. Kim kalemine öfke duyabilir ki? Kimse, hiç kimse kalemine öfke duymaz.
Yazmak, en büyük korku şu günlerde, garip… Kendini tekrarlayan adi kelimelerle dolu satırlar. Oysa ne yapmalı ne yapmalı tutuvermeli gönlün zarif ellerinden. Ses vermeli en derinlerine ki yolunu kaybetmesin başka ömürler. Tarifi zor, dolusuna hisler sızmakta günün torbasına. Yaşamak dediğin geçici heves… Ölüme bir adım yaşamın ilk sahnesi belki de. Nedir zaman şimdi söyleyin? Yaşam ile ölüm arasına sıkışmış bir nefes mi dolusuyla ciğerlerine çekmek istediğin? Küçük bir basamak mı ezelden ebede? Bir köprü mü yoksa hayal ile gerçek arası? O yüzden mi gördüğün rüyaları gerçekten ayıramaman? Ölümüne yaşamak bazı şeyleri ölüm için yaşamak zaman zaman…
"Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde? " N-F-K
" beyhude"karalamalar
050812
YORUMLAR
Uzun metrajlı bir şiirdi satırlara dökülen, bir katre-i hüznün dillendirdiği iç sesleriydi adeta... Neyim, kimim ve zamanın neresindeyim diyordu, derin bir sorguydu yürekten dökülen...
Hiç bir yazıyı bu kadar benimseyerek ve bir şiir tadında okuduğumu ve içime böylesine derinden dokunduğunu hissettiğimi hatırlayamıyorum desem, inanınız değerli kalem...
Kaç şiirdi satırlara yansıyanlar ve kaç yüreğin sesi...Kimbilir...
"Ölümüne yaşamak bazı şeyleri ölüm için yaşamak zaman zaman… "
Susuyor ve yürekten tebriklerimi sunuyorum engin yüreğinize,
selâm ve saygılarımı sunuyorum...
"
Ruh tasvirleri ruhun halleri şiir gibi akıcı bir yazıydı... Sorgulamalar, hayat denilen bir sahne... Acun denilen bir acuzenin ellerindeyiz... Girişi biletsiz, çıkışı hesap istenenen...
G a r i p . . .
Düşünce ufuklarına giden ve götüren etkili bir yazı...
Kaleme/kelama hürmetle...
==================================== e d i b / a h m e t
"Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde? " N-F-K
Yangı dolu yüreğine yorum yazacaktım yazını okudukça edebiyat yürekli, şiir dolu yeganem de bu son dize üstad ile öyle kilit vurdu ki ellerime...
sustum
kaldım yazının ve söylencelerle dolu yüreğine sahir dilinin çevresinde
ahraz bir mutluluktur artık ahvalimiz, istesek de sevinç çığlığı atamayız....
sevgimle...
edebiyat aşkına......
" ahraz bir mutluluktur artık ahvalimiz, istesek de sevinç çığlığı atamayız...."